Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

ANADOLU’DA BİLİM DİLİ: TÜRKÇE

Dil bireyler arasında en doğal, en etkin ve sürekli bir iletişim ve anlaşma aracıdır. Kişi, duygu, düşünce ve isteklerini hiçbir başka araca ya da aracıya başvurmaksızın dil ile karşısındakilere ilettiği gibi, onların duygu ve dileklerini de yine dil yoluyla öğrenir. Toplumda elde edilen bütün bilgi, bulgu, deney ve gözlemler de ancak dil aracılığıyla başkalarına aktarılabilir. Kısacası dil, yaşamsal, bilimsel, sanatsal, dinsel ya da felsefeye ilişkin her türlü düşüncenin taşıyıcısı demektir.  

Dil düşünmenin de aracıdır; İnsanlar dilleriyle düşünürler. Bir toplumun eğitim kurumları aracılığıyla diline yabancılaşması kaçınılmaz olarak, kültürel yabancılaşmayı da beraberinde getirecektir. Nitekim, Ebubekir Razi (841-926), Farabi (870-950), Ebu Reyhan Biruni (973-1051), İbn Sina (980-1037) gibi ortaçağda yaşamış Türk hekimleri, yapıtlarını o dönemin bilim dili olan Arapça ya da Farsça olarak yazmış, bu yüzden de Arap ya da İranlı sanılmışlardır.  

Anadolu’da Selçuklu Devletinde devam eden Arapça’nın etkisi, 12. yüzyılın sonlarında etkisini kaybetmiş, bu kez Sahip Fahreddin Ali’nin vezirliği zamanında divan dilinin Arapça’dan Farsça’ya çevrilmesiyle, Fars dili ve edebiyatı önem kazanarak aydın zümre arasında Arapça’nın yerine geçmiştir. Bununla beraber, Anadolu Selçukluları zamanında yazma ve tercümeler Arapça ve Farsça olduğu halde tıbbi yazışma ve ifadeler yerel olarak konuşulan Türkçe ile yapılmaktaydı. Medreselerde öğretim dili olarak Arapça yeğlenip, Farsça da Divan dili/resmi dil olarak kabul edilince Türkçe devlet yönetimi dışına çıkmaya başlamıştı. Bu gidişe 1277 de Karamanoğlu Mehmet Bey, ünlü buyruğuyla “dur” demeye çalışmıştı. Ancak, ne Türkçe’nin Arapça’dan üstün olduğunu sergileyen Yusuf Has Hacib’in, ne onu Farsça’ya karşı savunan Ali Şir Nevai’nin çabaları ve ne de Aşık Paşa’nın emekleri bu önyargının giderilmesinde etkili olmuştu.  

Birinci yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu Türk tıbbında, telif ve tercüme eserlerin yazılması ağır aksak giderken, Beylikler döneminde, özellikle Candar, Germiyan, Aydın, Menteşe ve Osmanoğulları beyliklerinde önem kazanarak hızlanmış, birçok eser Türkçe’ye kazandırılmıştır. Diğer Anadolu beyleri gibi ilk Osmanlı hükümdarlarıyla devlet adamlarının pek çoğu ana dil olan Türkçeden başka dil bilmedikleri için kendilerine ithaf edilen eser veya tercümeler de -bazı bilimsel eserler hariç- Türkçe olurdu; bu durum, Türk dilinin olgunlaşması ve Türkçe eserlerin artması yönünden Anadolu ve Rumeli’de kültür hayatının hızla gelişimi sürecini peşinden getirmiştir.  

Bu makalede, 13. ile 15. Yüzyıllar arasında Anadolu’da göz hastalıkları konusunda yazılmış ve içinde göz hastalıkları konularını da içeren el yazması tıp kitaplarında kullanılan dil ve bu kitaplardaki bilimsel bakış açısının irdelenmesi amacıyla yapılan araştırmaların sonuçları tartışılacak, Türkçe’nin bilimsel dil olma özelliği irdelenecektir.  

GEREÇ VE YÖNTEMLER

Hekim Bereket’in “Tuhfe-i Mübarizi”(13. yy), Geredeli İshak bin Murad’ın “Edviye-i Müfrede” (14. yy), Hacı Paşa’nın “Müntahab-ı Şifa” (14. yy), Mehmed bin Mahmud-ı Şirvani’nin Göz Hastalıkları konusunda yazılmış “Mürşid”(15. yy), Ali Çelebi bin Şerif’in “Yâdigâr” (15. yy), Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun “Mücerrebname”(15. yy), ve Cerrahiyet-ül Haniye” (15. yy) adlı eserleri kullanılan dil, bilimsel bilgi, hastalık nedenleri ve tedavilerine ilişkin tartışma üslûbu yönleriyle incelendi.  

İncelenen eserlerin önemli özelliklerinin yanında, kullanılan dil ve izlenen sistematik hakkında da fikir edinilebilmesi için içeriklerinden kısa paragraflar eklenerek aşağıda özetlenmektedir:

TUHFE-İ MÜBARİZİ:

Yaşamı konusunda hemen hiç bilgi bulunmayan Hekim Bereket’in Tuhfe-i Mübarizi’den başka Hulasa ve Tabi’atname adlı iki eseri daha vardır. Günümüzde Tuhfe-i Mübarizi’nin biri Konya’da İzzet Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi’nde (n.12049), diğeri Paris’teki Bibliothéque National’de (n.171) olmak üzere iki nüshası bulunmaktadır. Her iki nüsha da Hülâsa ve Tabiatname adlı kitaplarla birlikte ciltlenmiştir. Tuhfe-i Mubarizi, 60 varak (yaprak) olup, dört ana bölümden oluşmuştur: “Tabiat İşleri”, “Tabiat Dışındaki İşler”, “Sağlığı Korumak”, “Tedavi Etmek”. Eserde sağlığın tanımı şu şekilde ifade edilmektedir: “... tabibler eyitmişdür (söylemiştir)kim tıb bir ilimdür kim anı bilmekigile ademün teni (insanın vücudunun) ahvalin (durumunu)bileler kim sağ mıdur ya sayru mıdur(hasta mıdır);eger sağısa sağlığını saklayalar kim ırılmaya (bozulmaya); eger saglıgı ırıldıyısa ol tene sağlığı gerü getüreler; pes(sonra)tıb bilmegün gayet-i sebebi sağlık saklamak ve sayrulık gidermekdür ....”  

EDVİYE-İ MÜFREDE:

Osmanlı Beyliğinin bilinen ilk tıp kitabı olan bu eser, İshak bin Murat tarafından 1389’da Gerede civarında yazılmıştır. İki bölümden oluşan bir kitaptır. 1. bölümünde alfabetik olarak, tedavi amacıyla kullanılan hayvansal, bitkisel, yani basit ilaçlar, kullanıldığı hastalıklar, zararlarının giderilme yolları; 2. bölümde, baştan aşağıya doğru hastalıklar, sonraki ek bölümde, İbn Sina ve Cürcani’den alıntılarla humoral patoloji teorisi, sağlıklı yaşamanın şartları, cinsel ilişki konusu ve ihtiyarlık işlenir. Son bölüm ise Arapça-Farsça-Türkçe terimler sözlüğüdür. Yazma nüshalarında kitabın adı verilmemesine karşılık, araştırmacılarca Edviye-i Müfrede olarak isimlendirilmesi, giriş bölümündeki, “İshak bin Murad aslahallahu şanehu diledi bu illerde bulunur ve dahi Türki dilinde adı bilinür edviye-i müfrede cem idüb bu beyaz içinde sevada getüre”cümlesidir.  

MÜNTAHAB-I ŞİFA:

Anadolu’da yazılmış ilk Türkçe kitapların en tanınmışlarından olan Hacı Paşanın sade bir Türkçe ile yazdığı bu eserde, birinci bölüm teorik ve pratik tıbbi bilgileri, ikinci bölüm yiyecek, içecek ve ilaçları, üçüncü bölüm ise hastalıkların teşhis ve tedavisini içerir. “Göz ağrısı beyanındadur: haçan gözde ıssı verem olsa sebebi yakan galib olmakdur, alameti göz kararmak ve şişmek ve tamarlar tolu olmak ve çapak çok olmak ve kabaklar bir birine yapışmak ve tulunlar sancımak ve gözler ağır ağır olmakdur. İlacı: kifaldan kan almak enseden ve baldırdan hacamat etmekdür. Sağ göz ağrısına kanı sağ elden alalar, sol göz ağrısına sol elden alalar.”  

MÜRŞİD:

Mehmed bin Mahmud-ı Şirvani’nin 1438 yılında tamamladığı, göz hastalıkları konusunda Osmanlı tıbbının en kapsamlı kitabı olan eseridir. Faydalandığı kaynaklar dolayısıyla dönemine kadar, İslam göz hekimliğinin vardığı son nokta sayılabilir. Mürşid, I. bölüm 1 mukaddime, 6 bab ve 27 fasıl; II. bölüm 17 bab, 110 fasıl; III. bölüm 3 bab, 18 fasıldan meydana gelmiştir. Onikinci Fasıl:Anı bildirür kim, göz neye deprenür ve anı depreden nedür: Bil kim, Allâhü Ta’âlâ kemâl-i hikmet ile her gözde yidi azal (kas), yâni yidi cacanak (kas) etin yaratmışdur. Her birin gözün bir yirinde yirlendürmişdür ve gözlerün deprenmesin ve durmasın onlara ısmarlamışdur. Azallarun hepisinün tabi’atı her çend kim, mu’tedildür, bilelerinde sinir çok bulunduġu içün fil-cümle bürûdete (soğuk) meyilleri vardur.Şeyh Kanun’da (şeyh: İbn Sina, kanun: onun eseri olan El kanun fit Tıb) eydür, gözi depreden iki siñirdür kim, beyindegi iki boş sinirin ardından bitmişlerdir. Beyinden inmişlerdür, ense omurgasınun delüginden çıkmışlardur, mukleyi (göz küresi) kaplamuşlardur. ….. Hakimlerün (metin içinde ve diğer sayfalarda Hipokrat, Galenos, Ebu Kasım el-Zahravi)her birisi bir keleci(söz)söylemişlerdür.  

YADİGÂR-I İBN-İ ŞERİF:

Ali Çelebi ibn-i Şerif, Timurtaş Paşazade Gazi Umur Bey Çelebi zamanında ona adayarak, söz konusu eseri yazmıştır. Bu eser detaylı olup aynı zamanda kişisel fikirleri de içermektedir. Zafera (pterigium) İçin Şaf-ı Kalender, Yeşil Zâc Fitili: “Bu ilaç, gözü cila eder, gözde bulunan zıfrayı giderir, çok tez ve kuvvetli tesir eder. Bu zıfra dedikleri bir gışa yani bir zar, bir örtüdür. Yufkacık et suretli olur ve göz pınarlarında biter, uzar. Zamanla göz bebeklerini bile kaplar, öyle ki bir müddet sonra insan göremez olur”. Humret faslından: “Eflatun der ki: Karınlar acıktığı zaman bedenler ruhlaşır. Karın doyduğu zaman ruhlar bedenleşir. Câlinûs (Galenos) der ki: Kanı demir ile, safrayı sikencübin ile, balgamı eyâric ile, sevdayı aftimûn ile iyileştirin (Humoral patolojinin 4 temel bileşeni: kan, safra, balgam ve sevda). Bokrât (Hipokrat) der ki: Vücut beş şeyden fayda bulur: Başta gargaradan, midede kusmaktan, bedende ve mafsallar arasında ishalden, ciltlerde terlemeden ve damarlarda ve haricinde kan akıtmaktan.”  

MÜCERREBNAME VE CERRAHİYET-ÜL HANİYE:

Şerefeddin Sabuncuoğlu, Ebulkasım El-Zehravi’nin “El-Tasrif” eserinden tercüme ve alıntılar yaptığı “Cerrahiyet-ül Haniye” adlı eserinde, kendi deneyim ve kişisel görüşlerini de ekleyerek kapsamlı bir tartışmayla tedavi yaklaşımlarını anlatmıştır. Zehravi’nin kitabında bulunmayan cerrahi alet ve ameliyat resimleri ekleyerek Sabuncuoğlu tarafından sistematik bir cerrahi atlas niteliği kazandırılmıştır. Şerefeddin Sabuncuoğlu, 82 yaşında, uzun süren meslek hayatının tecrübelerini de içine alan Mücerrebname (1468) adlı eserini yazmış, tıpta kullanılan ilaçların hap, merhem, şurup, toz, lavman, macun, yakı vs. gibi hazırlanış şekline göre on yedi başlık altında sınıflandırarak hangi durumlarda nasıl kullanılacağını anlatarak farmakoloji kitabı kimliği kazandırmıştır. Mücerrebname, Türk tıbbının ilk deneysel kitabıdır denebilir.  

Cerrahiyetü’l-Haniye (1465) ikinci babının 16. cı faslından örnek:

“…Zafere (pterigium)iki nev’i dir. Birisi asabidir, ya’ni sinirdendir, o sıfaka (zar)benzer, yufka ve katıdır. Birisi sinirden değildir, tonmuş rutubete benzer , haçan demür tokunsa demüre payidar olmaz ve sinnare (cerrahi cımbız, pens) ilişmez. Gözün pınarından biter az az yürür ta kim gözün bebeğin örter ve nurını batıl ider.”  

İkinci bab 23. Fasıl: “….Gözden su çıkarma işini Irak halkından rivayet ettiler ki, bir mikdah aleti yapmışlardır. Bu aletle gözdeki rutubeti emerek alırlarmış. Bu mikdahın vasfını duyunca bu mikdahı yeniden düzenledim. İstedim ki tekrar kullanayım, fakat o sırada Irak’tan cahil bir tabip geldi, o aleti kullanıyordu. Üç kişinin gözlerini soğuttu....”

Sabuncuoğlu, kitabın bu faslında (2.Bab 23. Fasıl) Irak’tan gelen bir doktorun da kataraktı ortası delik bir mille emerek dışarı aldığından bahsetmektedir. Kendisinin seyrettiği bu ameliyatlardan sonra hastaların gözlerinin kaybedildiğini belirtmiş ve önceden yapmayı düşündüğü bu ameliyattan vazgeçtiğini yazmıştır.  

Adı geçen eserlerde kullanılan dil Türkçe olup güncel Türkçe ile uyumlu ve anlaşılabilecek sadelikte yazılmıştır. Hastalık nedenlerinin açıklanmasına özellikle önem verilmiştir. O zaman için geçerli olan “Humoral Patoloji” çerçevesinde yapılan tartışmalarda Hipokrat, İbn Sina, Galenos ve Ebu Kasım El-Zahravi’ye atıf yapılarak bilgilerin nereden alındığı belirtilmiş, tartışma zenginleştirilmiştir.  

TARTIŞMA

Bilim insanlarına Türkçe eser yazdıran ve tercüme ettirenlerin başında Aydınoğulları Beyliğinden özellikle Umur Bey ve Timurtaş Paşanın oğlu Gazi Umur Bey gibi bilim sevgisi olan değerli kişiler vardır.¹⁵  

14.Yüzyılda Süleyman Paşa ve kardeşi I. Murad ve onun oğlu Yıldırım Bayezid ile Sadrazam Çandarlı Halil Hayreddin ve oğlu Ali Paşa’ların ve XV. yüzyıl ortalarına kadar Yıldırım Bayezid’in şehzadesi Emîr Süleyman Çelebi, Çelebi Mehmet, II. Murat, Tokatlı Hacı İvaz Paşa ve Timurtaş Paşazade Umur Bey ve Çandarlızade II. Halil Paşa ve Burgazlı Halil Paşa ve diğer hükümdar ve devlet adamlarının gösterdikleri koruma ve cesaretlendirme sayesinde Anadolu Türk Beylikleri ve Osmanlılarda siyasal ve askersel başarıların yanında bilimsel ve düşünsel hareketler de hızla genişlemiştir.⁴’¹⁵ Anadolu beyliklerini ortadan kaldırmaya başlayan Yıldırım Bayezid, o beyliklerdeki bütün vakıf kurumlarını vakfiyeleriyle beraber tanımış olduğundan, bu sayede Anadolu’daki fikir hayatı sarsıntıya uğramadan devam etmiştir.⁴ Bu korumaya erişen bilim, düşün ve edebiyat adamları çeşitli konularda, çoğunlukla Türkçe eserler yazmış veya Türkçe’ye tercüme ederek daha önceki yüzyıldan beri Anadolu’da devam edip gelen bilimsel ve düşünsel hayatı genişleterek sürdürmüşlerdir. Anılan zaman diliminde yazılmış tıbbi yazma eserlerde Türkçe’ nin başarıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hastalıkların adları, nedenleri, belirtileri, ilaç ve tedavi yöntemlerinin sistemli bir sırayla ele alındığı görülmektedir. Tartışmada bilgilerin alındığı kaynak vurgulanmaktadır. Bilimsel düzey ve tartışma yönteminin günümüzdekiyle benzerliği dikkat çekmektedir. Bu tıbbi eserlerin içerik ve esası, tıbbi ve mistik yerel ve ulusal folklor bakımından da yadsınamaz bir öneme sahiptir. Adı geçen dönemde kullanılan Türkçe bilim dili ve dönemin tıp anlayışına ışık tutabilecek bu eserler bu yönleriyle de ayrıca çok değerli birer yapıttır.  

Anadolu’da ilk Türkçe tıp eseri, 13. yüzyılın ilk çeyreğinde Hekim Bereket’ in, Alaeddin Keykubat’ın Amasya valisi “Mübarüziddin Halife Alp Gazi” adına yazdığı “Tuhfe-i Mübarizi” siyle başlamış, tıp dilinin Türkçeleşmesi XIV. yüzyılın ikinci yarısında olgunlaşmıştır.⁴ İslam dünyasında Arapça’nın, Hristiyan Avrupa’da Latince’nin hakim olduğu Ortaçağda, bu akım dilimiz ve tıp tarihimiz açısından olumlu bir olaydır. Çünkü, Avrupa’da tıp eserlerini ulusal dillerle yazma, XVI. Yüzyılda, Fransa’da A. Pare (1509-1590) ve Almanya’da Paracelsus’un (1494-1541) öncülüğüyle başlamıştır.⁴  

Fatih Sultan Mehmet’in başlattığı medrese atağı ile beraber Fatih’in yeni sarayı hem İslam kültürünün en büyük merkezi, hem de medresenin yetiştirdiği bilginlerin ve şairlerin barınağı olarak dünyanın gözünü kamaştırmaya başladı. Ne var ki, dilimiz açısından yukarıda anılan olumlu gelişmeler yaşanırken, Fatih Sultan Mehmet ve arkasından oğlu II. Bayezit, sanatçı yaratılışlarını tatmin etmek maksadıyla şiirlerinde, Farsça’nın büyük etkisindeki Divan şiiri özelliklerine bağlı kaldıkları gibi, Fatih Seydi’ye, II. Bayezit de İdris-i Bitlisi’ye Osmanlı Şeyhnamesini Farsça yazdırdılar.¹⁶ Padişahların Farsça’ya ve İran şairlerine gösterdikleri bu yakın ilgi yüzünden Türk şairleri de İran örneklerine benzeyen eserler yazmakta birbirleriyle adeta yarıştılar. Osmanlı dünyasında Türkçe’den Farsça’ya doğru başkalaşım yaşanırken, Hristiyan Batının yüzyıllar boyunca bilim dili olarak kabul ettiği Latince’yi bırakıp kendi ulusal dillerini yaratmaya ve onu zenginleştirmeye yönelmiş olmalarının altını çizmek gerekir.¹⁷  

Bilim dili deyince, Bilim adamlarının kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili yayınlarda kullandıkları yazı dili ile öğretimde kullandıkları konuşma dili, O uzmanlık alanıyla ilgili özel kavramları yansıtan bilimsözleri ya da terimler anlaşılmalıdır.³

Gerçekte bilim adamlarının kullandıkları yazı dili genel yazı dilinden ayrılamaz. Bu anlamda “bilim dili”, Türkçedeki –dönem dönem ivme kazanıp duraklamalar gösterse de- özleşme akımının güçlü, önüne geçilmez etkileri altındadır. Bu dilin açık seçik, anlaşılır olması bilimsel bilgilerin, araştırma sonuçlarının yalnız öğrencilere değil geniş yurttaş yığınlarına da iletilmesini kolaylaştırması bakımından önem taşır. Demek ki, bilim dili olarak Türkçe’nin gerçekten “Türkçe” olabilmesi için bir yandan bilim adamlarının genellikle yazdıklarıyla söyledikleri yabancı sözcüklerden olabildiğince arınmış bulunmalı, bir yandan da çeşitli bilim dallarının terimleri Türkçe olmalıdır.³  

Bu konuda Cumhuriyetimizin ilk TBMM döneminde Sağlık Bakanlığı da yapan Dr. Rıza Nur tarafından 1907 yılında yayınlanan “Sıhhi, Tıbbi Makalât” adlı eserinden bir alıntı, sadeleştirilmiş olarak aşağıda sunulmaktadır:

“Bir konuyla ilgili çok sayıda sözcük arasında küçük de olsa anlam ayrımları bulunmadıkça o sözcüklerin birini alıkoyup öbürlerini sözlükten atmak gerekir. Örneğin, Fransızca buyyon (buillon) sözcüğünün dilimizde “et suyu” gibi bir karşılığı varken, hekimlik dilimizde “maraka”, “gûştâbe” terimleri kullanıldığı gibi buyyon bile hekimlerimiz arasında her gün sık sık kullanılıp durmaktadır. Bu durumda bakınız bir et suyu için dört sözcük kullanıyoruz. Bu bir kargaşadır. Üçünü atıp birini alıkoymalıyız. Öyleyse hangisini? Et suyu sözü düşünceme göre en uygunudur. Çünkü, sözcüklerin benimsenmesinde halk arasında yaygın olan, alışılmış olanlar yeğlenmelidir.”.³ Tam 100 yıl önce, bir hekimin hekimlik dilimizin sadeleşmesiyle ilgili düşüncelerinin günümüz görüşleriyle koşut olduğu anlaşılmaktadır. Aradan bir yüzyıl geçmiş olmasına rağmen dil sadeleştirmemizle ilgili sorunun hâlâ devam ediyor olması hayret vericidir.  

Günümüzde de terimlerin Latinceden İngilizceye çevrilmesi yönünde bir Amerikan-İngiliz çabası vardır. Birçok tıp fakültesinde kaynak olarak kullanılan, K. L. Moore tarafından yazılmış “Clinically Oriented Anatomy (Kliniğe Yönelik Anatomi)” kitabında, önsözünde de belirtildiği gibi birçok tıp terimi ya İngilizceleştirilerek ya da doğrudan İngilizceye tercüme edilerek kullanılmıştır.¹⁸ Latince isimlendirmenin dışına çıkan bu uygulamanın ‘uluslararası anlaşma’ya uygun olduğu önsözde belirtilmektedir. Bu bilimin farklı ulusal dillerde yapılabileceğinin örneğidir.

Dili yaygınlaştırmanın yolu eğitim öğretimden geçtiğinden, bağımsız devletlerde eğitimin her aşamada o resmi/ulusal dille yapılmasına özen gösterilmektedir. Bir ulus ancak anadiliyle var olabilir. Dilini kaybeden ulusların siyasi olarak da çözülüp dağıldıklarını ve kaybolduklarını tarih göstermektedir.¹  

Türkçe’nin bilim dili olmadığı savı yanlıştır. Herhangi bir dilde yazılmış bir romanın Türkçeye çevirisi yapılabiliyorsa, felsefe eserleri Türkçeye çevrilebiliyorsa, Türk yazarlarının eserleri yabancı dillere çevrilebiliyorsa; Türkçe bir kültür, sanat ve edebiyat dilidir.¹⁹ Bilim eserlerinin yazılabildiği, çevrilebildiği, yeni terimlerin türetilebildiği ve her aşamada öğretimin yapılabildiği Türkçe, bir bilim dilidir.  

Gelişen bilim ve teknolojinin gerisinde kalmamak için yalnızca dili korumakla yetinmeyip, ortaya çıkaran yeni kavramları, terimleri karşılayan bir zenginliğe kavuşturulmasına çalışmak gerekir. Türkçenin şu andaki en önemli sorunu, dildeki yabancı ögelerin artmasıdır. Her dilde yabancı kökenli söz vardır. Hiçbir dil saf değildir. Türkçe de pek çok dile söz vermiş, pek çok dilden söz almıştır. Dildeki yabancı sözlerin bir ölçüsü olmalıdır. Bu ölçü dilin kimliğini bozacak derecede olmamalıdır. Terimlerin Türkçeleştirilmesi demek, Türkçe terimlerle bilim yapmak anlamına gelir. Bu da bir bilim dili olan Türkçenin daha da gelişmesini güçlenmesini sağlayacaktır.⁷-¹⁷ Türkçe gelişmiş bir dildir; Türkçenin söz varlığı bugün 75.000’e ulaşmıştır. Türk Dil Kurumunun 1945’te çıkardığı birinci baskı Türkçe Sözlük’te 20.000 civarında söz vardı; 1998’de çıkan Türkçe Sözlük’te ise 75.000 söz var.  

Sökeli emekli bir Türkçe öğretmeni Yaşar Çağbayır’ın, ilk görev yerinde karşısına çıkan “mümzi (imza eden) ve temhir (mühürleme)” kelimeleri hayatının akışını değiştirdi. Bu iki kelimenin anlamını bulmak için başladığı serüveni 39 yıl sürdürerek 13. yüzyıldan günümüze kadar Türkler’in kullandıkları kelimeleri biraraya getiren Çağbayır, 246 bin Türkçe kelimeden oluşan 5 ciltlik ‘Ötüken Türkçe Sözlük’ü hazırladı.20  

Türkçe yeryüzünün en eski ve geniş coğrafya parçasında konuşulan en eski ve köklü, gelişmiş ve işlek dillerdendir. Türkçe’nin yapısı, bilim terimlerini karşılayacak bir özelliğe sahiptir. Türkçe bilimsel ve teknik kavramları karşılamakta (Ör. Yazılım, kurulum, veri, çevrim, kurgu, bilgisayar, belgegeçer, bilişim, öznitelik, işitimbilim, ….) yetkin bir dildir.²,¹⁷  

Türkçe’ nin hak ettiği saygınlığı kazanması ve bilim dili olarak da varlığını kanıtlayıp gelişimini sağlamak için değinilmesi gereken bir diğer önemli konu, bilimsel dergilerimizin Bilim Atıf Dizini’ndeki (SCI- Science Citation Index) ve SCI uzantılı taranan dergiler arasında yer almaları için, dergi sorumlularının çok ciddi ve yoğun çaba harcaması gerektiğidir.  

Kadircan H. Keskinbora

Prof.Dr., Göz Hastalıkları Uzmanı

Ph.D., Tıp Tarihi ve Etiği Uzmanı

Bahçeşehir Ü. Tıp Fakültesi

(2008)

KAYNAKLAR

1.Turan Ş. Türkçenin Bilim Dili Olmasına İlişkin Sorun- lar. Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını Uluslar arası Bilgi Şöleni, Bildiriler Kitabı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002:91-106.   

2. Oflazoğlu T. Dilimiz, ulusal kimliğimiz tehlikede. Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını Uluslar arası Bilgi Şöleni, Bildiriler Kitabı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002:337-95.   

3.Mıhçıoğlu C. Türk Hekimlik Dili. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, Mesleki ve Teknik Açıköğretim Okulu Matbaası, 1997: 1-42.   

4.Bayat AH. Tıp Tarihi. İzmir, Sade Matbaa, 2003:242- 61.   

5.Yavuz K. Aşık Paşa: Garibname. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Ankara, TDK yayınları, 2000:3-18. 

6.Koman MM. Tuhfe-i Mubarizi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 1955;18:689-719. 

7.Önler Z. Hacı Paşa: Müntahab-ı Şifa. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Ankara, TDK yayınları, 1990:52-6. 

8.Bayat AH, Okumuş N. Muhammed bin Mahmud-ı Şirvâni: Mürşid. Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, 2004:281-3. 

9.Keskinbora HK, Yeşilli M. XV. Yüzyılda Anadolu’da şaşılık nedenlerine ilişkin bilinenler. Turkiye Klinikleri J Ophthalmology 2006;15:68-71. 

10.Tabîb İbn-i Şerîf. 15. Yüzyıl Türkçe Tıp Kitabı Yâdigâr-ı İbn-i Şerîf. İstanbul, Numune Matbaacılık, 2004:53-61, 221-4. 

11.Uzel İ, Süveren K. Mücerrebname, Şerefeddin Sabuncuoğlu, 1468. Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1999:143-88. 

12.Şerefeddin Sabuncuoğlu. Cerrahiyet-ül Haniyye. İs- tanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Kütüphanesi, Kayıt no.35, yazım yılı: Miladi 1465, varak no:60-6. 

13.Uzel İ. Cerrahiyet-ül Haniyye, Şerefeddin Sabuncuoğlu. Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1992:238-45. 

14. Keskinbora HK, Üvey D, Gökçe AN. Cerrahiyet-ül Haniyye’de göze inen suyun tedavisi ve katarakt cer- rahisi tarihçesine kısa bir bakış. T Oft Gaz 2006;36:82-6. 

15.Ünver AS. Osmanlı Türklerinde Tababet. İçinde: Tıp Tarihi. İstanbul, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1943:161-76. 

16.Muallimoğlu N. Türkçe Bilen Aranıyor. İstanbul, Avcı Ofset Matbaacılık, 1999:189-219. 

17. http://www.indirici.net/turkcenin-sorunlari-prof-dr- sukru-akalin-tdk-baskani-t23508.html?s= 98461b78eb3c565d8ab6374fe5027259& erişim 10.07.2007 

18.Moore KL. Clinically Oriented Anatomy. 3rd ed., Canada, Williams & Wilkins, 1992:vii-viii. 

19.Sarıhan Z. Yabancı dilde öğretim. Bilim ve öğretim dili olarak Türkçe. Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını Uluslararası Bilgi Şöleni, Bildiriler Kitabı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002:116-28. 

20.http://tr.wikipedia.org/wiki/OtukenTurkceSozluk erişim 06.06.2007.

Yorumlar

bdurmus

3.04.2025 13:51:50

Sökeli emekli Türkçe öğretmeni Yaşar Çağbayır’ın, 13. yüzyıldan günümüze kadar Türkler’in kullandıkları kelimeleri biraraya getirdiği, 246 bin Türkçe kelimeden oluşan 5 ciltlik ‘Ötüken Türkçe Sözlük’ü harika. Görebildiğim en kapsamlı sözlük. Erişmek ve kullanmak için: http://www.otukensozluk.com/ Eser, 5 ayrı cilt halinde şu linkten indirilebiliyor: https://turuz.com/book/title/otuken-turkce-sozluk-i-ii-iii-iv-v-orxun-yazitlarindan-gunumuze-turkiye-turkcesinin-soz-varilighi-ya

SON EKLENEN MAKALELER

Dingo'nun Ahırı
Dingo'nun Ahırı
Deyimler
Deyimler
Demokrasi
Demokrasi
Yetkin Akıl Üretimi
Yetkin Akıl Üretimi
Beyaz Nokta’nın Ortak Kavram Dağarcığı
Beyaz Nokta’nın Ortak Kavram Dağarcığı
Sözcük Kökenleri
Sözcük Kökenleri
Orijinal: AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
Orijinal: AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
Zihinsel Süzgeçler
Zihinsel Süzgeçler
Ortak Kavram Tabanı
Ortak Kavram Tabanı
AliCan Polat Kitaplığı
AliCan Polat Kitaplığı
Bülent Aksoy Kitaplığı
Bülent Aksoy Kitaplığı
Türkçe Yetkinliği
Türkçe Yetkinliği
Genel
Genel
Türkçe Yetkinliği ve “Gürültü”den Arınmış Düşünme
Türkçe Yetkinliği ve “Gürültü”den Arınmış Düşünme
Karışık Zamanlarda Doğru Düşünme (Exact Thinking in Demented Times)
Karışık Zamanlarda Doğru Düşünme (Exact Thinking in Demented Times)
Fikir Satışı ve Kuş Gözü yaklaşımı
Fikir Satışı ve Kuş Gözü yaklaşımı
Düşünme Ortağı Yapay Zeka
Düşünme Ortağı Yapay Zeka
Dayanışma: Sihirli Anahtar, ama
Dayanışma: Sihirli Anahtar, ama
“Mevcut Durumu Bilmek” Ne demektir?
“Mevcut Durumu Bilmek” Ne demektir?
TOLERANS (TAHAMMÜL) PARADOKSU
TOLERANS (TAHAMMÜL) PARADOKSU
İstanbul Kanatlarımın Altında
İstanbul Kanatlarımın Altında
KOZLAR SAVAŞI
KOZLAR SAVAŞI
İnternet Özgürlüğünün Karanlık Yüzü (Evgeny Morozov)
İnternet Özgürlüğünün Karanlık Yüzü (Evgeny Morozov)
VERİ ÇOK, VAKİT YOK: DİJİTAL OBEZLİĞİN ANATOMİSİ
VERİ ÇOK, VAKİT YOK: DİJİTAL OBEZLİĞİN ANATOMİSİ
ZAMAN VARSILLAR İÇİN DAHA MI KIYMETLİ?
ZAMAN VARSILLAR İÇİN DAHA MI KIYMETLİ?
Hukukta Şeklin Önemi Üzerine
Hukukta Şeklin Önemi Üzerine
Bilim ve Felsefe Dili Olarak Türkçe
Bilim ve Felsefe Dili Olarak Türkçe
Niels Bohr’un Sorgulayıcı Bilim Anlayışı ve Türk Kültürü Üzerine Bir Değerlendirme
Niels Bohr’un Sorgulayıcı Bilim Anlayışı ve Türk Kültürü Üzerine Bir Değerlendirme
Kelime Hazinesi ve Sorun Çözme Becerisi
Kelime Hazinesi ve Sorun Çözme Becerisi
Kelime Hazinesi ile Sorun Çözme Becerisi arasındaki ilişki
Kelime Hazinesi ile Sorun Çözme Becerisi arasındaki ilişki
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!