FRENGİ
Franklar, Frenkler konulu bölümde frengi hastalığına değinip geçmiş, üzerinde duramamıştım. Çünkü frengi başlıbaşına bir konu. Cinsel yolla bulaşan dört önemli hastalıktan biri.
Frengî yazımıyla, yani nisbet î' si ile yazılınca "Avrupa işi" anlamına geliyor. Ama hastalık kastediliyorsa sondaki uzun î sesini kısaltıyoruz. Hastalığın batı dillerindeki —aynı zamanda bilim dilindeki— karşılığı syphilis. "Sifilis" yazımıyla Türkçe sözlüklere de girmiş.
Bütün batı Avrupa dillerinde kullanılan syphilis terimi didaktik bir şiirin adından çıkıyor: "Syphilis, sive Morbus Gallicus" (1530), yani "Syphilis ya da Fransız hastalığı". Şiiri yazan Girolamo Fracastoro (1478 ‑1553) Veronalı bir İtalyan hekim. Fracastoro bu şiirinde "Syphilus" adlı bir çobanın söz konusu hastalığa yakalanışının hikâyesini anlatır. Şiire göre, bu hastalığa yakalanan ilk kişidir çoban. Fracastoro 1546'da yazdığı "Bulaşma, Bulaşıcı Hastalıklar ve Tedavisi" adlı incelemesinde de bu hastalığı syphilis kelimesiyle adlandırıyor. Yunancada "domuz seven" anlamına geliyor bu kelime. Bu adın hastalıkla ilintisi belirsiz.
Sifilis hastalığının kaynağı tartışmalı. Hastalığın Amerikalılar daha Avrupalılarla temas etmeden Amerika kıtasında görüldüğü sanılıyor. Buna göre, Kristof Kolomb'un (1451 - 1506) dönüşünde, mürettebatındaki denizcilerce Avrupa'ya bulaştırılmış olabilir. İkinci ihtimal, Kolomb keşif seyahatine çıkmadan önce bu hastalığın Avrupa'da teşhis edilemeden var olduğu, ama Kolomb'un dönüşünden sonra fark edilebildiği yönünde. Birer varsayım bunlar.
Hastalığa verilen adlar ilginç. Kayıtlara göre sifilis Avrupa'da ilkin 1494-1495 yıllarında Fransa'nın İtalya'yı istilası sırasında Napoli'de görülmüş. İtalyanlar hastalığın istilacı Fransız askerlerinden bulaştığına inanarak "Fransız hastalığı" demişler. Buna karşılık, Fransızlar ise hastalığın Napoli'de görülmüş olmasına dayanarak "Napoli hastalığı", ordularındaki paralı İspanyol askerlerin bu bakteriyi bulaştırmış olabileceğini düşünenleri de "İspanyol hastalığı" diye nitelendirmişler. Böylece hastalığa bir kaynak bulma yarışı başlamış adeta. İngilizler de "Fransız hastalığı" diye adlandırmışlar. Almancada "Fransız belası" sayılmış. Rusçada "Leh (Polonyalı) hastalığı", Polonyalılarla İranlılar "Türk hastalığı", Tahitililer "Britanyalı hastalığı", Hindistan'da "Portekizli hastalığı", Japonya'da "Çinli hastalığı" demişler. Şirpençe ve sifilis için "İran humması" da denmiş.
Türkçede ise "Avrupalı hastalığı" anlamına geliyor frengi, batı Avrupalı tabii, Fransız hastalığı değil. Bu hastalıktan bahsedilen eski metinlerde de, hastalığın hep Avrupalılardan —özellikle Avrupalı denizcilerden— bulaştığı yazılmış. Öyle görünüyor ki, her toplum bu hastalığın kaynağını kendi ulusal önyargılarına göre açıklamış. Frengi hastalığının tarihçesinde en çarpıcı durum bu.
Daha çok cinsel yolla bulaşan dört hastalık var. Bunlar aids, genital siğil (HPV virüsü), frengi, belsoğukluğu (gonorrhea). Konumuz olan frengiden çeken, hattâ ölen birçok yazar, düşünür, sanatçı vardı ondokuzuncu yüzyılda. Frengi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra penisilinin kullanıma girmesiyle büyük ölçüde iyileştirilebilmekte.
Bülent Aksoy
20 Kasım 2021