Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

 

Helâl sözcüğü dilimize Arapçadan girmiştir. Sözcüğün kaynağı Arapça halaldır. Anlamı dinen izinli olan şey, durum veya eylem demektir. Arap ve Yahudi kültüründe örneğin bazı yiyeceklerin, domuz etinin yenmesi yasaklanmıştır. İslam inanışına göre helâl gıda, Yahudi inanışına göre de koşer gıda, koşer restoranlar bu anlayışın ürünüdürler. Helâlim kavramı ise din kurallarına göre birbirleriyle evlenme hakkı bulunan ve evli olanları kapsamaktadır.
Haram sözcüğü de yine Arapçadan dilimize alınmıştır. Anlamı tabu veya yasak, özellikle dinen yasak olan şeyler veya eylemlerdir. Harem veya harami sözleri de aynı kökten türetilmiştir.

Helâlleşmedeki helâl sözcüğü ilk bakışta haramın karşıtı olan helâldir.  Ancak haramın karşıtı olarak kullanıldığında helâl sözcüğünde bir kesinlik vardır. Oysa helâlleşme kavramı içinde yer alan helâl görecelidir. Helalleşmeden sonra söz konusu hak ortadan kalkmaktadır. Ancak helâlliğe konu eylem aynen durmakta ve helâl niteliğine kavuşmamaktadır. Yalnızca hakkın istem (talep) hakkı sona ermektedir.
Helâl ve haram kavramları dinen yasak edilmiş olan şeyler ve eylemler tarafların helâlleşmesi ile haram olmaktan çıkıp helâl niteliği kazanamaz. Örneğin domuz eti hep haram olarak kalır.

Başka bir anlatımla Allah’ın yasakladığı, haram olarak adlandırdığı şeyler ve eylemler helâl hale gelmez. İnsanların birbirleri üzerindeki hakların ise isteme, talep hakları ortadan kalkmış olur.

Her ne kadar istihlâl sözcüğü ile helâlleşme kavramı (İslam Ansiklopedisi/Zübeyir Yetik)  ilişkilendirmeye çalışılsa da helâl sözcüğü ile bir bağı bulunmamaktadır. İstihlâl sözcüğü hilal sözcüğünden türetilmiştir. Hilal’in ilk görünme hali veya bir basılı eserin başlangıcında açıklanan amaç olarak tanımlanmaktadır.

İslam inanışında öteki dünyaya kul hakkı ile gidilmemesi öngörülmektedir. Allah ile kul arasındaki ilişkinin tövbe ile çözümlenebileceği düşünülmekte ancak insanların kendi aralarındaki ilişkilerin bu dünyada sonuçlandırılması insanlara bırakılmaktadır. Yani bir insanın oruç, namaz gibi borçlarını Allah affeder, affedebilir ama örneğin bir işçinin ücret alacağına Allah karışmamaktadır. Kutsal metinlerde siz insanlar bu işi kendi aranızda halledin denmektedir.

Kaynak: Ali Can Polat

Kavram Mutfağı, Makaleler

https://www.kavrammutfagi.com/makale/helallesmek--hesaplasmak

Yorumlar

Yorumlar