Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

KAVRAM

(Genel kabul görmüş anlamı)

ETİMOLOJİ / KÖKEN / KAYNAK

(Etimoloji, köken, kaynak vb bilgiler)

YÜKLENEN ANLAM VE SORUNLAR

(Anlam kayması yoluyla kazandığı anlam ve yol açtığı sorunlar)

 

Kuran’ın yüksek sesle, güzel ve yöntemince okuması anlamına gelmektedir. Güzelden amaçlanan Kur’an’ın veya okunacak başkaca bir metnin sözcük ve tümcelerinin doğru telaffuz edilmesi, vurgularının yerinde yapılması ve okuyucu dikkatini dağıtıcı hareketlerden kaçınılmasıdır. Son olarak metnin anlamı neşeli iken üzüntülü, üzüntülü iken neşeli bir eda ile okunmaması olarak özetlenebilir. Sözcük Arapça tlv kökünden gelmekte ve uymak, izlemek, peşi sıra gitmek anlamına gelmektedir. Kur’an’ ın okunması konusunda hadislerde tertîl, tahsîn, tezyîn, kıraat, lahn vb. yöntemlerden de söz edilmektedir. Bunların içinde kıraat öne çıkmaktadır. Kıraat (Arapça okuma anlamında) sesli veya sessiz, dinleyicili veya dinleyicisiz olarak daha önce yazılmış veya ezberlenmiş bir metnin okumasını ifade eder.

Tilavette işin içine tecvid de girmektedir. Tecvid Arapça cvd kökünden türetilmiş olup bir şeyi, bir işi güzel yapmak anlamında kullanılmaktadır. Konu Kur’an’ın okunması olduğunda sözcük güzel okuma olarak tanımlanabilir. Tilavette belâgat veya retorikten farklı olarak dinleyicinin inandırılması söz konusu olmaz. Esasen tilavetin dinleyicisinin daha önce inanmış olduğu kabul edilmektedir. Hatta anlamının da bilinmesi gerekmemektedir.

Bakara suresi, 121. ayetindeki "yetlûnehû hakka tilâvetih" ifadesi de gerçek anlamda, gönüllerine sindirerek, anlayarak okumaktan söz etmektedir. Ancak Arapça dışında diller konuşan kişilerin okuyucu veya dinleyici olmaları durumunda bu hüküm anlamını yitirmektedir. Kutsal veya kutsal olmayan bir metnin anlamdan, anlamının anlaşılmasından farklı olarak yüksek sesle ve güzel bir şekilde okunmuş olmasının belki müzikal bir değeri söz konusu olabilir. Söz konusu Kur’an olunca müzik kavramı da yerini bulmamaktadır. Kur’an bu dünya veya kıyamet sonrası ahiret hayatında geçerli olacak kural ve ilkeleri dinleyiciye bildiren, tebliğ eden metinlerdir. Bu metinlerin belli müzik notalarına bağlı olarak, belli makamlarda okunması Kur’an’ın amacını aşacağını, aştığını savunan İslam âlimlerinin de sayısı az değildir.

Tilavette karşımıza teganni olarak yani okuyacağı metni şarkılaştırarak okuma şeklinde çıkan bu durum birçok İslâm âlimi, ilahiyatçı, düşünür tarafından bid’at olarak değerlendirmektedir. Bid’at, Hz. Muhammed ve Hulefa i Raşidin zamanında olmayan, sonradan ortaya çıkan ve İslâm inancına da aykırı olan şeylerdir. Kur’an ya da başka bir dinin kutsal kitapları insanlara yaşadığımız dünya veya ölümden sonraki ahiret yaşamı için gerekli bilgileri ve insanların iyi, düzgün yaşamaları için uymak zorunda oldukları emirleri tebliğ eden, bildiren metinlerdir. Tümüyle rastlantısal bir seçimle Bakara suresinin 65. ayetini ve mealini örnek olarak alalım.

وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذ۪ينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِي السَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ

Meali: Diyanet Vakfı Meali (1) İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! Dediklerimizi elbette bilmektesiniz.

Meali (2) Elmalılı Hamdi Yazır:  İçinizden cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz. İşte bundan dolayı onlara "sefil maymunlar olun!" dedik.

İster Arapçası olsun ister Türkçe meali olsun bu ayeti tebliğ (tebligat) metni dışına çıkarak teganni etmek ne kadar uygun olur, Kur’an’ın amacına ne kadar uygun düşer bunun takdiri siz okuyuculara ait olacaktır.

Bu değerlendirme kapsamında Kur’an’ın güzel okunması adı altında yarışmalar açılması ve dereceye girenlere ödüller verilmesi konuları yeni baştan düşünülmelidir.

İHL veya Kur’an kurslarında aşir okuma (seçilmiş 10 -aşr- ayetin okunması) adı altındaki eğitim programları da aynı şekilde gözden geçirilmelidir. Bu öğrencilerin “nisyan-ül kerrat” ettikten sonra “hıfz ül Kur’an” eylemelerinin kime ne yarar sağlayacağı irdelenmelidir. Dijital çağda Kur’an’ı ezbere bilip, hafız olmanın veya gerektiğinde elindeki bir cep telefonuna bakıp takıldığı ayeti, sureyi görüntüleyerek konu ile ilgili bilgilerini doğrulamanın yararları veya sorunları değerlendirilmelidir.

İslam dini dışındaki dillerde, özellikle Hristiyanlıkta İncillerin okunmasından ayrı olarak dinsel nitelikli kilise müzikleri bestelenmiştir. Missa, requiem gibi adlar altında toplanan besteler hep bu temaları işlemektedir. Öte yandan bu metinlerin ses yükselticiler kullanılarak yüksek volümde (geniş hacimli gür ses =sound volume) ve yüksek şiddette  (akustik ve odyolojik değerler yönünden güç, basınç ve şiddet) okunması da ne kadar müzikal olduğunu veya olmadığını ayrıca tartışma konusu haline getirir. Sesin bu belli değerleri aşması, desibel değerinin yükselmesi durumunda insanın algılaması zayıflamakta ve bu uyarıcıya karşı doğal bir tepki oluşmaktadır. Emevî geleneği ile birlikte İslam’ın dinsel ritüellerine girmiş olan bu uygulamalar mezhep, tarikat anlayışlarından bağımsız olarak incelenip değerlendirilmelidir.
Dinsel ayin ve dualar hiç kuşkusuz, inanılan o büyük güç ile insanın bir iç hesaplaşmasını gerektirir. İnsan bu hesaplaşma ile nelerin doğru nelerin yanlış olduğuna karar vererek hareketlerini düzenler. Bu hesaplaşma işi sükûnet, sakinlik ve bir huşû ortamını gerekli kılar. Eğer ses veya görsellik açısından bu ortam bozulursa istenen amaçlar gerçekleşemez. İnsanın iç benliğinde de yalnızca belli heyecanlar ve korkular egemen olur, insan söz konusu olan olay ve olguları içselleştirmeden kabul veya reddeder.

Kaynak: Ali Can Polat

Kavram Mutfağı, Makaleler

https://www.kavrammutfagi.com/makale/retorik--hitabet--kiraat-ve-tilavet

Yorumlar

Sözcük Arapça tlv kökünden gelmekte ve uymak, izlemek, peşi sıra gitmek anlamına gelmektedir. Kur’an’ ın okunması konusunda hadislerde tertîl, tahsîn, tezyîn, kıraat, lahn vb. yöntemlerden de söz edilmektedir. Bunların içinde kıraat öne çıkmaktadır. Kıraat (Arapça okuma anlamında) sesli veya sessiz, dinleyicili veya dinleyicisiz olarak daha önce yazılmış veya ezberlenmiş bir metnin okumasını ifade eder.

Tilavette işin içine tecvid de girmektedir. Tecvid Arapça cvd kökünden türetilmiş olup bir şeyi, bir işi güzel yapmak anlamında kullanılmaktadır. Konu Kur’an’ın okunması olduğunda sözcük güzel okuma olarak tanımlanabilir.

Yorumlar