Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

Tüm keşif ve icatlarda, aynen iki renk ipliğin bükülüp, tek ipliğe dönüştürülmesi gibi, sezgi ve akıl'ın birbirlerine sıkıca dolanmış olduğunu görüyoruz.  Tüm buluşlar, “öyle seziyorum ki” gibi tamamen akıl dışı bir uyarım ile başlıyor. Hemen ardından bu uyarım, akıl araçlarıyla denetleniyor ve iki olasılık ortaya çıkıyor: 

1) Bu sezgi bir yanılsamadır, dolayısıyla -şimdilik- çöpe atılmalıdır,

2) Sezgi doğrudur ve bir buluş olarak işe yarar.

Bundan sonra sezgi-akıl etkileşimi bir spiral olarak devam ediyor. Ortaya çıkmış bir değer varsa tekrar sezgi ile geliştirilme yolları “sezilmeye” çalışılıyor ve eğer “niye olmasın ki” gibi yine akıl dışı yolla, düşünce üretilip ardından tekrar, akıl denetimine açılıyor. Bu süreç sürekli olarak yineleniyor ve gelişme denilen olgu ortaya çıkıyor. Bu kısa akıl yürütmeden çıkarılabilecek bir sonuç, akıl ve sezginin "birbirinden koparılmadan" kullanılması gerekliliğidir. Nitekim A. Einstein bu ilkeyi şöyle dile getiriyor: "Kaynağı sezgi olan akıl bir lütuf, rasyonel akılsa sadık bir hizmetkâr. Mevcut toplumlar hizmetkâra saygı adına, lütfu unuttu." 

Gerek bilim, gerek ahlak, gerekse estetik alanında, her ne gelişmişlik değeri varsa, bu iki ayrılmaz öğenin birlikteliği ile ortaya çıkmıştır. Bu değerlerin bileşiminde, sezginin mi, aklın mı ağırlıklı olduğunu tartışmak, tam bir abesle iştigaldir. Çünkü bu süreçte önemli olan, hangisinin ağırlıklı olduğu değil, birbirlerinin çıktılarını, sürekli olarak denetleyip denetlemedikleridir. (bkz. akil-sezgi-sarmali-parcalanirsa-ne-olur ve akıl-sezgi etkileşimi)

 

Yorumlar

akil-sezgi-sarmali-parcalanirsa-ne-olur kaynağından alıntıdır.

Yorumlar