AKINTILAR, AKIMLAR
Yunanca rrh, r(r)heas, rhein (fiil) biçimleri akma, akan, akıntı anlamına geliyor. Bu biçimden çıkan bütün kelimelerde bir akma eylemi var. Bu bakımdan, oradan çıkan terimlerin anlaşılması, yerli yerine oturtulması kolay.
Diyare ( < Fr. diarrhée < L. diarrhoea < Yun. diarrhoia). Dia, "başından sonuna kadar, tamamıyla" anlamına gelen bir önek, rrh- biçimi de akma olduğuna göre, "ne varsa akıyor, hepsi akıyor" anlamına geliyor. Hippokrates'in türettiği bir terim.
Türkçe ishal Arapça "sehl" (kolay) kelimesinden çıkıyor. "Sühûlet" 'kolaylık) da oradan. Bu köke göre, ishal, kolaylama, rahatlatma demek. Türkçede sürgün, iç sürme, yürek sürme, ötürük, lînet, cır cır, amel kelimeleri de aynı anlamda kullanılır.
Romatizma ( < Fr. rhumatisme; Yun. rheumatismos; rheuma; vücut akıntısı. Eklem ağrıları eski tıpta vücuttaki su ya da sıvı salgılarından ileri geldiğine bağlanırmış. Onyedinci yüzyılın ikinci yarısında adlandırılan bir hastalık.
Ritim / Ritm. Batı dillerindeki rhythm, rythme (ritim) kelimesi ile rhyme, rimer, rime (kafiye, uyak) kelimeleri köken bilgisi bakımından aynı Yunanca kelimedir. Kastedilen şey "ölçülü, tartılı akış; hareketin tekrarlanması". Her iki kelime de Yunanca rhein, "akmak" mastarından çıkıyor. Yunanca rhythmos nerdeyse hiçbir yazım değişikliğine uğramadan "şiirde yinelenen vurgular" anlamıyla Latinceye geçmiş. Orta Çağ Latincesinde sözleri vurgulu şiirler çoğu kez kafiyeli, dolayısıyla ritmik şiirlerdi. Dolayısıyla Latince rhyme (kafiye) "ritim"in etkisiyle anlamını kazandı. Bu iki kelimenin ayrışmasının yazımlarına yansıması çok daha sonradır.
Aritmi (İng. arrhythmia): (tıpta) ritim kelimesinin başına olumsuzluk eki getirilmiş. Kalp ritminin düzensiz oluşu, ritim bozukluğu.
Reosta ( < İng. rheostat): rheo - + - stat "direnç" biçimlerinden kurulu. Akım (elektrik akımı) düzenleyici demek. Bir makineye gelen elektrik akımını düzenleyebilen bir aygıt. Bu aygıtla bir lambanın ışığındaki parlaklık yükseltilip alçaltılabilir. 1843'te İngiliz mucit Charles Wheatstone türetmiş bu teknik terimi. Avrupa dillerinde tamamıyla teknik bağlamda kullanılan bir terim. Günlük dillerinde başka kelimeler kullanılıyor. İngilizcede ışığı ayarlanabilen ampül satın almak istediğiniz zaman "dimmer switch" (kısma ayarlı) demeniz gerekiyor. Britanya'da çok kullanılıyor; başımdan geçti, rheostat derseniz satıcı anlamıyor. Britanyalılar bu Yunanca terime İngilizce konuşan herkesin anlayabileceği bir karşılık bulmuşlar. Türkiye'de ise elektrikçilere ille de "reosta" demeniz gerekiyor; o da başka bir kelimeyi anlamıyor...
Ren, Almanya'da bir ırmak. Almancası Rhein. Akar su demek. Ren geyiğinin bu ırmakla ilintisi yok.
Fırat. Bu ırmağın çeşitli dillerdeki adları şöyle: Buranun (Sumerce); Uruttu, Urantu, Purattu, Buranun, Furat (Akkadça); Puranti (Hurrice); Ufratu (Eski Farsça); al-Furat (Arapça). Bu adların bileşenlerini de görelim: bu -, gürül gürül + ra- akan, çağıl çağıl akan + nun- büyük, görkemli, soylu.
Avrupa dillerindeki Euphrates (İng.), Eufrate (İt. ), Eufrates (İsp.) yazımlarının kaynağı Yunanca , Euphrates (eu - "iyi" + rrh, "akma"), hepsi gür akan su demek. Bütün bu yazımlar tutarlılık gösteriyor. Bir bakıma bu ırmağı tasvir ediyor. Anadolu'nun suyu en bol ırmağı Fırat değil mi?
Bülent Aksoy
05 Şubat 2022