Düşünme Ortağı Yapay Zeka
Yapay Zeka (YZ) dil modellerini çeşitli amaçlarla kullanan epey kişi olduğunu tahmin etmek zor değil. Ödevlerini yaptıran öğrencilerden tez hazırlayan akademisyenlere, reklamcılara ya da gazetedeki ilginç haberler bölümlerini tasarlayanlara varıncaya dek herkes öyle ya da böyle kullanıyor. Bu kümenin içinde muhtemelen bir bölümü de YZdan Düşünme Ortağı olarak yararlanıyor. Ben de onlardan biriyim. İlk günlerden beri bir gözlemim -belki yapısı gereği sözü çok uzatmamak için- YZ’nın oldukça “ne sorulsa hemen ne istendiğini tahmin edip onu onaylamaya yatkın” bir yapısı olduğu idi. Dün Yücel Kelci adlı bir İnstagram kullanıcısı GPT5 ile birlikte daha gelişkin hale gelen bir özellik duyurdu: Sözünü ettiğim “onaylamaya yatkın” yapı yerine, kullanıcının isteğine göre bir “kimlik” tanımlanabilmesi. Bunun üzerine GPT5 ile aramızda geçen iletişimi okurlarımla paylaşmak istedim; aşağıda (TT) ve (GPT5) kısaltmaları ile yazışmaları bulacaksınız.
Dayanışma: Sihirli Anahtar, ama
İçinde bulunduğumuz çok boyutlu sorunlar ortamından çıkabilmek ya da en azından o ortamda bir iyileşme sağlayabilmek "dayanışma"lar gerektiriyor. Siyasi partilerin belli bir amaç çevresinde dayanışması ya da bir derneğin oluşturduğu bir sorun çözme grubunun, üzerinde çalıştığı konularda dayanışmalar yoluyla ilerlemesi dayanışma ölçeğinin iki ucunu temsil ediyor. Bu dayanışmanın söylendiği kadar kolay olmayabileceği çeşitli vesilelerle göründüğüne göre, bunun bir dizi nedenleri olmalı.
Farklı Akıl(lar)-2
Endülüs, bilim ve dinin barış içinde geliştiği bir ortam sunmuştur. Burada yetişen düşünürler, İslam'ın akılcı yönünü öne çıkarıp, aklın denetimi ile bağlantısını koparmadan Batı düşüncesinin şekillenmesinde önemli roller oynamışlardır. Bunlardan çıkarılabilecek ve günümüze de yol gösterebilecek sonuç, her bir dönemin, farklı figürlerin katkılarıyla bilimsel ve dini düşüncenin gelişimine önemli katkılarda bulunduğudur. Kritik nokta ise akıl ve sezgi etkileşiminin koparılmayış dönemlerindeki gelişme (medeniyet), kopuş dönemlerinin ise (gerileme veya durağanlık formlarındaki) çöküşleri getirdiğidir.
Farklı Akıl(lar)!
Buradan hareketle, YA arayışı içinde yer alacak kişilerin ortak özelliğinin, “içtenlikli bilmiyorum, ama merak ediyorum tavrı” çevresinde oluştuğu söylenebilir. Bunun aksi ise “biliyorum, inanıyorum” tavrı olup, bu tavır merkez olmak üzere 360 katı derecelik bir uzayda, bilmiyorumculara akmaya hazır bilgilerden -kişinin kendisince inşa edilmiş- duvarlar yolu ile mahrum kaldığıdır. Büyük bilim ve sanat insanlarının hep bilmiyorumculardan çıkması tesadüf değildir. Bilim dünyasına derin izler bırakmış Niels Bohr’un “benim tüm cümlelerimi lütfen -mi? İle biten sorular olarak anlayınız” sözü, “bilmiyorum ama merak ediyorum” türü için bir tanıma işaretidir.