Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

Teorik açıklamanın benimsenmesi önerilir.

Yorumlar

Türkçe’de (eski) : ??

Türkçe’de (yeni) : eğitsel gösterge

Yabancı Dilde : educational (performance) indicator

Yorumlar

Teorik Olarak : Eğitsel göstergeler, test puanları gibi geleneksel ölçüler dışında bir tür kanıttır; bir okul prgramının ya da müfredat deneyiminin başarılı olup olmadığını gösterir. Tipik eğitim göstergeleri arasında sayabileceklerimiz: devamlılık/devamsızlıklar, disiplinsizlikler, ders kırmalar, dersi bırakma oranı, etkinliklere gönüllü katılım, rehber öğretmenlere  göndermeler.

Diğer yandan, daha derinlemesine bir yaklaşım şöyledir: «Genelde herhangi, özelde ise Türk Milli Eğitim Sisteminin “mevcut durumu”, arzu edilen bir dizi “durum”a göre nerelerde bulunulduğunu gösteren, anlık (snap-shot) bir karşılaştırmadır.  Ama bu resmi –bütün resimlerde olduğu gibi- binlerce nokta meydana getirmektedir ve bunları  tek tek tanımlayarak resmi anlamak pratik değildir. Bunun yerine, çevrelerini olabildiğince iyi temsil edebilen  daha az sayıda nokta seçilmelidir.

Bu yaklaşıma göre seçilebilecek az sayıda gösterge, mevcut durumu  göstermek için gerekli fakat yeterli değildir. Yeter koşul, bu göstergelerin mukayese edilebileceği hedef göstergelerin de mevcut ve o hedeflerin de niçin tercih edilmiş olduğunun akılcılıkla açıklanabilir olmasıdır.  Örneğin, “1998 yılında 150 adet ilköğretim okulu açılmıştır” gibi bir sayısal tanımlama, arzu edilenin ne olduğu belli olmadığı için mevcut durumu açıklama açısından eksik anlamlıdır.  Hatta, “ihtiyaç olan 200 okuldan 150si açılmıştır” denilse dahi, bu defa da niçin o kadar ihtiyaç öngörüldüğü belirtilmediği için mevcut durum tanımı yine eksik kalacaktır. Öngörülen ihtiyacın nedeni açıklanarak, “Avrupa Birliğindeki ortalama okullaşma oranına erişmek için gereken 200 okula karşı 150 okul açılmıştır” şeklindeki bir ifade dahi, niçin AB’nin hedef alındığı belli olmadığı için yine de eksik sayılmalıdır.

Sayısal hedefler mutlaka bir niteliksel betimleme üzerine inşa edilmiş olmalıdır. Bütün “niçin”ler ancak bu yolla yanıtlanabilir. Buna ise, yürütülen eğitim politikasının felsefesi  denilebilir. Bu yaklaşım ilkelerine uyulmadığı takdirde, arzu edilen bir durumun mevcut olduğu izlenimi yaratabilecek durum tanımları  ortaya çıkabilir. Bu ise, durumun saydamlığa kavuşmasına değil karanlıkta kalmasına yol açacaktır. Bu, vergilerin verimsiz kullanımının en sık rastlanan nedenlerinden biridir.

Hemen her düzeydeki eğitim kurumunun mevcut durumlarını açıklayan belgelerdeki yaklaşımın, yukarıda açıklanan bu yalın ama önemli ilkeye uymadığı rahatça söylenebilir. İlköğretim, lise ve yüksek öğretim ile ilgili toplu bilgilerin neredeyse tamamı, istatistiki bilgilerin derlenmesi, bunların değişik formatlarda sunumu ve gelecek için hedeflenenlerin, diğer temennilerle birlikte dile getirilmesinden ibarettir. Hangi eğitim kurumunda bir şeyden ne kadar bulunduğu (öğrenci sayısı, bina, donanım, yatırım vbg); yıllar boyunca o şeylerin nasıl bir gelişme gösterdiği; gelecek için neler hedeflendiği gibi istatistiksel formattaki bu mevcut durum tanımları doğru, fakat pek işe yaramaz niteliktedir. Çünkü; durumu anlamak için hangi özelliklere bakılmak gerektiği, o özelliklerin nasıl olmaları gerektiği ve de en önemlisi niçin o özelliklere bakılması gerektiği belli değildir.

Halen mevcut durum göstergeleri olarak tercih edilenler, genelde  eğitimin niçin yapıldığı ile ilgili olmayan  alanlardan  seçilmiştir. İlköğretim, lise ve yüksek öğretimde durum tamamen benzerdir. Başlıca endişe, okullaşma oranının artırılması, kimsenin dışarıda kalmaması şeklinde görünmektedir. Eğitimin kalitesi denilebilecek herhangi bir özellikle ilgili gösterge mevcut değildir.»

Uygulamada : Genellikle eğitimin içeriği ile ilgili olmayan göstergelerin kullanılması, bu önemli yönetsel araçtan yararlanılanılamayışına yol açmaktadır. Eğitsel göstergeler bağlamında üç grup göstergeden söz edilebilir:

Milli eğitim sistemi ile ilgili göstergeler,

Okulların bireysel performansı ile ilgili göstergeler,

Öğrencilerin yetkinlikleri ile ilgili göstergeler.

Bu göstergeler içinde ikincisi için, benimsenebilecek kimi ölçütler şunlardır:

Veli / Öğrenci (V/Ö) Memnuniyeti ölçütleri : Bir ticari kurum olarak okulun “müşterileri”, öğrenciler ve onların velileridir. Bu ölçüt, bu kitlenin, ABCL'nden ne ölçüde “memnun” olduğunu ifade etmektedir. Müşteri mutluluğu kavramı son yıllarda, başarım ölçütleri içinde en ön sıralara yükselmiştir.

Eğitsel performans ölçütleri : Kurumun, “en mükemmel” olarak yapması gereken işlev olarak, eğitim-öğretim faaliyetleri alınmıştır. Bunların içinde, dersler ve ders dışı etkinlikler, disiplin, devam gibi ögeler de ölçülmektedir.

Çalışanların memnuniyeti için ölçütler : Öğretmen ve diğer personelin işlerinden memnun olmaları, bir biçimde işlerini yapmadaki verim ve etkenliklerine, o da dönerek okulun çeşitli alanlardaki başarımlarına yansıyacaktır. Çalışanların memnuniyeti ile, o okula karşı duydukları bağlılık ve onun çeşitli dışavurumları kastedilmektedir.

Yaratıcılık ölçütleri : Tanımı: Okulun eğitsel ve idari faaliyetleri içinde, kalıplaşmış  usullerin dışında usuller bulunabilmesi, buluşçuluk (innovation + invention) kabiliyeti olarak anlaşılmalıdır.

Yönetsel mükemmellik : Okulun tüm birimlerinin ve bütününün yönetiminde, “katılımlı yönetim” in ne ölçüde kullanıldığı, öğrenci, öğretmen ve çeşitli düzeylerdeki yöneticilerin, kendilerini ilgilendiren kararlara ne ölçüde katıldıklarıdır. Yönetsel mükemmellik ile ayrıca, vazedilmiş prosedürlere ne ölçüde uyulduğu da ölçülendirilmektedir.

Mali performans ölçütleri : Kurumun ticari işletmecilik boyutunu değerlendirir.

Sürekli gelişim ölçütleri : (açıklamaya ihtiyaç yoktur)

“Teorik” açıklamanın ikinci bölümünde açıklanan sorun mevcuttur.