Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

TDK Türkçe Sözlük (s.264) teki açıklamaya göre fırsat uygun zaman, elverişli durumdur. Yine bu açıklamaya ek olarak fırsat düşkünü, fırsat kollamak, fırsat yoksulu ve fırsatı ganimet bilmek deyimlerine yer verilmiştir. Bu açıklamaları okuyunca fırsatın bir elverişlilikten ibaret olmadığını anlıyoruz. Örnekler bize nesnel bir elverişlilik durumunu değil çıkar uğruna başkaları için olumsuz olabilecek şeyler elde etmeyi göstermektedir.

Kubbealtı Sözlükte fırsat sözcüğünün kökünün Arapça (ﻓﺮﺻﺖ) i. furṣat olduğu belirtilmiştir. Bir şeyin yapılması için uygun düşen, elden kaçırılmayacak durum ve zaman anlamına gelmektedir.

Fırsat bilmek: Önüne çıkan imkândan derhal faydalanmaktır.
Fırsat bu fırsat: Yararlanmanın tam zamanı anlamınadır.
Fırsat düşkünü: Eline fırsat geçer geçmez karşısındakinin aleyhine de olsa ondan faydalanan kimse.
Fırsat düşmek (çıkmak): İmkân ve uygun zaman elde etmektir.
Fırsat elde iken: Yapabilme imkânı varken anlamında kullanılmaktadır.
Fırsat kollamak: Uygun zamanı ve durumu gözlemektir.  
Fırsat tanımak: (Bir kimseye) Gerçekleştirmek istediği şey için bir imkân daha vermek, şans tanımak.
Fırsat vermek: İmkân tanımak, uygun şartı sağlamaktır.
Size son bir fırsat veriyorum.
Kaçabilir, sakın fırsat verme.
Fırsat yoksulu: Eline imkân geçmediği için fenalık yapamayan, fırsat bulduğunda kötülük yapacak yaratılışta olan kimse.
Fırsatı ganimet bilmek (saymak): Karşısına çıkan fırsattan hemen faydalanmak demektir. Ganimet sözcüğü de başkasına ait bir malı zorla elde etmeyi ifade için kullanılmaktadır.
Fırsatı kaçırmamak: Önüne çıkan elverişli durumdan faydalanmaktır.
Fırsattan istifade: Uygun zamanı yakalayarak, önüne çıkan fırsattan faydalanmaktır.

Bu açıklama ve örneklerde de bir şeye sahip olmak, bir işte, derste, yarışta başarılı olmak veya olmamak hep bir şansa bağlı kılınmaktadır.
Bir işin şansa bağlı olması kendi doğası dışında kabul edilebilir değildir. Ancak dün ve bugünkü toplum yapımız birçok şeyi şans, talih olarak değerlendirme kolaylığına kendini kaptırmıştır. Toplumda fırsat eşitliği gerçek anlamda sağlanırsa, bir yarışa katılanlara eşit koşullar tanınırsa o toplumda şans sözcüğü sözlüğün sararmış sayfalarında kalır.
Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı (s.160) fırsat sözcüğünün kökeninin Arapça furşat olduğunu kökünün de furşa olduğunu belirtmektedir. Arapçaya da Aramca pirşa sözcüğünden girdiğini söylemektedir. Nişanyan’a göre furşat kısa rahatlama anı, tatil ve pirşa da delik, gedik anlamlarına gelmektedir.
Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Sözlük (s. 310) açıklamasına göre sözcüğün aslı Arapça fursat olup dilimizde yanlışlıkla fırsat olarak yerleşmiştir. Anlamı uygun zaman, elverişli durum, faydalanma sırası, elden kaçırılmayacak faydalı vakit, hal ve münasebettir.
İsmet Zeki Eyuboğlu Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü (s. 262) ‘de dilimize Arapçadan giren fırsat sözcüğünün anlamını uygun durum, elverişli süre, kollanan olanak olarak açıklamaktadır.
Şemseddin Sami’nin Kâmûs-î Türkî’ sinde (s.768.)  de Arapça fursat sözcüğünün anlamı münâsip ve muvafık-ı vakt ü hal, istifade etmek sırası, elden kaçırılmayacak faydalı vakit ve hâl olarak ifade edilmiştir.

Ali Can Polat'ın 10 Haziran 2023 tarihli makalesinden alıntıdır (https://www.kavrammutfagi.com/makale/kurnazlik---firsatcilik)

Yorumlar

Yorumlar