HOŞ GELDİN!
Seni yeniden aramızda gördüğümüz için mutluyuz..
Seni aramızda görmekten mutluluk duyarız!
Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..
Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..
GİRİŞ
KAYIT
Anasayfa Kavram Mutfağı Adına Yönetim (governance)
Kavram Ara
KAVRAM
(Genel kabul görmüş anlamı)
ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK
(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)
YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR
(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)
Herhangi bir öğreti (din, bilim, siyaset, ideolojik öğretiler vd), maksim ilkeler yoluyla çerçevesi çizilmeksizin tartışılmaya çalışıldığında bir kargaşa doğması kaçınılmazdır.
Buna göre governance içeriğinin ve bir ölçüde Türkçe adının da bu kavramının maksim ilkeleri”nden yola çıkılarak belirlenmesi gerekir; bir ölçüdedir çünkü adlandırmanın maksim ilkelere tam uygunluğu zorunlu değildir, pekala içeriği doğru tanımlanmak kaydıyla herhangi çağrıştırıcı bir ad konulabilir.
Bu durumda sorulması gereken soru olarak şu ortaya çıkıyor: Governance’ın maksim ilkeleri nelerdir?
Biri TESEV tarafından hazırlatılan Türkçe "Yönetişim El Kitabı ”; diğeri de “Principles of governance” başlıklı Uhriq Raporu (https://bit.ly/2Ghve4M) adlı İngilizce bir makale, iki başvuru kaynağı olarak kullanılabilir.
Yönetişim El Kitabı'ndaki ilkeler, tutarlılık, öngörülebilirlik, sorumluluk, hesap verebilirlik, adillik, saydamlık, katılımcılık, etkinlik, hukuka bağlılık, yerinden’lik ve ölçülü’lük.
Maksim ilkelerin özelliği “ayırıcı / belirleyici” (differentiating) olmasıdır. Yukarıdaki ilkelerse, yönetişim adı verilen öğretiyi, “yönetim” kavramından veya “demokrasi”den ya da “idare” kavramlarından ayırıcı bir fark getirmiyor. Muhtemelen bu nedenle, governance kavram dağarcığımıza girmemiş durumda.
Uhriq makalesinde ise aradığımız soru’nun cevabı var: Why is governance necessary? Yani “yönetime ilişkin ilkeler var iken, hangi ayırıcı özellik(ler) nedeniyle governance gerekiyor?”
Buna verilen cevap şöyle: “The need for governance increases with separation and independence from owners”. Yani sahiplerden ayrıldıkca ve bağımsızlaştıkça "sahipler adına yönetim" (ya da daha kısa olarak "adına yönetim") ihtiyacı artar.
Ve hemen sonrasında, bunu örnekle açıklıyor: "Ayrılık veya bağımsızlık arttıkça, sahiplerin çıkarlarıyla tutarlı bir şekilde üstlenilen faaliyete güvenme kabiliyetleri azalır. Bazı basit örnekler bunun böyle olduğunu gösterebilir. Bir işletme sahibi, faaliyetlerin doğrudan gözetimi yoluyla çıkarlarının korunmasını sağlayabildiği için, yakından yönetilen şirketlerde, "adına yönetim" söz konusu değildir. Ancak, farklı mülkiyet sahiplerinin olduğu bir halka açık şirket söz konusu olduğunda, günlük karar alma gücüne sahip olanların, sahiplerin çıkarlarını korumaları için "adına yönetim" düzenlemelerine ihtiyaç doğar.”
Ve bu noktada önemli bir ayırıcı özellik ilkesi ortaya çıkıyor: "Sahip, doğrudan gözetim yoluyla çıkarlarını koruyabildiğinde "adına yönetim" söz konusu değildir."
Ve ardından da 6 ilke sıralanıyor:
1. Sahiplerin veya temsilcilerinin performans beklentileri de dahil olmak üzere, faaliyet için bir "başarı anlayışı" oluşturmaları gerekir.
2. "Adına yönetim" düzeni, sahipliğin niteliğine uygun olmalıdır.
3. Başarılı olmak için güç: var olmalı; delege edilmeli; sınırlı olmalı ve etkililiği denenmiş olmalıdır.
4. Çabaların başarıya yönlendirilmesini ve sorumlulukların verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak için kuruluşların "adına yönetim" düzenlemelerinde roller net olmalıdır.
5. Sorumluluk ve hesap verebilirlik birlikte olmalıdır.
6. Bir yönetim kurulunun etkili olabilmesi için, üst yönetimi atama, denetleme ve görevden alma ve ayrıca stratejiyi onaylama da dahil olmak üzere eylemde bulunma konusunda tam yetkiye sahip olması gerekir.
Özetlemek gerekirse: Bir öğretinin niçin gerekli olduğu açıkça ortaya koyulmaksızın o öğretinin anlaşılması ve adlandırılması neredeyse imkansızdır.
Eğer governance “sahiplerden ayrıştığı ve/ya bağımsızlaştığı durumlarda, onların çıkarlarının korunması için bir yönetim biçimi” olarak anlaşılırsa –ki tüm kamu kurumları ve çok ortaklı kurumlarda sahip ya halk ya da yönetime doğrudan katılamayan çok sayıda ortak olduğu için bu tanıma uyar-, daha iyi bir adlandırma mümkündür. Çeşitli karşılıklar bulunabilir, “yerine yönetim veya adına yönetim” şeklinde adlandırmalar mümkündür.
Not: Governance, Latince gubernare=to steer, pilot hence to govern kökünden geliyor. (Ref: The Origins, Erick Patrick, Sh 262)