Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ

Dilimizde ve başka dillerde bir günlük zaman dilimi saat, dakika, saniye gibi bölümlere ayrılmaktadır. Bundan başka sabah, öğle, akşam ve hatta yerel adlandırmalarla kuşluk, ikindi, yatsı, imsak gibi bölümlere da ayrılmaktadır. Bu bölümlerin çıkış nedenlerini, sözcüklerine kök, köken ve anlamlarına biraz daha yakından bakalım.
Yazının başında belki bazılarınız herkesin bildiği, bu kadar basit şeyleri anlatmaya de ne gerek var diyebilir. Onlardan biraz sabır göstermesini diliyorum.

Sabah:
Sabah sözü dilimize Arapça şabah sözünden alıntıdır. Sözcüğün kökeni şbh mastarıdır. Gün doğumu anlamına gelmektedir. Gündüzün başlaması, başlangıcı, güneşin çıkmasından sonra zevâle (öğleye) kadar geçen süre, tulû-u şems’i ( güneşin çıkmasını) izleyen zamanı ifade etmektedir.

Yeri gelmişken tuluat sözcüğünün de karşılığını söyleyelim. Tuluat, tuluatçı ve tuluat tiyatrosu, tuluat/ emprovizasyon oyuncusu gibi kavramlar tulu yani doğma, doğuş sözcüğünden türemiş terimlerdir. Daha önceden yazılmış, belirlenmiş bir senaryo olmadan doğaçlama olarak oynanan bir oyunu ifade etmektedir.

Arapça şabuha sözcüğü aydınlandı, ışıdı karşılığıdır. Sabah anlam olarak ufuktan güneşin doğduğu andır.
Şabuha sözcüğünü duyunca bir zamanların Arabesk şarkısı Sabuha’yı anımsamış olabilirsiniz. Arapçadan alıntı olan sabuh/şabuh “sabahları içilen şarap" ya da  "sabah mahmurluğunu gidermek için içilen şarap, içki" anlamlarında gelmektedir. Şarkıdaki Sabuha bir kadın adı olan Sabiha’nın karşılığıdır. Sabiha veya Sabahat güzellik ve letafet anlamlarına, Sabahattin sözcüğü de sabahın güzelliği anlamına gelmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                       
Fecir/ fecr de güneş doğmadan önce ortalığın ağarmaya başladığı vakittir. Tan vaktidir. Fecr de ikiye ayrılıyor.
Fecr-i kâzip güneş doğmadan önce gün doğusunda görülüp kaybolan aydınlık,
Fecr-i sadık ise tan yerinde ufuk boyunca görülen ve gittikçe yayılarak güneşin doğuşuna kadar kesintisiz devam eden aydınlıktır.

Bir de şafak kavramı (Latincesi Aurora) bulunuyor. Aslında şafak Arapçada gün batımından, gurûbtan sonraki alaca karanlıktır. Ancak sözcük dilimize alındıktan sonra bir galat (yanlış) sonucu gün doğumundan önceki tan yeri/ fecrin kızıllığı anlamına da kullanılmaya başlanmıştır. Şafak vakti, şafak sökmesi tamlamalarında olduğu gibi…  

Dilimizde saba makamı, bad-ı saba gibi kavramlar da vardır ancak bunları irdelemeye başlarsak asıl konumuzdan uzaklaşmış oluruz.

Öğle:
Güneşin gökyüzünde en yüksek olduğu an ve sabahla ikindi arasındaki bir zaman dilimidir. Nısfınnehar/gün ortası, öğlen, öğle vakti, zeval/öğle olarak da adlandırılır. Tam öğle anında yere dikilen bir çubuğun gölgesi olmaz, sıfırdır. Güneş batarken de gölge en uzun halindedir. Zeval/ Disappearance, aslında bir yok oluşu, bozulmayı ifade etmektedir. Belki bu kavramın zaman, vakit için güneş altında gölgenin yok oluşu anlamında kullanılmış olabileceği söylenebilir.

“Allah devlete, millete zeval vermesin” deyişindeki zeval sözcüğü de yok olma, güçsüz ve çaresiz kalma, bozulma, zarara uğrama, anlamlarına gelmektedir.

Günlük çalışmanın başlangıç ve bitiş saatleri arasında öğlen dinlenmesi verilmesi gerekli ve zorunlu bir gelenek olmuştur.

Zamanı ölçmek için bulunmuş olan saatlerden bir tanesi de zevali saattir ve bu saat sistemi öğlen anını 12.00 veya 00.00 olarak kabul eder. 

Akşam:
TDK dijital güncel sözlüğe göre akşam güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar geçen zaman dilimidir.  Kurumun 1966 basımı sözlüğüne göre de gündüzün son ve gecenin ilk saatleri olarak tanımlanmıştır.

Akşam sözcüğünün Arapça aksam ve kısım sözcüğü ile ilintisi ileri sürülmüş ise de Soğdca, Eski Türkçe kiçe, kéçe “gece, geç vakit” sözcüğünden evrilmiş olabileceği daha yaygın bir kabul görmüştür. Ancak etimolojik köken konusunda tartışmalar devam etmektedir.

Alaturka saat, Türklerin kullandığı yerel bir zaman ölçü yöntemidir. Ezani saat de denilir. Bulunulan bölgenin en yüksek noktasından güneşin batışı gözlemlenerek o an esas alınmakta ve her gün saatlerin 12.00' ye yani akşam ezanı vaktine ayarlandığı bir saat sistemidir.  Mevsimlere göre değişiklik gösterir.

Akşam sözcüğü dilimizde kültürümüzde çok geniş bir yer tutmuştur. Akşam güneşi, akşamdan akşama, akşamlık, akşam yemeği, akşamcı, akşam yıldızı, akşamleyin gibi…

Gece:
Eski Türkçe, Uygurca olup ilk önceki şekilleri kіçe,  kіç “geç vakit, akşam” ve  gice,  gece’ dir. 
Güneş battıktan sonra başlayan ve gün ağarıncaya kadar süren karanlık zaman dilimidir. Bir başka gece karşılığı da tün’dür. Tünaydın sözü de buradan türetilmiştir.
Sabah söylenen günaydın sözü ile tünaydın aynı yolla türetilmişlerdir.
Dilimizde gece sözcüğü ile çok sayıda türetilmiş sözcük bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçını almakla yetinelim. Gececi, gecelik, gece kondu, gecesefası vb…

Kuşluk :
Oğuzca’da kuşluk gün doğumundan sonraki zaman anlamına gelmektedir. Belki kuşların ötmeye başlaması göz önünde tutularak bu zamana kuşluk adı verilmiş olabilir. 

Ornitologlar eminim çok daha fazla bilgiye sahiptirler. Belki de kuşların ilk yemlerini yemeye başladıkları saatler ‘kuşluk vakti’ diye atalarımızın adlandırdığı saatlerdir. Ne kadar doğrudur bilemem ama bizim evde bizimle 10 yılını yaşamış olan muhabbet kuşu, “cankuş”un sabah uyanır uyanmaz gözünün mahmurluğu geçmedin bir şey yediğini görmedim.
Oğuz atalarımız belki de kuşlardan örnek alıp onlarla birlikte azıklarını yiyorlardı (!) Doğrusunu söylemek gerekirse uyanır uyanmaz bir şeyler yemek motor ısınmadan otomobili yüksek hızla çalıştırmaya benzemektedir. Boşuna söylemez bizim türkülerimiz:
Sabahın yemişi bir tane vişne/ giderem gelirem ardıma düşme/ ay Osman…
Şakayla, şiirle, türküyle söylenen bu sözlerin arkasındaki gerçeği görür gibi oluyorum. (Bu öngörüler bana aittir, doğruluğu, geçerliği tartışılır)

Kuşluk, günün sabahla öğle arasındaki saatleri için kullanılan bir sözcüktür. Sanayi toplumu öncesinde, tarımsal üretimin yaygın olduğu köy yaşamında sabah gün ışırken kalkılır, bağa, bostana, tarlaya gidilir ve güneşin kavurucu sıcağı bastırmadan çalışılır sonra çalışmaya biraz ara verilirdi. O arada şimdilerde adına kahvaltı dediğimiz benzeri bir şeyler yenilirdi. Daha doğrusu yağlık da denen mendile sarılı azık ve ekmek çıkarılarak bir alıç ağacının altında yenilirdi. İşte bu vakte kuşluk vakti ve yenen yemeğe de kuşluk yemeği adı verilirdi. Ancak bu adet, gelenek şimdilerde unutulmuştur. Onun yerini kahvaltı almıştır.

Sabah ile öğle arası kahvaltı gibi yenen hafif yemeğe İngilizce brunch adı verilmektedir. Ülkemizde bu uygulama son yıllarda hayli yaygınlaşmıştır.

Kuşluk, bir günlük zaman diliminin bir bölümüdür. Arap dilinde karşılığı da duhadır. Gün doğumundan kırk beş dakika sonra başlar ve öğleden 20 dakika kadar önce sona erer.

İkindi:
Günün öğle ile akşam arasındaki, ortalarındaki bir zaman dilimidir. Eski Türkçede ikindi “ iki + nti”  ikinci, günün ikinci yarısı anlamlarında kullanılan bir sözcüktür. Zamanı belirtmek için ikindiyin veya ikindileyin, ikindiüstü, ikindi üzeri sözcükleri de kullanılmaktadır. Sözlüklerde ikindileyin yer almasa da halk arasında bu sözcükten çok akşamleyin derken olduğu gibi ikindileyin sözcüğü kullanılmaktadır.

Yatsı:
Güneşin batışından yaklaşık iki saat sonrasına karşılık gelen zamanı anlatmak için kullanılan bir sözcüktür.
Bu sözcük Türkçe sin-si, yas-sı, tut-sü türetmelerinde olduğu gibi yatmak eyleminden yatılacak, yatmaya uyumaya uygun olan zaman anlamında (yat + sı) türetilmiştir. Yatsu, yatsığ olarak da söylenmektedir.
Yatmadan önce yenen hafif yemeğe de halk arasında yatsılık, yatsuluk yemeği denmektedir.

İmsak
İmsak (ﺍﻣﺴﺎﻙ)  Arapça msk mastarından türemiş olan masaka sözünden alıntı bir sözcük olup tutmak anlamına gelmektedir. Sözlüklere göre de a) Nefsine hâkim olup bir şeyden el çekme, perhiz b) Oruca başlama zamanı c) Cimrilik olarak açıklanmaktadır. Bilindiği gibi ramazan ayı Müslümanlar için oruç ayı olup, iftar ve imsak saatlerini gösterir listeler yayınlanmaktadır. Bunlara da imsakiye adı verilmektedir. Dilimizde imsak sözcüğünden çok sahur sözcüğü kullanılmaktadır. Sahura kalkmak veya sahur yemeği gibi…  Sahur sözcüğü de Arapça shr kökünden gelen sahar sözcüğünden alıntıdır. Dilimizde seher sözcüğünün karşılığıdır. Sahur yemeği seher vakti yenen yemek anlamına kullanılmaktadır. Ancak seherden, yani tan yeri ağarmadan, oruç yasağı başlamadan yenen yemek olarak anlamak gerekmektedir.
Anadolu’da sahur vaktine temcid de denilmektedir. Temcid iki anlamı olan Arapça bir sözcüktür. Macd kökünden türetilmiştir. Yüceltmek, övmek anlamındadır. Mecid, Macide adlarının kaynağı da budur. Ramazanda yapılan sahur duasının da karşılığıdır. Sahur yemeğinden sonra ağız su ile çalkalandıktan sonra çok kısa başladım oruca anlamını içeren bir dua okunur. Aynı şekilde iftarda da kısa bir iftar duası okunur, söylenir.

Bir de temcid pilavı deyimi vardır. Akşamdan pişirilen ama sahurda ısıtılarak yenen pilav anlamına kullanılmaktadır. Dilimizde ise tekrar tekrar gündeme getirilen, konuşmaya sokulan konular için bir bıkkınlığı anlatmada kullanılır.

Tarım toplumlarında hava ve iklim koşulları gibi günün saatleri, bölümleri de çok önemli olmaktaydı. Hele daha eski yıllarda, zamanı ölçen saatlerin kullanılmadığı veya az kullanıldığı dönemlerde yukarıda açıklanmaya çalışılan günün bölümleri daha çok önemliydi. Bir olayı anlatmak için kuşluk vakti, öğleden sonra veya ikindi üzeri gibi sözler kullanılıyordu. Örneğin her sabah kümesteki hayvanların yemlerinin verilmesi, her akşam meradan koyunların, keçilerin getirilerek ağıllara sokulması,  ikindi üzeri ahırdaki atın tımarının yapılması gibi… 

Ancak sanayileşen toplumlarda iş saatleri havanın ağarmasından, kararmasından bağımsız olarak belirlenmeye başlamıştır. Günün bölümleri örneğin 09.45 veya 16.30 şeklinde adlandırılmaya başlanmıştır. Kuşluk ve ikindi ya da yatsı gibi sözcükler önemini yitirmiş ve kullanılmaya kullanılmaya unutulmaya yüz tutmuştur. Bugünkü gençliğin önemli bir bölümü bu sözcükleri ya hiç duymamakta veya ikindinin, kuşluğun hangi saatlere karşılık geldiğini bilmemektedir. Böyle bir durumda o gencimiz okuduğu bir romanda, öyküde veya şiirde yahut seyrettiği bir oyunda eğer kuşluk vakti diye bir söz geçiyorsa bunu anlamamaktadır. Anlamadan seyircisi olduğu o eserden yeterli bilgiyi alamamakta ve gerekli çıkarımlarda bulunamamaktadır. 

Bu anlatılan nedenlerle dilin bu zenginliğini hepimizin değerlendirebilmesi için dilimizin sözcük dağarında yer alan her tür sözcük, kavram terim ve deyimleri bilmemiz gereklidir. 

Bilindiği gibi İslam dininin ritüelleri, ibadetleri içinde namazın, namaz vakitlerinin ve bu vakitlerde okunacak ezanın çok büyük bir önemi vardır. Hristiyan, Yahudi ve Zerdüşt dinlerinde de namaz vardır ancak bu konu yazının amacı dışında kalmaktadır.

Yahudilerde 5, Süryani Ortodokslarda 7, Zerdüştlerde 3 (bazen 5) vakit namazının bulunduğunu söylemekle yetinelim. 

Geleneksel Sünnî fıkıhçılara göre Müslümanlara günlük olarak beş vakit namaz farzdır. Ancak bu namazların ikişer rekâtının farz, diğerlerinin sünnet veya farzla bitişik sünnet olduğu kabul edilir.

Şiilikte namaz üç vakitte toplanmış beş namaz olarak icra edilir. Sabah iki, öğle ve ikindi dörder, akşam üç, yatsı dört rekâttan oluşur.

Alevî İslâm anlayışında ise namazın şeklî yapısının dinin değil, Arap kültür ve geleneğinin bir uzantısı kabul edilmesi sebebiyle günlük kişinin istek ve iradesine göre dua anlamında bir ibadet dışında şeklî olarak namaza karşı çıkılır. Alevîlikte namaz ibadetinin günlük beş vakte çıkartılmasının Emevîler zamanında yazılan ve (miraç hadisi gibi) birçoğunun Alevîler tarafından hurafe ya da uydurma olduğuna inanılan hadislerle gerçekleştiği ifade edilmektedir. Buna karşın günde beş vakit namaz olduğuna inanan ve bunu üç vakitte cem ederek uygulayan Aleviler de vardır. (kaynak wikiwand)

Sunnî İslam geleneğinde günlük beş vakit yanında bir de kuşluk, duha namazından söz edilmektedir. Cuma ve bayram, teravih namazları, cenaze, teheccüd,  evvabin, hacet ve daha başka namaz çeşitleri varsa da konumuzla ilgili olanlar yukarıda sayılmıştır. 

Günün 24 eşit dilime bölünüşü, bölünen bu dilimlere saat denilişi, her saatin 60 eşit dilime bölünüşü ve bu dilimlere dakika denilişi ve yine her dakikanın 60 eşit bölüme ayrılarak saniye olarak adlandırılması daha çok fizikçilerin konusu olup bunlar da yazımızın asıl amacını aşar niteliktedir.

Dilimizin zenginliğinin farkında olalım, onlarla meramımızı daha iyi anlatır, onlarla yaşama dair daha iyi, daha güzel çıkarımlar yapar, öngörülerde bulunabiliriz. Dilimiz kültürümüzün en önemli ögesi ve en güzel taşıyıcısıdır.  

06.02.2024

Ali Can Polat

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!