Varoluşsal risk, tüm insanlığı ortadan kaldırma veya en azından küresel nüfusun büyük bir bölümünü öldürme potansiyeline sahip olan ve hayatta kalanları toplumu mevcut yaşam standartlarına göre yeniden inşa etmek için yeterli araçlardan yoksun bırakan herhangi bir risktir.

Yakın zamana kadar varoluşsal risklerin çoğu (ve küresel felaket riskleri olarak bilinen daha az uç versiyonu), milyonlarca yıl önce kitlesel yok oluşlara yol açan süper volkanlar ve asteroit çarpmaları gibi doğaldı. Geçtiğimiz yüzyılın teknolojik gelişmeleri, büyük ilerleme ve başarılardan sorumlu olmakla birlikte, bizi yeni varoluşsal risklere de açmıştır.

https://futureoflife.org/existential-risk/existential-risk/ bağlantısındaki kaynaktan çeviri

Nükleer savaş insan yapımı ilk küresel felaket riskiydi, zira küresel bir savaş insan nüfusunun büyük bir yüzdesini öldürebilirdi. Nükleer tehditler üzerine daha fazla araştırma yapıldıkça, bilim adamları ortaya çıkan nükleer kışın savaşın kendisinden bile daha ölümcül olabileceğini ve potansiyel olarak dünyadaki çoğu insanı öldürebileceğini fark ettiler.

Biyoteknoloji ve genetik, insanlar klonlama, gen ekleme, gen sürücüleri ve genetikle ilgili diğer bir dizi ilerlemenin olası olumsuz etkileri konusunda endişelendiklerinden, genellikle heyecan kadar korku da uyandırmaktadır. Biyoteknoloji hayatları kurtarmak ve iyileştirmek için inanılmaz fırsatlar sunarken, aynı zamanda üretilen pandemiler ve genetik çeşitliliğin kaybıyla ilişkili varoluşsal riskleri de artırmaktadır.

Yapay zeka (AI) uzun zamandır bilim kurgu ile ilişkilendiriliyor, ancak son yıllarda önemli adımlar atan bir alan. Biyoteknolojide olduğu gibi, YZ ile yaşamları iyileştirmek için büyük bir fırsat var, ancak teknoloji güvenli bir şekilde geliştirilmezse, birisinin yanlışlıkla veya kasıtlı olarak sonuçta insanlığın ortadan kaldırılmasına neden olan bir YZ sistemini serbest bırakma şansı da var.

İklim değişikliği, dünyanın dört bir yanındaki insanların ve hükümetlerin ele almaya çalıştığı büyüyen bir endişe kaynağıdır. Küresel ortalama sıcaklık arttıkça, kuraklıklar, seller, aşırı fırtınalar ve daha fazlası norm haline gelebilir. Ortaya çıkan gıda, su ve barınma sıkıntısı ekonomik istikrarsızlıkları ve savaşları tetikleyebilir. İklim değişikliğinin kendisi varoluşsal bir risk teşkil etmese de, yarattığı tahribat nükleer savaş, salgın hastalıklar veya diğer felaketlerin olasılığını artırabilir.

Trenlerin ilk yıllarında birçok kişi insan vücudunun saatte 30 milden daha yüksek hızları kaldıramayacağından endişe ediyordu; insanlar elektrik çarpması korkusuyla ilk telefonları kullanmaktan çekiniyordu veya cihazların şeytanın aletleri olduğu düşünülüyordu; ve sadece birkaç kırmızı saptırıcı isim vermek gerekirse, uçaklar, kalp nakli ve Y2K hakkında da aynı derecede korkunç tahminler vardı. Bu sayfada listelenen bazı teknolojilere ilişkin endişelerin de aynı şekilde yersiz olduğunu ummakla birlikte, bunun gerçekleşmesini ancak yeterli eğitim, araştırma ve müdahale ile sağlayabiliriz. Biz insanlar, aslında kendi kaderimizi şekillendirme gücüne sahipken, sanki pasif seyircilermişiz gibi gelecekte ne olacağını sormamalıyız.

Translated with www.DeepL.com/Translator (free version)