ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
Yunanca esoterikos (eso, iç + içek (infix) + sonek): "içerdekilere özgü" demek. Kelimenin kullanımı Pythagoras'la (İÖ. 580 - 500) başlıyor. Bu Sisamlı filozof matematik, geometri, numeroloji, astronomi, müzikoloji gibi çeşitli bilim dallarıyla uğraşmış, bir yığın konuda kafa yormuş bir düşünür.
Pythagoras alışılmışın çok dışında bir düşünürdü. Dünya tarihinin belki de en şaşırtıcı, en ayrıksı adamıdır. Bir matematikçi, geometrici olduğu halde Yunan düşüncesinde mistik geleneğe bağlıydı. Pythagorasçılık bir din olarak da tanımlanır. Müritleri vardı.
Müritlerinden oluşan cemaati ya da tarikatı içinde bir peygamber gibi saygı görürdü. Pythagoras'ın şöyle dediği söylenir: Bu dünyada bir yanda insanlar vardır, bir yanda tanrılar, bir de Pythagoras gibi olanlar... Onun tarikatına girebilmek birtakım sıkı şartlara bağlıydı. Cemaatte özel mülkiyet yoktu. Etyemez olmak şarttı. Ama şunlar da vardı şartlar arasında:
Baklagillerden uzak durmak,
Ekmeği koparmamak,
Ana yollarda yürümemek,
Yere düşen bir şeyi alıp kaldırmamak,
Ocaktaki ateşi demirle karıştırmamak,
Evinde kırlangıç beslememek,
Tencereyi ocaktan kaldırdıktan sonra tencerenin kül üzerinde izi kalmaması için ateşi karıştırmak,
Sabahleyin yataktan kalkınca üstten çıkarılan geceliği katlamak, vücudun yatakta izinin kalmasını önlemek,
Çelenkten çiçek koparmamak...
Daha birçok şey... Bugün bunlara anlam vermek çok zor, ama her birinin simgesel anlamları olduğu söylenir.
Bunlardan başka alışılmadık bir huyu daha vardı. Pythagoras ders anlatırken bir perdenin arkasında dururdu. Derslerini dinlemelerine izin verilen ama yüzünü görmelerine izin verilmeyenler perdenin önünde otururlardı. Üstadın yüzünü göremeyenler exoterikos, yüzünü görebilenler ise esoterikos öğrencilerdi. Böylece esoteric —Latince yazımıyla— yalnızca "içerdekilere özgü, dolayısıyla gizli" anlamına gelmeye başladı.
Daha sonra Aristoteles, bu uygulama hoşuna gitmiş olacak ki, bu ayrımı benimsedi. Aristoteles öğrencilerini iki kümeye ayırmıştı. Seçkin öğrencilerine sabah saatlerinde, sıradan öğrencilerine akşam saatlerinde ders verirdi. Fakat verdiği derslerin içeriği, konuları büsbütün farklıydı. Sabah dersleri daha karmaşık konular üzerindeydi, esoterict'ti. Burada öğrenilen bilgiler ancak okulda, Lykeum'da kullanılabilir, okul dışındakilere verilmezdi. Aristoteles kendi eserlerini de ikiye ayırmıştı: esoteric, exoteric. Uzmanlar birinci kümedeki eserlerinin Lykeum müfredatına giren teknik konulu eserler, ikinci kümedekileri ise halk için yazılmış eserler olarak yorumluyorlar.
Hıristiyanlığın doğuşundan sonra Orta Çağ Yunancasında da, esoteric, kilise içinde, kilise çevresine özgü, exoteric de kilise dışı, dünyevi anlamına gelmeye başladı. Bu terim çifti modern Yunancada da bu anlamda kullanılıyor.
Günümüzün Avrupa dillerinde de esoteric yalnızca "içeri"ye kabul edilmiş olan, daha ileri, daha imtiyazlı, seçkin öğrencilere, değer bilir kişilere verilebilecek ya da anlatılabilecek çok özel bilgiler, öğretiler, yaşantılar, hünerler vb hakkında kullanılıyor. Esoteric öğretilere, bilgilere, uygulamalara esoterica denir. Esoterica saklı tutulan şeye kutsal bir nitelik yükler, bunu bir hazine gibi görüp başkalarına, "dışarıdakiler"e anlatmaz, gizli tutar; olsa olsa kendi dar çevresindeki, bu paha biçilmez hazineyi hak ettiğine inandığı seçkin bir kişiye anlatır.
Mistik öğretiler açık öğretiler değildir. Buddhacılık, Mecusîlik, Kabala, Masonluk böyledir. "gizli ilim" olarak nitelendirilen simya (ilm-i simya), gizlicilik (occultism), büyücülük hep esoteric geleneklere dayanır.
Terimin İslam dünyasındaki karşılığı bâtıniyye (tersi, görünen anlamındaki zahiriyye). Kelime Arapça bâtın'dan türetilmiştir. Bâtın, gizli olan, gizli tutulan bir şeyin iç yüzü anlamına gelir. Topluca batınî diye nitelendirilen tarikatlar Kur'an ayetlerinin görünür anlamları dışında, derin, gizli anlamları bulunduğuna inanan, ayetleri buna göre yorumlayan çevrelerdir. İslam dünyasında bâtınî yorumların altıncı imam olan Ca'fer es-Sâdık'la (VIII. yüzyıl) başladığı kabul edilir. İslam mistisizmi olan tasavvuf düşüncesine bağlı tarikatlar, değişik ölçülerde olmakla birlikte, esoteric'tir.
Terimimizin yeni Türkçede güzel bir karşılığı var: içrek. Kullanımı pek yaygın değil, ama hiç kullanılmıyor değil. Batı dillerinde sadece din, tarikat bağlamında değil, din dışı bağlamlarda da kullanılıyor esoteric. Türkçede din-tarikat konularında bâtinî, din dışı bağlamda da "ezoterik" kullanılıyor; sözlüklerimize de bu imlayla girmiş. "İçrek"i bilenler herhalde çok az.
Karşıtı olan exoteric herkese verilebilecek olan, gizli kapalı tarafı olmayan her türlü öğreti, bilgi hakkındadır. Yeni Türkçesi dışrak. İçrek kadar da kullanılmamıştır. Aslında exoteric başlıbaşına bir terim olarak değil, genellikle esoteric'in karşıtı olarak kullanılır zaten. Mistisizm içrek, resmî yorumlu din dışraktır.
Bülent Aksoy
29 Ocak 2022