Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

Ahlak (moral, erdem), uygun olan ve olmayanlar arasındaki farkı belirleyen niyetler, kararlar ve eylemler'dir. 

Ahlak, belirli bir felsefe, din veya kültüre ait ya da bir kişinin evrensel olması gerektiğine inandığı davranış kurallarından türeyen standartlar ve ilkeler bütünü olabilir. 

Ahlak aynı zamanda iyilik veya doğruluk ile de eş anlamlı olarak kullanılabiliyor.

Ahlak felsefesi, bir yandan ahlak ontolojisi ve ahlak epistemolojisi gibi soyut konular üzerinde çalışan meta-etik'i; diğer yandan da deontolojik etik ve sonuçculuk (consequentialism) gibi ahlaki karar almanın, daha somut konuları ile ilgili normatif etik'i içerir. Normatif etik felsefesine bir örnek "Altın Kural" olarak bilinen "başkalarına, kendine davranılmasını istediğin gibi davran"dır. Wikipedia'dan alıntıdır bkz. (link)

Bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları, davranış biçimleri ve kurallarıdır. Belli bir toplumun, belli bir döneminde, bireysel ve toplumsal davranış kurallarını tespit eden ve inceleyen bilim dalıdır. İyi nitelikler, güzel huylar. 

*Microsoft - Büyük Türkçe Sözlük bkz. (link)

Bkz. Etik

Yorumlar

Tinaz Titiz

5.03.2020 12:12:05

Etik genel kabul görmüş, ahlak ise belirli bir kültür cercevesinde kabul görmüş kurallardır.

alirizamalkoc

20.06.2023 16:28:45

Toplumda, dış dünyada olumsuz etki yaratan, normlara aykırı herşey hukuken suç, bunu düşünmek ise etik değerlere aykırıdır. Ahlak; bireyler arasındaki davranış kriterlerini belirler. Etik ise daha kurumsal, toplumsal ve ilkesel ölçü odaklıdır. Ali Rıza Malkoç malkoc.org

Türkçe’de (eski) : ahlak > hulk (Arapça isim) = insanda bulunan ruhi ve zihni haller, iyilik etmek ve fenalıktan çekinmek için takibi lazımgelen usul ve kaideleri öğreten ilim.

Türkçe’de (yeni) : ahlak

Yabancı Dilde : moral

Yorumlar

Teoride :  Bazen öyle olur ki, güçlü bir sav, sonuna kadar götürüldüğünde, bunun, kişinin bir şey yapma “ahlâksal  yükümlülüğü” nden ileri geldiği ortaya çıkabilir. “Ahlâksal yükümlülük” etiketinin yerindeliği, bir kimsenin, bir başkasının yapmasını gerek gördüğü her şeye uygulanabilmesindedir.

Yasal yükümlülüğü yasa koyar. Teknik ya da iş yükümlülükleri gibi başka yükümlülükleri de durumlar saptar.
Örneğin, bir asma köprü yapımında tel halatların köprüyü tutacak güçte olması, aynı zamanda rüzgarın neden olacağı salınımlara karşı da önlem alınmış olması gerekir. Buna göre iş hayatında, pazarın alt, orta ve üst segmentinde fiyatlandırma aşamasında tüketici topluluklarının alım gücü dikkatle incelenmelidir. 

Söz konusu olan şey, “ahlâki yükümlülük” ise, kişi şöyle der: “Toplumun geri kalan kısmı namına, bana öyle geliyor ki, bizim normalde yaptığımız şeyleri, nazarı itibara alacak olursak, siz falan şekilde hareket etmek zorundasınız”.

Bir eser sahibi, bir galeriye düşük fiyata bir tablo satar. Galerici sonrasında, tablonun ünlü bir ressama ait olduğunu farkeder. Bu durumda, galerici, ödediği eksik ücreti tamamlamak için satıcıyı bulmak gibi ahlâksal bir yükümlülük içinde midir? Galericinin kendi birlirkişiliği sonucu, tablonun değeri anlaşıldığına göre, böyle bir yükümlülüğü olmadığı düşünülebilir. Derken galerici tabloyu, bir koleksiyoncuya yüksek bir para karşılığı satar. Sonradan, tablonun aslında sahte olduğu ortaya çıkar.  Bu durumda, galericinin koleksiyoncuya sattığı tabloyu parasını iade ederek onu geri  almak gibi ahlâksal bir yükümlülüğü var mıdır? Çünkü galerici “bilirkişiliğini” kullanarak tabloyu orinijalmiş gibi satmış olduğuna göre, böyle bir yükümlülüğü olduğu düşünülebilir. Galerici kendisinin namuslu davrandığını, kanunen alıcının tabloyu bir bilene göstermiş olması gerektiği savını ileri sürebilir. Eğer galerici bu kez ilk satıcının tablonun sahte olduğunu bildiğinden kuşkulandığı takdirde, ilk satıcının galeriye aldığı parayı iade etme gibi bir ahlâksal yükümlülüğü var mıdır? Muhtemelen yoktur, çünkü ilk satıcı tabloyu ille de şu fiyata satacağım demiş değildir, sadece galerinin safdilliğinden yararlanmıştır.

Ahlâksal yükümlülükler, tam yasal biçimlerinde dile getirilmemiş olsalar bile, doğal adalet ve hukuk kavramlarının ifadeleridir. Örneğin, emeklilik hakkını kazanmasından bir yıl önce hastalanan bir kimseye, emeklilik hakkının verilmesi ahlâksal bir yükümlülük sayılabilir.

Uygulamada : En çok aşınıp içi boşalmış kavramlardan biridir. Halk arasında ağırlıklı olarak, cinsel alana özgü davranış ve tutum kuralları olarak kullanılmaktadır. Bunun dışında ise genellikle ağır eğrilikleri betimlemek için kullanılmakta, gerçekte ahlak kuralları ihlali olan çoğu eğrilik, ahlaksızlık kategorisine dahil olarak algılanmamaktadır. Örneğin çıkar çelişkisi (Bkz. cikar-celiskisi) bunlardan birisidir.

Toplum yaşamına şekil veren, onu düzenleyen öğelerin başında gelen bu kavramın, içinin boşalıp, anlamının fakirleşmesi, çeşitli yaşam kesitlerinde olumsuzluklara neden olacağı kolayca tahmin edilebilir.

 “İyi ahlak (ahlak > huluk+lar (alışkanlık+lar) olarak anlaşıldığında,ne olup bittiğini merak etmek, o yolda bitmek tükenmek bilmez çaba içinde olmakgibi bir alışkanlığın iyi ahlakın özü olarak anlaşılmak gerektiği anlaşılıyor. T.Titiz 30.01.2021