Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

MÜJDE

Müjde konuşurken ve yazarken sıkça kullandığımız bir sözcük. Bu sözcüğün dilimize Farsçadan girdiği geniş bir çevrede kabul görmektedir. Dilimize çok uzun yıllar öncesinde yerleştiği ve deyim yerindeyse artık Türkçeleştiği söylenmektedir. Bununla birlikte Azeri ve Kıpçak dillerinde de bu sözcük kullanılmaktadır. Batı dillerinde de aynı anlama gelen bir sözcük de vardır. Bunların kök ve kökenleri ile birlikte anlamlarını biraz inceleyelim.   

TDK sözlüklerine (1966 basım s.533 ve 530) göre sözcük Farsça olup sevindirici haber, muştu ve muştuluk anlamlarına gelmektedir. Sözlükte müjde ve muştu sözcükleri arasındaki bağ veya ilişki üzerinde durulmamıştır.  Sevindirici haber verileceği zaman söylenen bir söz anlamına da gelmektedir.                                                                                                                

Sözcüğün kökeni Farsça mujde مژده  "iyi haber, müjde" sözcüğünden kaynaklanıyor. Farsça sözcük Farsça mujd مژد  Jüpiter gezegeni ve iyi haber sözcüğü ile eş kökenlidir.  Avesta (Zend) dilinde mijda- "ödül" sözcüğü ile eş kökenlidir.

Müjde sözcüğünü birçoğumuz da Arapça sanıyoruz ama değil, müjde Arapçada أخبار سارة او بشرة ' akhbar sarat aw bishra/ haber iyi oldu sözcükleri iye ifade edilmektedir.

Sevan Nişanyan’a göre, Sözlerin Soyağacı (s.336) müjde sözcüğünün kökeni Farsça mujda (muştu, müjde) sözcüğüdür. Sözcüğün Kıpçakçada da kullanımı bulunmaktadır.  Sözcüğün anlamı iyi haberdir. Farsçada mujd da Jüpiter gezegenine verilmiş olan bir addır. Kürtçe müjde karşılığında kullanılan sözcük mızgindir.

İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük’ te (s. 2223)  müjde sözcüğünün kökeninin Farsça mujde olduğunu ve anlamının da a) sevinmeye yol açan, sevindirici haber, muştu, b) sevindirici bir haberi getirene verilen armağan, bahşiş, müjdelik, muştuluk, c) böyle bir haber verileceği zaman söylenen söz olduğunu açıklanmıştır. Bu sözcükten dilimizde türetilmiş olan müjde vermek, müjdemi isterim, müjdeli, müjdelik, müjdeci gibi deyimler de bulunmaktadır. Aynı eserde (s. 2183) muştu sözcüğüne de yer verilmiştir. Sözcüğün kökeninin Farsça mujde olduğu belirtildikten sonra bu sözcüğün eski Türkiye Türkçesinde ve halk ağzında da bulunduğuna işaret edilmiştir. Dede Korkut öykülerinde de muştu sözcüğü geçmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında müjde karşılığında kullanımı öne çıkartılmıştır. Müjde sözcüğünde olduğu gibi muştu sözcüğünden de muştucu, muştuluk vb. deyimler türetilmiştir.

Sevan Nişanyan da köken konusunda Kıpçakçaya yollamada bulunmaktadır. Halk ağzında yerleşik olduğuna göre muştu sözcüğünün Türkçe olduğu da düşünülebilir.

Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmış olan Dîvanû Lugâti’t Turk taramalarımda müjde ve muştu sözcüklerine rastlayamadım.

Şemseddin Sami’nin Kâmûs-ı Türkî’sinde (s.1029) sözcüğün Farsça olduğu belirtilmiş ve anlamı a) mesruiyyeti (sevinmeyi) mucip (gerektirici)  haber, beşâret (muştu),  iyi haber, b) iyi haber getirene verilen bahşiş olarak açıklanmıştır. Aynı eserde muştu sözcüğü ( s. 1105) içinde sözcüğün müjde sözcüğünün bir galatı olduğu yazılıdır.

Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca - Türkçe Sözlüğünde (s.270) sözcüğün Farsça olduğu ve anlamının sevindirici haber, muştu olduğu açıklanmıştır.

Muştu sözcüğü Azericede de aynı anlamlarda kullanılmaktadır. TDK-1978 yayını Ehliman Ahundov,  Azerbaycan Halk Yazını Örnekleri  (s. 321)

İsmet Zeki Eyüpoğlu Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü ’nde ( s.487-488) Muştu sözcüğünün Farsça müjde sözcüğünden alındığını, sevindirici haber anlamına geldiğini ve Türkçeye, Anadolu Türkçesine 13. Yüzyıl dolaylarında girdiğini, kökeninin unutulup türkçeleşiverdiğini anlatmaktadır. Şeyd ve Yunus’tan örnekler vermektedir. Bu görüş de doğru olabilir. Ancak daha eski Türkçe yazılardan da bu sözcüğe ulaşabilmekteyiz. Anadolu dışında da, örneğin Azerice ve Kıpçakçada muştu sözcükleri bulunmaktadır.

İran, Türkiye ve Türk lehçesi konuşulan yerler dışında, Hristiyan dünyasında müjde sözcüğü karşılığı çok daha fazla öne çıkmaktadır. Hatta Doğu ve Ortadoğu kültürlerinde seküler bir anlamı varken batıda sözcüğün teolojik bir anlam üzerinde şekillendiğini görmekteyiz. 

Müjde, muştu,  iyi haber, İncil, bu sözcüklerin hepsinin anlamları aynıdır. Kutsal Kitap’ın, Yeni Ahit (İncil) bölümünde sıkça bu sözcük yer almaktadır. Türkçemizde ise bu Kutsal Kitabın Yeni Ahit bölümü İncil adıyla anılmaktadır.

Bir haberin iyi oluşu niçin bu denli önemli olmaktadır, iyi haberin aslı nedir? 

Önce, müjde anlamındaki sözcüğün yani İncil’in etimolojik kökeni antik Yunanca “euangelion”  sözcüğüdür.  Sözcüğün Latincedeki şekli de angelus’ tur.
Euangelion (iyi haber) İncil’de ad olarak 76 kez, eylem olarak da euangelizo ( iyi haber getirmek ya da bildirmek) 54 kez geçmektedir.  Her iki durumda da köken angelos yani haberci sözcüğünden (aynı zamanda melek demek) türemiştir.

Antik Yunancada euangelos, konusu ne olursa olsun iyi haberi, heyecan uyandıran müjdeli, muştulu haberi getireni anlatmak için kullanılırdı.  Daha somut söylemek gerekir ise bu görev Hermes tanrının en asli görevidir.  Olympos’ lu tanrıların ve özellikle babası Zeus’un haberlerinin ulaştırılma işini Hermes yapardı. Zeus’un haberlerinin kötü olacağı düşünülemeyeceğine göre Hermes’in de iyi haberlerin taşıyıcısı olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.

Helen kültürünün de facto ( de jure değil ) mirasçılığını kimselere kaptırmamış olan Hristiyan kültüründe ise dört İncil yazarı aracılığıyla euangelion kelimesini o kadar çok kullanılmış ki; artık bu söz Hristiyanlıkla birlikte anılır olmuş. İncil, müjde denince Hristiyanlık ve Hristiyanlık denince de İncil akla gelir olmuştur.

Hristiyan kültüründe Hermes’in işini angel’ ler, periler yapmaktadır. Hermes ’in ayaklarında “altın kakmalı tanrısal sandallar” vardı perilerin ise kanatları var. Kiliselerin her tarafı bu kanatlı meleklerle donatılmıştır. Bir adım daha ileri gidelim İslam dünyası da bu melekleri çok sevmiş kutsal kitabı Kur’an’a melek, melaike olarak yerleştirilmiştir. Müslümanlar kiliselerde gördükleri ile Kuran’da okuduklarını örtüştürmüşler ve bu kanatlı melekler İslam kültürüne de girmiştir. Resmi olarak resim-heykel yasağı yüzünden suretleri yapılamasa da cennette varlıklarını hayal ederken onlara bu kanatları takmayı unutmamışlardır. Ne de olsa komşu iki din ve kültür birbirlerini birçok yönden beslemektedirler. Perilerin, meleklerin kanatları da bu kültürler arası etkileşimin küçük bir örneği sayılır. 

Bu periler Hristiyan ailelerin çocuklarına ad olmuştur. Anjelik, Angelos,  Angel,  Angela vb.
Evangelizm ( İncil’ci ) mezhebinin adı da aynı köklere dayanmaktadır.

İslam dininin kutsal kitabı Kur’an’da da müjde anlamına gelen Arapça sözcük yetmişten fazla yerde geçmektedir. Bunlardan Bakara suresinin 25. Ayetini örnek olarak gösterebiliriz. Bu ayette özetle; “ Allah’a inanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetleri vereceğimi müjdele…”  (Elmalılı Hamdi Yazır’ın 1933 tarihli Kur’an-ı Kerim Türkçe Meali’nin 10. Sayfası)

Müjde, muştu veya angel sözcüklerinin kök, köken ve anlamlarını bu şekilde açıklamaya çalıştıktan sonra bu sözcüğün dilimizde kullanıldığı yerlere kısaca bakalım. Halk arasında gerçekleşip gerçekleşmeyeceği kuşkulu bir olayın beklentisi heyecan yarattığı gibi gerçekleşmiş olması da insanlarda elbette bir duygu boşalmasına neden olmaktadır. Türkçemizde kara haber tez duyulur diye bir söz vardır. Araya kanatlı, kanatsız periler, melekler konsa da İyi haberler çok nazlı olurlar ve ulaşmaları da zaman alır. Ayrıca pek de kolay olmaz. Heyecan dorukta iken bu haber gelirse işte tam o zaman sevinç, zevk ve haz doruğa çıkar. Örneğin bir öğrencinin sınavı kazanma haberi, örneğin bebeğin sağ salım doğma haberi gibi.

Bir de politikacıların adına müjde dedikleri haberleri var. Politikacıların özellikle de iktidarda olan politikacıların vereceği haberlerin müjde niteliklerini anlamak gerçekten zordur. Bu politikacılar muhalefette iseler verecekleri haberler halkın yaşantısında dişe dokunur bir değişikliğe neden olmayacağı için önemli olmazlar. Ama haberi verecek olan karar ve yaptırım gücünü elinde tutan iktidar ise o zaman haberin alıcısı olan halk kesimleri yüreği elinde bekler.

Bu “müjde” olayına biraz daha yakından bakalım. Örneğin; memur veya emeklilerin aylık ücretlerine zam yapılması, işçilerin yasal asgari ücretlerinin belirlenmesi kararları gibi… Bu kararların alınması veya açıklanması niçin müjde olsun? Bu haberlerin müjde olarak söylenmesi, bir yurttaş olarak benim çok ağırıma gidiyor. Yasal asgari ücret, ekonomik sistemin üretici güçleri olan işçi ve işveren taraflarının mücadele güçleri, reel ekonominin yapısı ve konjonktürel olanakları dikkate alınarak tartışma ile belirlenir. Varılan kararlar da bu işlerle görevli komisyonun başkanı aracılığı ile taraflara duyurulur. Eğer bir karara varılamamış ise sonuç hakem aracılığı ile belirlenir. Yani son sözü yargı süreci belirler. Memur ve emekli aylıkları da aynıdır. 

Toplumda EYT olarak bilinen konuda kararı özerk olması gereken sosyal sigorta sisteminin vermesi gerekir iken politikacıların bunu bir politik rant konusu haline getirmesi akıl alacak bir şey değildir. Geçmişte bunun birçok örneği yaşandı. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası ile kurulan sistem 1186, 1753 ve daha birçok değişiklik yasları ile bozuldu, tüm aktüer hesaplar alt üst oldu.

Bir de benzer bir konuda hükümlülerin cezalarının kısmen veya tamamen affını öngören bir af yasasının çıkarılmasını düşünelim. Buna karar verecek olanlar toplumdaki suç ve ceza dengelerini, sosyokültürel, psikososyal yapısını, hukuk sosyolojisi ve hukuk felsefesi yönleriyle inceleyecek bilim insanlarıdır. Yüksek yargı organları, üniversiteler ve barolardır. Bunların karar alma süreçlerinde bir katkılarının olmadığı durumlarda politikacılar karar vermeye kalkışırlarsa toplumsal düzenin temelleri ve direkleri içten içe aşınmaya başlar.  Politikacılara düşen ödev, toplumda bir af beklentisi oluşmuş ise bunun bilimsel yönlerinin incelenmesi için yukarıda sayılı kurum ve kuruluşları görevlendirmek, o yerlerde varılan sonuçları yasa haline getirip uygulamaktır.
Adına milli irade dediğimiz şey yapılan seçim sonucunda sandıkta temsil görevini üstlenmiş çoğunluk milletvekillerinin seçildikleri süre boyunca hiçbir koşula bağlı olmaksızın tümüyle kendi isteklerine göre kararlar almaları anlamına gelmemektedir. Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir, ulusundur demek seçilenlerin hukukun üstünlüğüne, laik ve çağdaş uluslararası kurallara,  insan haklarına, toplumun genel düzenine (nomos) akla, vicdana, bilimsel verilere aykırı kararları almak ve uygulamak değildir. Sandıkta elde edilen sayısal çoğunluk, iktidarlara bu hakkı vermemektedir. Demokrasi karar alma aşamasında toplumun plüralist yapısını göz önünde bulundurmayı gerektirir. Demokrasi çoğunluk kadar azınlığın da haklarının güvence altında tutulmasını öngörür.
Demokratik bir toplumda iktidarların müjdeler inşa etmesi istenmez ve beklenmez. Demokrasi iktidar olanlara hak değil görev verir. Bu görevin alanı ve kapsamı toplumun bir kısmını değil tamamını eşitlik ve kardeşlik içinde huzur, barış ve refahla yaşatmaktır.

Şimdi konuyu biraz farklı bir bakış açısıyla inceleyelim. Bilindiği gibi işçi,  işgücünü işverene belli bir zaman kesiti için kiralar, sürenin dolması ve öngörülen işin yapılması ile kararlaştırılan ücret işveren tarafından işçiye ödenir. İşçinin emeğini “doğrudan” işverene vermesi ve bunun karşılığında işverenin de ücreti “doğrudan” işçiye ödemesi ana kuraldır. Bu kuralın bir ayrıcalıklı şekli işçi ücretinin işveren dışında başka bir kişi veya kuruluşça ödenmesidir.  Örneğin bar, gazino ve lokanta gibi işyerlerinde ücretin bir bölümü işverence ödenirken bir bölümü de hizmetten yararlanan müşteri tarafından ödenir. Buna iş hukuku içinde bahşiş adı verilmektedir. Başlangıçta normal gibi görünse de yapılan hizmete göre ücretin yükselmesi gibi olumlu karşılansa da bu sistem işçi, işveren ve müşteri açısından büyük sorunlar yaratmaktadır. İşçi ve müşteri açısından farklı beklentilerin oluşmasına neden olmaktadır. Japonya gibi bazı ülkelerde bahşiş alınıp verilmesi asla olumlu karşılanmamaktadır.
Bahşiş ve Japonya örneğinin müjde konusu ile ilgisi yokmuş gibi düşünülebilir.  Bize göre durum hiç de öyle değildir. Demokrasilerde politikacı ile seçmen yurttaşlar arasındaki ilişki politikacının vaatleri ve seçmenin oyu ile dengelenir. Bana oy verirseniz size müjdeli haberler veririm ya da bize müjdeli haberler verirsen biz de sana oylarımızı veririz. Giderek bu alma verme işi şantaj ve rüşvete kadar gider. Türkiye demokrasisinde bunun çok dramatik örnekleri bilinmekte ancak dillendirilmemektedir.
Konu aslında çok basittir. Bir masada yemek yiyecek müşterinin amacı afiyetle karnını doyurmak ve karşılığı olan ücreti, fiyatı ödemektir. Aynı şekilde, toplumu ilgilendiren her konuda yurttaşların amacı barış, huzur, güven ve refah içinde yaşamak ve bunlara karşılık olan vergilerini ödemektir. Bütün bu sistemin işlemesi için de yurttaşlar en uygun gördükleri kişi veya partileri oylarını kullanmak yoluyla görevlendirmektirler.

Politikacıların yaptıkları işleri üstlendikleri görevlerinin bir gereği olduğunu unutup, unutturup halka müjde gibi sunmaları bu sistemin kokuşmuşluğu ve iflası anlamına gelmektedir. Politikacı müjdeye,  iyi habere konu olay veya olguyu kendi cebinden yaptığı harcamayla değil halktan topladığı, halkın parasını harcayarak yapmaktadır. İktidarda veya muhalefette olsun tüm politikacıların ve tüm seçmen yurttaşların bu gerçeği unutmamaları ve hep akıllarında tutmaları sistemin işleyişi için zorunludur.

Benzer şey, anlamdan uzak, yasaları ve kamu yararını yok sayacak vaatlerde bulunan muhalefet için de geçerlidir. Aynı şekilde seçmenlerin de bize şu ayrıcalıkları sağlarsanız size oylarımızı veririz şeklindeki davranışları tümüyle yanlıştır. Bu yanlışlık, toplumu yöneten kurum ve kuralların işlevsiz kalması, dengenin bozulması, toplumda adaletin yerine kaosun egemen olmasıdır.

Müjde sözcüğünün semantiğinde beklenmedik bir olay veya sonuç söz konusudur. Örneğin doğacak çocuğun cinsiyetinin erkek veya kız olarak belirlenmesi anne ve baba için bir sevinç yaratır, bu haber çocuğun yakınları tarafından bir şans veya müjdelik bir olay olarak değerlendirilebilir.  Aynı şekilde hastalığının kanser olmadığını müjdeleyen doktor da tam bir sevinç kaynağıdır oysa konu bir toplumsal olay olduğunda beklenmezlik veya şans söz konusu olmaz, olamaz, olmamalıdır. Yurttaşların ve onları yönetecek olanların gelecekleri şansa bağlı olmamalıdır.

Bu seküler anlamının dışında müjde yani İncil Hristiyan dünyasında İsa’nın doğuşu ve insanlığı kurtaracak olan kuralların insanlara açıklamasıdır. Bu anlamda yukarıdaki çocuğun cinsiyetinin öğrenilmesi örneğindeki gibi elde olmayan bir olay veya olgu vardır. Ama bu belirsizlik ve elde olmayış hali toplumsal olaylar için söz konusu olmaz, olamaz. Nitekim Batı dünyası için müjde İncil ile sınırlı kalmıştır. O kültürde müjde dinsel alan ile sınırlıdır. Batı, 1215 yılında Yurtsuz John’u çayırda sıkıştırıp Magna Carta’yı imzalatarak işlerini müjdelerden ayırmayı başarmıştır. Bizim de artık bu demokratik davranış içine girmemiz gerekmektedir. Onlar yaptı ise biz de yaparız, bizim onlardan eksik bir yanımız yoktur. Egemenlik ulusundur kavramının altını doldurmamız gerekmektedir.

Müjdelerle değil  “yönetici-sandık-seçmen” arasında yapılan ve kamu yararını göz önünde tutan, eşit, adil ve onurlu sözleşme hükümleriyle yönetildiği uygar toplumsal bir düzen özlemiyle saygılar sunarım.


Ali Can Polat
06.01.2023

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!