Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II

Türkçeye doğrudan doğruya Latinceden geçen terimlerin sayısı çok az.  Latince kökenli terimlerin nerdeyse tamamı  batı Avrupa'nın ulusal  dillerinden geçmiş.  Kavram Mutfağı'nda  1 Mayıs 2021'de yayımlanan aynı başlıklı  denememde Latinceden Türkçeye bu yoldan geçmiş olan bazı  terimlere yer vermiştim.  Bunlar   -reg-,  -rig-, -rect- kökünden türeyen terimlerdi.

    Latince kökenli pek çok kelimede yer alan /gen/ birimi de aynı derecede bereketli bir kaynak.  Tür, çeşit, soy sop, zürriyet, ırk demek  gen.  "Doğum", "köken" anlamına gelen Latince genus Eski Yunanca genos'tan çıkmış, dolayısıyla, işlenen köken  bir Greko-Romen ortak yapımı; hammaddesi Yunan'dan, işlenişi Latincenin ya da Latin dillerinin fabrikalarından.  Ama asıl kökeni bu dillerden çok daha eski: en eski biçimi Hint - Avrupa kök dilinde "doğurmak, meydana getirmek,  peyda etmek" anlamına gelen  *gen(e)  birimi.

   Bu köken birçok kelimede /gon/,  /gn/  sesleriyle biçimleniyor. Bazı dillerde /g/ sesi düşüyor, /nask/,  /nat/,  /niht; bazı dillerde de  /kün/, /kind/ sesleriyle kendini gösteriyor.  Batı dillerinde buradan türeyen  kelimelerin sayısı bir hayli. Biz burada sadece Türkçeye geçmiş olanlar üzerinde duracağız.

   Oksi-JEN (Yunanca  oxys,  "keskin, asit" + üretme: asit üreten).  Fransız kimyager Lavoisier (1743-1794) türetmiş terimi.  Türkçedeki kaynağı Fransızca  oxygène.  

   Hidro-JEN (Yunanca hydr, "su" + —:  su üreten). Yine onsekizinci yüzyılda, aralarında Lavoisier'in de bulunduğu bir grup kimyacının  türettiği bir terim. Türkçedeki kaynağı  Fransızca hydrogène.

  Homo-JEN (birimler Yunancadan;  Fransızcadan Türkçeye, homogène): aynı türden, aynı cinsten.

  Hetero-JEN (birimler Yunancadan; Fransızcadan Türkçeye, hétérogène):  ayrı, farklı  türlerden.  

  JEN-erasyon (Fransızcadan, génération): üreme, üretme, döl, zürriyet, göbek, nesil, kuşak.  Nesil varken, kuşak varken bugün birçok kimsenin her iki Türkçe kelimeyi de beğenmeyip bu Frenkçe kelimeyi hiç sakınmadan, adeta zevk alarak ağızlarına alabilmelerini anlamak büyük gayret gerektiriyor!  TDK sözlüğü ile Kubbealtı Lugati'ne de girmiş ne yazık ki.

  De - JEN-erasyon / De- JEN-ere / (Fransızca, dégénération, dégénéré): génération soy sop, kuşak olduğuna göre, bu da onun tersi olur: soysuzlaşma, yozlaşma. Osmanlı Türkçesinde "tereddî etmek", sıfatı ise "mütereddî".  Bir önceki kelime gibi bunun da faydası yok Türkçeye.

  JEN-eratör (Fransızcadan,  générateur):  TDK "üreteç" terimiyle karşılıyor.     

   Foto-JEN-ik (Yunanca  photo, "ışık" + meydana gelme: ışıkla meydana gelen, ışıkla görünen).  Fotoğraf makinesi 1839'da icat edilmiş, kelime  ilkin "fotoğrafçılık"  anlamında kullanılmış. "Fotoğraflarda iyi çıkan, güzel görünen" anlamı  bir yüzyıl sonra, 1928 dolaylarında ortaya çıkmış.  

  Rö-NE-Sans (Fransızcadan,  renaissance): re- "yeniden"  + Latince naissance "doğum",  nasci, "doğmak",  renasci, yeniden doğmak; yeniden doğuş.    

  NOel  (Fransızcadan noël): İsa peygamberin doğum günü.  Yaygın bir kız adı olan Natali de doğum günü demek.  

  CİNS (Arapçadan, cins):  Arapça cins'in kaynağı da Eski Yunanca genos.  Yunancadaki /g/ sesi Arapçada /c/ olmuş.

  GEN (Fransızcadan, gene): içinde bulunduğu hücreye yahut organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa,  hücreden hücreye geçen kalıtım öğesi. Kelimenin aslı pangene (pan, hepsi, tamamı  + gen); gen, terimin kısaltılmış biçimi.     

  GEN-etik (Almancadan, Genetik): genlerle geçen, soyaçekim, kalıtım bilimi.  

  GEN-om: gene + chromosome birimlerinin harmanlanmasıyla türetilen bir terim. Bir organizmanın kalıtım yapısındaki, genleri ile kromozomlarındaki genetik şifrelerin tamamı.   Her canlının hücrelerine yerleştirilmiş olan genetik program.

  JEN-osit (Fransızca, génocide; İngilizce genocide): soy, ırk + Latince cide, "öldürme": soykırımı.  Polonya doğumlu ABD'li Yahudi hukukçu Raphael Lemkin'in (1900-1959)  Nazilerin İkinci Dünya Savaşı yıllarında Yahudileri  yok edişini tanımlayabilmek için 1944'te  türettiği hukuk terimi. 1948'de kabul edilen Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesinde terimin içeriği  ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.

  JAN-r (Fransızcadan, genre): tür;  tarz.  Frankofonlarımızın Türkçeye soktuğu bu kelimenin de  dilimize hiçbir hayrı olmadığı açık.

  GEN-eral:  kaynağı Almanca General. Avrupa ordularında albay ile mareşal arasındaki rütbelerin genel adı. Türk Silahlı Kuvvetlerinde 1934'te kullanılmaya başlamıştır. Osmanlı ordusunda söz konusu rütbedeki askerlere topluca "paşa" denirdi;  fakat Osmanlıda paşa mutlaka askerî bir rütbe değildi, sivil paşa da olabilirdi. Günümüzde generallere, amirallere hâlâ "paşam" diye hitap edilmesi ilginçtir.  

  GEN-el: bu kelimenin asıl kaynağı batı dillerinde "umumi, genel"  anlamına gelen  general. Fakat Türkçedeki geniş, Uygurca ile daha başka Asyai Türk dillerinde bulunan ken- kelimesine  dayandırılarak türetilmiştir;  genlik, genleşme, gensoru da  aynı kaynaktandır.   

  JEN-erik  (Fransızcadan,  générique): yabancı dillerde birçok anlamı olan bir terim. Türkçede  sınırlı  bir  kullanım alanı var. Bir sinema filminin özellikle giriş bölümü;  film başlamadan önce, içeriği, türü hakkında genel bir fikir ya da ipuçları veren, sonunda filmin adının yazıldığı kısa açılış bölümü.

   Bir de son yıllarda televizyondaki futbol programcılarının kullandıkları bir deyim var: jeneriklik gol. Büyük ustalıkla atılan, yıllarca unutulmayan,  tekrar tekrar ekranlara getirilen, Genel Ağ'a konulan goller hakkında kullanılıyor; örneğin Brezilyalı Roberto Carlos'un 1997'de bir hazırlık maçında, topa verdiği müthiş falsoyla Fransa'ya attığı frikik golü. O halde "generiklik gol" futbol programlarının başındaki tanıtım resimleri, kareleri  arasına alınacak güzellikte gol demek oluyor.  

   CENT-ilmen (gentle, "soylu, kibar" + man, "kişi, erkek").  İngilizceden,  gentleman. Saygılı, görgülü, kibar erkek, beyefendi.

   krş. Türkçe janti, Fransızca gentil (soylu , saygıdeğer, zarif, kibar) kelimesinden. 

  GEN-try kelimesi de aynı damardan; üst tabaka, seçkinler, eşraf demek. Bu kelime de, ondan çıkan gentrification terimi de Türkçede kullanılmaz.  Ama bu ikinci terime karşılık olarak türetilen bir kelime son yirmi yılda bol bol kullanılır oldu: kentsel dönüşüm.   Gentrification için en uygun terim mutenalaştırma idi, kullananlar oldu, ama yayılmadı, çünkü üzerinde ısrar edilmedi; onun yerine daha fiyakalı, kulak okşayıcı bir söz olan "kentsel dönüşüm"  yaygınlaştırıldı. 

  JAN-darma (Fransızcadan, gendarme).  Gent de armes: gent, "ulus, halk" + armes, "silah":  "silahlı adamlar".  Askerî asayiş görevlisi. İlkin onsekizinci yüzyıl sonlarında Fransa'da kurulmuş olan kolluk kuvveti. Fransızca konuşulan bazı ülkelerde, eski Fransız müstemlekelerinde de kurulmuştur.  Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Türkçeye girmiş. Halk arasında "candarma" diye de söylenir.

  GEN-ius İngilizcede olağanüstü derecede zeki, dâhi demek; aynı kelime Fransızca ile Almancada da kullanılıyor. Bu kelime Türkçede kullanılmadığı halde, dilimize yansımaları var.   

   Latincede genius kelimesinin ilk anlamı doğum tanrısı. Daha sonra, anlam genişlemesiyle  bir insana doğduğu andan başlayarak göz kulak olan, onu koruyan tanrı yahut ruh;  özel yetenek; kâhince, peygamberce hüner; doğuştan yetenek, yaratıcı güç" anlamlarına geliyor. Onyedinci yüzyılın ilk yarısında doğuştan gelen olağanüstü zihin gücü ya da yetenek anlamında kullanılmaya başlıyor.   

   Génie eski şark masallarında geçen kurmaca kişilerden biri. Bu kelime (özellikle baştaki /g/ ünsüzü  /c/ ile seslendirilince) Arapça jinni (tekil) / jinn (çoğul) kelimesine hem anlamca, hem de ses bakımından büyük bir benzerlik gösteriyor. Bu yüzden, aslı Arapça olan Binbir Gece Masalları'nın Fransızca çevirisinde bu kelime kullanılmış. Periler gibi cinlerin de Türkçe masalların ana kişilerinden olduğunu biliyoruz.  Cin kelimesinin Türkçede Latincedeki anlamına uyan mecazi kullanımları var. "Cin fikirli", "cin gibi zeki", "cin tutmak / cinleri tutmak" gibi deyimleri hatırlayalım. 

   Öte yandan, Kur'ân sûrelerinden biri Cin Sûresi (Arapçası Al-Jinn) adını taşır. Bu sûre İngilizceye The Jinn  adıyla çevrilmiştir.  

   Divan şairi  Fuzulî'nin şaheseri olan Leylâ vü Mecnun  mesnevisinin başkişisi  Kays Leylâ'ya delicesine vurulunca halk ona "mecnun" demeye başlar. Yine Arapça jinn kelimesinden gelen mecnun, "cin çarpmasına uğramış, deli" demek.

    Türkçe cinnet de aynı kaynaktan, Arapça canna kelimesinden. Bu Arapça kelimenin de kaynağı "cin, göze görünmez varlık" anlamına gelen Aramca genǝyā. Söylemek gerekmez belki ama,  alkollü içki cin'in (İngilizcede gin) bu kelimelerle hiçbir ilintisi yok. Bu içkinin kokusu ardıç ağacından elde edildiği için, içkinin adı Hollandacada ardıç anlamına gelen genever kelimesinin  kısaltılmasından çıkmıştır.

  Ö-JEN-ik(s). İngilizceden eugenics (Yunanca eu, "iyi" + gen + -ics: iyi, sağlıklı genlerle doğmak, iyi genler bilimi, ırkın ıslahı). Avrupa dillerinin çoğunda küçük yazım farklılıklarıyla kullanılan  Eugene (erkek adı) ile Eugenia (kız adı) da aynı bileşenlerden kurulu, ikisi de "iyi, temiz soylu" demek.  

    Öjeniks bazı insanlarla bazı  grupları üstün, bazılarını da aşağı sayan, insanlığın  kalıtım yapısını "iyileştirmek" üzere başlatılan sözde bilimsel uygulamaların adı. Terim, iki Yunanca birimden kurulu. Bu uygulamanın geçmişi Eski Yunan'a kadar geriye uzanıyorsa da, kurama duyulan ilgi  asıl ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında yaygınlaşıyor; bu görüş, birçok Avrupa ülkesinin yanı sıra ABD'de, Kanada'da, Avustralya'da  uygulamaya sokuluyor. Modern öjeniks, "bilimsel ırkçılık"la bağdaştırılan bir uygulama.  Bu uygulamada, daha sağlıklı kuşaklar, daha üstün toplumlar  yaratmak amacıyla kalıtım  özellikleri, bu arada zekâ katsayısı (IQ değerleri) birbirlerine uygun kişilerin evlendirilmesi özendirilir; zekâ özürlüler, görme, işitme engelli kişiler ise kısırlaştırılır. Bu politikanın İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanya'sının da ilgi alanına girmesi olağandı.  O yıllarda bu politika Nazi Almanya'sıyla özdeşleştirildi. Nazi kamplarında toplanan yahudiler, çingeneler, eşcinseller, sakatlar, ruh ya da beden sağlığı yerinde görülmeyenler Alman ulusunun sağlığını bozabilecek unsurlar  sayıldı. Savaştan sonra, insan haklarının yeniden önem kazanmasıyla bu politika birçok ülkede terk edildi.      

   Öjeniks  terimi üzerinde dururken,  bu terimin kapsamına giren bir anekdottan bahsetmeden  olmaz.  Batılılaşma hareketinin belki de en ateşli temsilcisi olan Dr. Abdullah Cevdet (1869-1932), söylenenlere göre, "ırkımızı ıslah etmek için" Avrupa'dan "damızlık erkekler" getirilmesini istemiş.  Abdullah Cevdet'in bu sözü  günümüze kadar  tarih metinlerinde, tarih sohbetlerinde  yüzlerce kez anılmıştır.  Ama bunun doğru olmadığını ileri sürenler de var. Doğru olmadığını söyleyenlere göre, Abdullah Cevdet  ekonomide verimi artırmak için tarım alanında tecrübeli  yabancı ailelerin Türkiye’ye getirilmesiyle  fayda sağlanacağını söylemiş, ama bu görüşü çarpıtılarak basına yansıtılmış.  Her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiye bölünmüş durumdayız!  Söyleneni doğrulayan da, yalanlayan da yazılar bulabilirsiniz basında.  Hilmi Ziya Ülken Abdullah Cevdet'in bu sözü söyleyip söylemediği konusuna girmeden,  onun görüşlerini  şöyle eleştirmiştir: 

            (...) A. Cevdet'e ışık gibi görünen nokta G. L. Bon'un 'melezleşme' teorisidir: mademki ırkların      melezleşmesi yeni ve canlı ırkların doğmasına imkân verebilir, öyleyse A. Cevdet'e göre ırkçılığın çizdiği tarihî kader  sınırını aşmaya ve gelecekten ümitlenmeye imkân vardır. Bu da Türk ırkının üstün       bir ırkla karışması ve melezleşmesidir. Irk hakkındaki peşin bir hükme saplanmış ve üzerinde hiçbir    tartışma yapmadan onu kabul etmiş olan Abdullah Cevdet, fikirlerinin sonuçlarında ne kadar sapık bir             noktaya ulaştığının farkında değildi.[1]  

    Ne var ki, Hilmi Ziya Ülken onun hakkında şunu da yazmıştı: "Abdullah Cevdet yorulmak bilmez bir yazardır. Henüz Türkiye'de Doğu ve Batı klasiklerinin tanınmadığı bir devrede ilk defa bunları tanıtmak ve memleket ölçüsünde bir Renaissance açmak için ilk çabayı yapmıştır."[2]    

   Bu tartışma kapanmadı.  Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir caddeye Abdullah Cevdet'in adının verilmiş olması 2005 yılında tartışma konusu oldu.  Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi caddenin adını değiştirdi, aynı caddeye Prof. Yusuf Halaçoğlu'nun adını verdi. Konu mahkemeye götürüldü,  mahkemenin bu adı kabul etmemesi  üzerine caddeye yeniden eski adı verildi.  Belediye Meclisi direndi, aynı caddeye bu kez Prof. Aziz Sancar adını verdi. Gariptir, mahkeme bu adı kabul etti.  Ama konu yine mahkemelik oldu.  Gazetelerin haberine göre, dava temyize götürülmüştü.  Belediyenin sitesinde Çankaya ilçesindeki caddelerin (sokakların) adları arasında hem Aziz Sancar,  hem de Abdullah Cevdet adlarını  gördüm  daha sonra.  Son olarak, telefonla Ankara Belediyesini telefonla arayıp sordum.  Bana verilen cevaba göre, Ankara'da Abdullah Cevdet adının verildiği herhangi bir cadde ya da sokak yokmuş... 

Bülent Aksoy

28 Haziran 2021

 

[1] Hilmi Ziya Ülken,  Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi,  Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Istanbul, 2019,  s. 366.

[2] Ülken, a.g.e.,  s. 355.

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!