NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
Nedeni ne olursa olsun bir yurttaş bir başka yurttaşa kızmış, kızgınlığını giderebilmek için illa hakaret edecek, onu aşağılayabilmek için dağarcığında bulunan ama ne anlama geldiğini pek de iyi bilemediği sözcükleri gözlerini fincan gibi açıp bağıra bağıra söyleyecek ve rahatlayacak. Karşı taraf da can havli ile savunmaya geçecek ve yine pek fazla düşünmeden yaylım ateşine başlayacak… Bu tarz konuşmalar günlük konuşmalarımızın bir parçası oldu, hepimiz bunlara alıştık, kanıksadık. Ama ben alışamadım, kanıksayamadım. Üzülüyorum ve çok sıkılıyorum.
Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Sözlük’ te (s.326) nesep sözcüğünün Arapça olduğunu ve soy, baba soyu anlamına geldiğini, “neseben akraba” tamlaması ile de hısım açıklaması yapmaktadır.
TDK 1966 basımı Türkçe Sözlük (s.549) nesep kavramının soy, baba soyu anlamına geldiği belirtilmiştir. Neseb-i sahih kavramı için kanuna uygun bir evlenme sonunda doğan çocuk, neseb-i gayri sahih kavramı için ise yolsuz bir birleşme sonunda doğan çocuk açıklaması yapılmıştır. Sözlük hazırlayıcıların bir durumu kanuna uygun evlenme diğeri için yolsuz bir birleşme nitelemelerini anlamak zordur. Sahih veya gayri sahih nesebin hukuksal sonuçlarının onları ilgilendirmemesi gerekir. Bir birleşmenin kanuna uygun oluşu yollu, ötekinin yolsuz olduğu şeklinde bir açıklamada uygun değildir. Kanuna uygun olmayan bir evlenmenin esasen söz konusu olmayacağı gibi bir birleşmenin yollu yolsuz diye nitelendirilmesi de yanlıştır.
Meydan Larousse (c.9, s.295) nesebi ana, baba ve çocuklar arasındaki hısımlık bağı olarak açıklamaktadır. Nesebin reddi veya nesebin düzeltilmesi bir hukuk davası olabileceği gibi akdî, sözleşme ile de bir nesep bağı da kurulabilir. Larousse açıklamasına göre nesebin kurulabilmesi için evlilik bağının olması koşulu yoktur. Nesebin yasa önünde geçerli olup olmadığı konu edilebilir.
Sevan Nişanyan Sözlerin Soyağacı adlı kitabında (s.348) Arapça nasab/ nasaba sözcüğünden türemiş olan nesep kavramının soy, aile anlamına geldiğini bildirmektedir.
Nişanyan, intisap, mensup, münasebet, münasip, müntesip, mütenasip, nisbet ve tenasüp sözcüklerinin de aynı kökten türemiş sözcükler olduğunu açıklamaktadır. Aynı şekilde fonetik benzerliği olan nesil sözü de Arapça nasl mastarından türemiştir. Arapça nasaba sözcüğü çocuk ile baba arasındaki bağı anlatmaktadır. Bu anlam hem bilime ve hem de çağdaş aile anlayışına aykırıdır. Erkek doğurtur ama kadın onu var eder ve doğurur. Bu gerçeği görmezden gelmek anlamdan yoksunluktur. Nesil sözcüğü ile tenasül sözcüğü de aynı kökten gelmektedir.
Şemseddin Sami Kâmûs-î Türkî adlı sözlüğünde (s.1128) Arapça neseb (ensâb) kavramını soy ecdat silsilesi olarak yapmaktadır. Kavramın nisbet sözcüğü ile de akrabalığı bulunmaktadır. Bu sözlükte de görüldüğü gibi ecdat bağına yer verilmekte ana soyu yok sayılmaktadır.
İlhan Ayverdi’nin Misalli Büyük Türkçe Sözlüğünde nesep sözcüğünün aslının Arapça neseb olduğu soy, soy sop, atalar, dedeler silsilesi olduğu açıklanmıştır. Yine ana soyu açıklamada yer almamaktadır. Neseb-i sahih, gayri sahih açıklaması yapılırken TDK gibi yanlışa düşülmemiş evlilik dışı veya yasaya uygun bir evlilikten doğan çocuk açıklamasına yer verilmiştir.
Ali Püsküllüoğlu da Türkçe Sözlük’ te (s.971) TDK sözlüğündeki açıklamaları aynen kullanmıştır.
Arapça nesep sözcüğünün karşılığı olarak Türkçe soy sözcüğü kullanılabilir. Bu sözcük hem anne ve hem de baba tarafını içine almaktadır. Ayrıca alt soy ve üst soy tamlamaları ile de anlatılan konunun daha kolay anlaşılmasını sağlamaktadır.
Son zamanlarda kızgınlıklarının bir ifadesi olarak insanların birbirlerine karşı kullandıkları nesepsiz veya nesebsiz şeklindeki nitelemeleri duyduğumda doğrusu önce şaşırdım sonra da bu konulara duyarlı bir yurttaş olarak bilgisizliğim nedeniyle kendimi suçladım. Nerede yanıldığımı öğrenmek için yukarıda alıntı yaptığım eserleri araştırdım, sayfa sayfa taradım. “nesepsiz-nesebsiz” şeklinde bir sözcüğe rastlamadım. Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçenin Argo Sözlüğü ve Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüğü’ne de baktım, böyle bir sözcük görmedim. Çünkü nesepsiz olma hali nesebin yokluğudur. Bir insanın anası, atası yoksa kendisi de olmaz, olamaz. Olsa olsa nesepsiz nitelemesi çocuğu olmayan (alt soyu bulunmayan) bir kimseyi anlatmak için kullanılabilir. Bunun için illa da Arapça bir sözcük kullanma hevesinde iseler zürriyetsiz sözcüğünü kullanabilirler. Nesebi bozuk, karışık, neseb-i meçhul falan dese yine biraz anlaşılabilir. Nesepsiz gibi şeceresiz (= soy, soy ağacı) sözcüğü de anlamdan yoksundur. Aynı şekilde soysuz veya soysuzluk da hiçbir anlamı olmayan sözlerdir. Bir de cibilliyetsiz sözcüğü var. Kökeni Arapça olan bu sözcüğün anlamı yaratılış, yapılış anlamına gelmektedir. Cibilliyetsiz denmekle yaratılışı olmayan mı anlatılmak istenmektedir? Bir soyu olmadan, ana-babası olmadan ikisinin birlikte bir eylemi olmadan bir insan olmaz. Neseb-i gayri sahih demek de olmaz. Çünkü o kadar eski ve uzun bir nitelemeyi söylerken aşağılamanın lirizmi kaybolur, etkisi azalır.
Nesepsiz olma ayrıcalığı bir tek İsa peygambere aittir. Bunlar aşağılamak istedikleri kişiyi acaba İsa peygamber gibi tanrılaştırmak mı istiyorlar diye düşünmedim de değil… Ama insanların kızgınlığı, öfkesi, hiddeti ve şiddeti arttıkça akıl süzgeçleri, düşünme yetenekleri ve ağızlarından çıkan sözleri duyma ve anlama yetileri azalıyor.
Sevgili arkadaşlar ya bu dili, ülkemizde konuşulan dili iyice öğreneceğiz ya da bu diyardan gideceğiz. (Şaka). Dil anlaşma, uzlaşma için doğru bir iletişim ve yüksek bir düşünme için çok önemli bir araçtır. Dili bilmeden dilin galatları ile idare etmeye çalışmak zavallılıktır. Yukarıdaki kısa irdeleme buna güzel bir örnektir.
Ali Can Polat
12.01.2023