HOŞ GELDİN!
Seni yeniden aramızda gördüğümüz için mutluyuz..
Seni aramızda görmekten mutluluk duyarız!
Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..
Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..
GİRİŞ
KAYIT
Anasayfa Kavram Mutfağı İnanç
Kavram Ara
KAVRAM
(Genel kabul görmüş anlamı)
ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK
(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)
YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR
(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)
İnsan aklının sahip olduğu esas değer (asset), onun inanma isteğidir.
Akıl, sadece kestirilebilir örüntüler olarak gözleyebildiği şeyleri bir araya getirerek işlevini yerine getirebilir. Bu örüntüler, daha sonradan yanlış olduğu ispatlansa bile gelecekte uğraşılması gereken her türlü eylem için bir temel oluşturur. Algılarımızın bizim için bir araya getirdiği örüntülere inanmaktan başka hiç bir seçeneğimiz yoktur.
Sahne sihirbazları, inancın en olağan dışı örneklerini sergilerler. Yetenekli bir sihirbaz, bir topluluğun yalnız çoğunluğunu değil, içerisindeki her bir bireyi aldatabilir. Bunu, beklentilerimizi ve beklentilerimize olan inancımızı akıllı bir şekilde tetikleyerek yaparlar. Satıcılar da benzer şekilde duygularımızı tetikleyerek bir ürüne inanmamızı sağlarlar.
Astroloji, uzaktaki yıldızların davranışlarımıza herhangi bir etkisi olduğu yolunda bir kanıt olmamasına karşın giderek popüler hale gelmektedir. Bu inancın kuvvetinin temeli, herhangi bir dinde görülmesi alışılmadık bir özelliğe dayanmaktadır: bir şeyi ölçebilmek. Gezegen ve yıldızların hareketleri, büyük bir hassasiyetle ölçülebilir. Bu ölçümün hassasiyeti o kadar etkileyici ve bunlardan yola çıkılarak oluşturulan tahminler o kadar çekicidir ki öyleyse gök cisimlerinin davranışlarımız üzerindeki etkilerine inanmamız mı gerekir?
Bir gazetenin at yarışlarını takip eden altı muhabiri olsun. Her biri bir yarışta, kazanma olasılığı olan farklı atlara oynuyorlar. Yarışta toplam altı at olduğundan, birisi mutlaka kazanacaktır. Bu muhabirin tahminine uyarak, o ata oynamış okuyucular için muhabirin sonucu bilmekteki keskinliği, olağandışıdır ve sonucu bilemeyen diğer beşine dikkat edemezler. Görmek istediklerimize göre algımızı biçimlendiririz ve daha sonra göreceklerimiz de ilk algılarımızı kuvvetlendirir.
Eğer bir guruya inanıyorsanız, onun her söylediğini, derin bir gerçek seviyesine yükseltirsiniz. Eğer bir kahine inanıyorsanız, daha sonra karşılaşacağınız her olayı onun tahminlerine uyacak şekilde yorumlarsınız.
İnanç, bir kanıt karşısında gösterilen reaksiyondan çok, bir duygudur. Muhtemelen neredeyse bir içgüdü kadar yapısaldır. Sürüler halinde yaşayan hayvanlarda inanç, bir şeyi kendi gözleri ile görmekten daha önemlidir çünkü tehlike ya da hareket geçmek için gereken neden, hayvan tarafından açık şekilde görülemeyebilir.
Edward De Bono - Wordpower