HOŞ GELDİN!
Seni yeniden aramızda gördüğümüz için mutluyuz..
Seni aramızda görmekten mutluluk duyarız!
Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..
Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..
GİRİŞ
KAYIT
Anasayfa Kavram Mutfağı Anklav, Eksklav
Kavram Ara
KAVRAM
(Genel kabul görmüş anlamı)
ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK
(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)
YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR
(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)
Anklav ve eksklav terimleri, siyasi coğrafyada ülkelerin toprak düzenlemelerini tanımlayan kavramlardır.
Anklav: Bir devletin toprak parçasının başka bir devletin topraklarıyla çevrelenmesi durumudur. Başka bir ülkenin sınırları içinde yer alan yabancı toprak parçasıdır. Örneğin, Lesotho, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından çevrelenmiş bir anklavdır. Vatikan da İtalya içerisinde yer alan bir anklav örneğidir.
Eksklav: Bir devletin topraklarının bir bölümünün, başka bir devletin toprakları nedeniyle ana ülkesinden ayrı kalması durumudur. Siyasi olarak bağlı olduğu ülkeye coğrafi açıdan bağlı olmayan toprak parçasıdır. Örneğin, Nahçıvan, Azerbaycan’a ait bir eksklavdır. Alaska, ABD’ye ait bir eksklavdır çünkü ABD ile arasında Kanada bulunmaktadır. Rusya’nın Kaliningrad bölgesi de bir eksklava örnektir, zira Litvanya ve Polonya tarafından çevrelenmiştir.
Aynı toprak parçası, çevreleyen ülke açısından anklav, siyasi olarak bağlı olduğu ülke açısından ise eksklav olarak tanımlanır.
Anklav statüler yalnız coğrafi açıdan mı olur?
Anklav statüleri sadece coğrafi değil, aynı zamanda siyasi ve etnik açılardan da değerlendirilebilir.
Coğrafi Anklavlar: Bir ülkenin topraklarının başka bir ülke tarafından çevrelenmiş olmasıdır. Lesotho, Güney Afrika tarafından çevrelenen bir anklavdır.
Siyasi Anklavlar: Ülke içinde ülke olan, farklı devlet toprağıyla kuşatılmış siyasi yapılardır. Örneğin, Vatikan İtalya sınırları içinde yer alan bir anklavdır.
Etnik Anklavlar: Farklı bir kültürün yaşandığı ve diğer kültürlerle sınırlandırılmış bölgelerdir. Gettolar, küçük İtalyan bölgeleri ve Çin mahalleleri etnik anklavlardır.
Sistem teorisi açısından
Sistem teorisi açısından bakıldığında, bir kural kümesi olarak tanımlanan her sistem, kendine ait anklavlar veya eksklavlar içerebilir. Bu durum, sistemin içindeki bazı unsurların, sistemin genel kurallarından farklı veya bağımsız hareket etmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Hukuk alanı bu duruma örnek teşkil edebilir.
Hukuk Alanından Örnekler:
Anklav olarak hukuki boşluklar: Bir hukuk sisteminin belirli bir konuda düzenleme yapmaması veya yetersiz düzenleme yapması durumunda, o alan bir hukuki boşluk (anklav) olarak değerlendirilebilir. Bu boşluk, genel hukuk kurallarının dışında özel çözümlerin veya uygulamaların gelişmesine neden olabilir.
Eksklav olarak özel hukuk rejimleri: Bir ülke içindeki belirli bölgelerde, genel hukuk kurallarından farklı özel hukuk rejimleri uygulanabilir. Örneğin, serbest ticaret bölgeleri veya özel ekonomik bölgeler, genel vergi ve ticaret yasalarından muaf tutularak, farklı bir hukuki statüye sahip olabilirler. Bu bölgeler, ana hukuk sisteminden coğrafi olarak ayrı olmasa da, hukuki olarak ayrı bir “eksklav” oluştururlar.
Etnik veya dini azınlıkların hukuki statüsü: Bir devletin hukuk sistemi içinde, belirli etnik veya dini gruplara, kendi gelenek ve göreneklerine göre belirli konularda (örneğin, aile hukuku) düzenleme yapma veya yargılama yetkisi tanınabilir. Bu durum, genel hukuk sisteminden ayrı, azınlıklara özgü bir “anklav” hukukunun oluşmasına yol açabilir.
Uluslararası hukuk: Bir devletin iç hukuk sistemi, uluslararası hukukun genel kurallarından farklı düzenlemeler içerebilir. Bu durumda, uluslararası hukuk, devletin iç hukuku açısından bir “eksklav” olarak değerlendirilebilir. Devlet, uluslararası hukuk kurallarına uymakla yükümlü olsa da, iç hukukunda bu kurallardan farklı düzenlemeler yapabilir.
Otoriter rejimler açısından.
Bir hukuk sistemi içinde oluşturulacak bir veya birden çok anklav yoluyla tüm hukuk düzeni askıya alınarak otoriter bir düzen kurulması mümkündür. Bu durum, otoriter rejimlerin sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir ve çeşitli mekanizmalarla gerçekleştirilebilir.
Oluşturulma Yolları:
1. Hukuki Boşlukların Yaratılması: Otoriter rejimler, belirli konularda düzenleme yapmayarak veya yetersiz düzenlemeler yaparak hukuki boşluklar yaratabilirler. Bu boşluklar, genel hukuk kurallarının dışında özel uygulamaların gelişmesine olanak tanır ve otoriter yönetimin keyfi uygulamalarına zemin hazırlayabilir.
2. Özel Hukuk Rejimlerinin Uygulanması: Belirli bölgelerde veya sektörlerde genel hukuk kurallarından farklı, özel hukuk rejimleri uygulanabilir. Örneğin, serbest ticaret bölgelerinde veya özel ekonomik bölgelerde, genel vergi ve ticaret yasalarından muafiyetler sağlanarak farklı bir hukuki statü oluşturulabilir. Bu durum, otoriter yönetimin ekonomik çıkarlarını desteklemek veya belirli gruplara ayrıcalık tanımak amacıyla kullanılabilir.
3. Azınlık Hukuku Oluşturulması: Belirli etnik veya dini gruplara, kendi gelenek ve göreneklerine göre düzenleme yapma veya yargılama yetkisi tanınarak, genel hukuk sisteminden ayrı bir “azınlık hukuku” oluşturulabilir. Bu durum, otoriter yönetimin toplumu bölerek kontrolü sağlamasına veya belirli grupları baskı altında tutmasına yardımcı olabilir.
4. Düşman Hukuku Uygulaması: Düşman Ceza Hukuku (Feindstrafrecht): Alman hukuk profesörü Günter Jakobs tarafından geliştirilen bu kavram, belirli bireylerin veya grupların, toplumun düşmanı olarak tanımlanması durumunda, hukukun korumasından mahrum bırakılmasını öngörür. Bu durumda, bu bireyler “düşman” olarak kabul edilir ve onlara karşı ceza hukuku kuralları uygulanmaz. Düşman ceza hukuku, güvenlik kaygılarıyla, belirli bireyleri tehlike olarak tanımlayıp onlara karşı cezai yaptırımların uygulanmasını mümkün kılar.
Anklavlar Yoluyla Uygulama
1. Hukuki Boşlukların Yaratılması: Anklavlar oluşturularak, bu bölgelerde genel hukuk kurallarının geçerliliği askıya alınabilir. Böylece otoriter yönetim, bu bölgelerde düşman hukuku uygulayarak belirli bireyleri veya grupları hedef alabilir.
2. Özel Yargı Alanları: Anklavlar içinde özel yargı sistemleri kurulabilir. Bu sistemler, düşman olarak tanımlanan bireylerin haklarını kısıtlayarak, onları adil bir yargılama sürecinden mahrum bırakabilir.
3. Sosyal İzolasyon: Anklavlar, düşman olarak tanımlanan bireylerin sosyal hayattan izole edilmesine olanak tanır. Bu izolasyon, toplumun geri kalanına karşı düşman olarak damgalanmış bireylerin dışlanmasına neden olabilir.
4. Güvenlik Gerekçesiyle Kısıtlamalar: Düşman hukuku uygulamaları genellikle güvenlik gerekçesiyle meşrulaştırılır. Anklavlar içinde bu tür uygulamalar, devletin güvenliğini tehdit eden unsurların bertaraf edilmesi amacıyla genişletilebilir.
Tarihsel Örnekler
II. Dünya Savaşı: Japon Amerikan vatandaşları ve diğer etnik gruplar, savaş sırasında düşman olarak damgalanarak toplama kamplarına yerleştirildi. Bu durum, düşman hukuku uygulamalarının en çarpıcı örneklerinden biridir.
Almanya’da Terörle Mücadele: Terörizmle mücadele bağlamında düşman ceza hukuku uygulamaları geliştirilmiş ve belirli gruplara karşı sert yasalar çıkarılmıştır.
Bu tür uygulamalar, hukuk sisteminin temellerini zayıflatabilir ve insan hakları ihlallerine yol açabilir. Anklavlar üzerinden yürütülen düşman hukuku uygulamaları, otoriter rejimlerin kontrolü pekiştirmesine ve muhalefeti bastırmasına olanak tanır.
5. Anayasal Manipülasyon: Otoriter rejimler, anayasaları bir “kurumsal örtü” olarak kullanarak kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde manipüle edebilirler. Anayasalar, rejimi meşrulaştırmak, güçlendirmek ve sağlamlaştırmak için kullanılabilirken, gerçekte yerine getirilmeyen özgürlükleri belirten hükümlerle karışıklık yaratmayı amaçlayabilirler.
5. Bilgi Manipülasyonu ve Propaganda: Otoriter rejimler, bilgi manipülasyonu ve propaganda yoluyla halkın algısını yöneterek kendi otoritelerini sağlamlaştırabilirler. İyi performansın bir görüntüsünü yaratma, devlet baskısını gizleme ve demokrasiyi taklit etme gibi yöntemlerle halkın muhalefetini engelleyebilirler.
Bu yöntemlerle oluşturulan anklavlar, zamanla tüm hukuk düzeninin askıya alınmasına ve otoriter bir yönetimin kurulmasına zemin hazırlayabilir.
(Perplexity.ai YZ adresindeki arama yoluyla oluşturulmuştur)
18.02.2025 20:22:02
Kaleminize sağlık, var olun. Herkesin enformasyon düzeyinde birikime dahi sahip olmadan fikirlerini yazdığı bir ortamda, güvenilir ve öz bilginin değeri daha da önemli hâle geliyor. Ertunç Mega