Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe, sorunları görünür kılma ve olgulara varlık kazandırma dışında kurumların kurucu unsuru olma özelliğine de sahiptir. Bu felsefenin eyleme dönük yüzüdür. Bu kurumlar günlük yaşamda dernekler, vakıflar, kulüpler olarak karşımıza çıkarlar. Bu kurumlar belirli görüşlerin, amaçların, fikirlerin, düşüncelerin bireylerin kafalarında oluşmasını bir sonucudur. Bir mimar önce tasarlar sonra bu tasarıma fiziksel bir varlık kazandırır. Aynı şeyi mühendis de yapar; bu süreçlerde elbette kullanışlılık, sağlamlık, ekonomik olmak gibi etkenler estetik unsurlarla birlikte o nesnenin ortaya çıkmasında doğrudan rol oynarlar. Fakat kurumların ortaya çıkmasında çok daha soyut etkenler iş başındadır; bu etkenler artık etrafa faydalı olmak, bir görüşün, düşüncenin gelişmesi gibi felsefi içerikli özellikleri arka planda belirler, yönlendirir. Üyesi olduğum mantık derneği, felsefe derneği ve beyaz nokta vakfı gibi kurumların mevcudiyetini sağlayan kurucu unsurlar çevreye, insanlara yardım edebilmek, toplumun refahını, entellektüel dokusunu yukarıya taşımak düşüncesiyle oluşturulmuştur. Belki de işin püf noktası tam da buradadır: çünkü bu tür kurumların ortaya çıkması ve yürüyebilmesi için en altta o toplumda bireylerin felsefi kaygılara ve bakışa sahip olmaları gereklidir. En başta söylediğim gibi burada, farklı bir düzlemde de olsa, felsefenin birçok özelliğinden birisi olan sorunları, duyguları, düşünceleri, fikirleri doğrudan veya dolaylı bir şekilde görünür kılma aracı olması yatmaktadır.