HOŞ GELDİN!
Seni yeniden aramızda gördüğümüz için mutluyuz..
Seni aramızda görmekten mutluluk duyarız!
Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..
Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..
GİRİŞ
KAYIT
Anasayfa Kavram Mutfağı 'biz' ve 'onlar'
Kavram Ara
KAVRAM
(Genel kabul görmüş anlamı)
ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK
(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)
YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR
(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)
Yaptığımız 'biz' ve 'onlar' ayrımları dünyayı algılamamızı bizim için kolaylaştırır, başka işlere daha çok konsantre olmamızı sağlar. Bu ayrım bizi 'biz'e karşı güven, cömertlik ve işbirliğine yönlendirirken, 'onlar'a karşı görece kötü davranışlara ve düşüncelere yönlendirir.
'biz' ve 'onlar' ayrımının kökeni düşünüp vardığımız sonuçlardan çok duygusal ve otomatiktir. Bunu tespit eden bilimsel çalışmalar şu alanlarda yapılmış: - insan beyninin bu ayrımı yaptığı hız - hemen öncesinde beyinde salgılanan hormon (oksitosin) - bilinçli düşündüğümüzde bu ayrımın isteğimiz dışında olması - primatlar ve çok küçük yaştaki çocuklarda da görülmesi - yüzeysel farklılıklara göre yapılan ayrımın diğer farklılıklar algısını güçlendirmesi
Örneğin, insan beyni aralarında ırk, cinsiyet ve sosyal statü olan kategorilerde 'biz' ve 'onlar' ayrımını yaklaşık 50 mili-saniyede yapar. Sonuçta, bilinç altımızda sandalyede bizimle aynı şekilde oturan kişiyi de 'biz'den sayacak kadar önemsiz simgelere de dayalı 'biz' ve 'onlar' ayrımı da yaparız.
'biz' ve 'onlar' ayrımı, tipik olarak 'biz'im değerlerimizi, becerilerimizi ve sahip olduklarımızı büyütmemize ve hatta kutsallaştırmamıza yol açar: tanrının ne istediğini bizim daha iyi bilmemiz, ekonomiyi daha iyi idare edecek olmamız, daha ahlaklı savaşlara girmemiz. Bu ayrım rastlantısal simgelerimizi de büyütmemize yol açar: yemeğimiz daha lezzelidir, müziğimiz daha güzeldir, dilimiz daha mantıklı ve şiirseldir. Farklı bir (alt-) kültürün, farklı bir sistemin içinde doğmamızın çok farklı düşüneceğimizi fark etmeyiz bile.
'onlar'ı ise çoğunlukla basit, riyakar, başarısız, farklılaşamamış/homojen, birbirleriyle değiştirilebilecek bireylerden oluştururuz. Bunları sık sık da önümüze gelen, aslında önemsiz de olan ipuçları ile rasyonelleştiririz. Ne var ki, 'biz' 'onlar'ı böyle görüyorsak, 'onlar' da 'biz'i öyle görüyordur.
Ne var ki hepimiz birden fazla kategoriye mensubuz ve bu kategorilere olan aidiyet duygularımız hızla değişip, değişik 'biz' ve 'onlar' ayrımları yaparız. 'biz'den diye düşündüğümüz bir birey ayrım kategorileri değişince, hızla 'onlar'dan olabilir, 'onlar'dan bir bireyle de 'biz' olabiliriz. Bu açıdan farklı kategorilerle 'biz'im grubun bireyleri, 'onlar'ın bireylerine aslında bir hayli sıkı sıkıya bağlıdır.
İlk olarak 'onlar'ı da homojen, basit ve değişmez negatif bir kimliğe bağlı olarak değil de birbirinden farklı, farklı bireylere özgün istekleri, amaçları, yetenekleri olan bireyler olarak düşünmemiz 'biz' ve 'onlar' ayrımına farklı bakmamıza yardımcı olabilir.
Bu 'bireyselleştirme' aracını objektif ve aktif olarak kullanmak 'biz' ve 'onlar' ayrımı yapmanın olumsuz etkilerini azalatmak, 'onlar'ın bireyselleşmesine ve 'biz'le paylaşılan niteliklerinin vurgulanmasına, sonuçta ikilikleri ve hiyerarşik farklılıkların azaltılmasına, insanları paylaşılan "gerçek" hedeflerle eşit şartlarda bir araya getirmeye yol açabilir. İşin cesaret kırabilecek tarafı, bunu ‘onlar’dan bekleyemeyecek olduğumuz ve sadece ‘biz’im yapabileceğimiz/başlatabileceğimiz.
Kısmen derlemeler: “Behave: The biology of humans at our best and worst”; Robert M. Sapolsky; New York, New York : Penguin Press, 2017. “Iedereen denkt in hokjes”; Roos Vonk (Professor of Social Psychology, Radboud University, NL); NRC Handelsblad article, 23 May 2020.