Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI

Nüfus, kişi ya da kişiler, kişilerin tümü anlamına gelir. Bu kavram bir ülkede, bir bölgede, bir kentte ya da bir köyde yaşayanların, oralarda oturanların,  aralarında ortak özellikleri olanların tümü için kullanılır.

Nüfus sözcüğü Arapça bir sözcük olan (ﻧﻔﻮﺱ) nafs/nefs’in çoğulu olarak dilimize nüfus şeklinde girmiştir. Çoğu kez çoğul bazen de tekil anlamda kullanılmaktadır. Çoğul anlamda belli bir bölgede, kentte, ülkede ya da dünyada yaşayanların tümünü anlatır.  “Akıllı” ve “konuşabilen” canlılar nüfus olarak nitelendirilirler.

Bu tanımlamaya göre belirli bir ülkede veya bölgede yaşayan diğer canlılar için örneğin keçiler için nüfus sözcüğü kullanılmamaktadır. Kullanılması yanlıştır. Eskiden insan dışındaki canlıları tanımlamak için Arapça bir sözcük kullanılmakta idi. Ağnam, (ﺍﻏﻨﺎﻡ) / ġanem yani koyun sözcüğünün çoğul şekli olan aġnām eskiden, Osmanlı döneminde koyun, keçi, deve, manda gibi hayvanlardan alınan bâc-ı ağnâm, resm-i ağnâm vergisinin kısaltılarak söylenmiş olan şeklidir.
Sözü edilen bu hayvanların ülkede sayımını yapan ve vergisini toplayanlara da o zamanlar ağnamcı deniyormuş.
Anadolu’muzda hâlâ kullanılmakta olan bir deyim de bu sözcükten türetilmiştir. Ağnamak veya ağnanmak, bu hayvanlar için yerde yuvarlanmayı, debelenmeyi ifade etmektedir.

İşte bu hayvanları ve sayılarını belirtmek için kullanılan sözcük nüfus değil sürüdür. Eski Türkçe “sürüg” sözcüğü zamanla sürü olarak değişikliğe uğramıştır.  Evcil veya yabancı, toplu halde yaşayan ve topluca hareket eden hayvanları anlatmak için veya bir çobanın emrinde, yönetiminde olan hayvanları anlatmak için kullanılan sözcük sürü sözcüğüdür.
Düzensiz, düzeysiz, ne yapacağı belirsiz, başıboş adeta hipnotize edilmiş gibi dolaşan amaçsız insan kalabalığı için de sürü ifadesi kullanılmaktadır. 
Yine Osmanlı döneminde devşirme yöntemiyle Balkan ülkelerinden İstanbul’a veya belli merkezlere getirilen Hristiyan çocuklarının eli, yüz veya iki yüzlük kafilelerine de sürü deniyormuş. Bu dönemde ne yazık ki; etrak-ı bi idrak olarak nitelenen Türk topluluklarına da bazı metinlerde sürü ifadesi kullanıldığı görülmektedir. İngilizler başta olmak üzere Afrika’dan toplayıp Amerika’da şeker kamışı tarlalarına gönderdikleri insanlar için köle sürüleri ifadelerini kullandıkları gibi. Ayrıca konuşma sırasında öfkesini kontrol edemeyen bazı kişilerin insanların oluşturduğu kalabalıklar için sürü ifadesi kullandıklarına tanık olunmaktadır.
Buraya kadar söylediklerimizi özetlersek; kişileri, nefs-nefis sahibi olanları tanımlamak için nüfus,  aklı olmayan ve konuşma yetisi bulunmayan diğer canlıları tanımlamak için de sürü ifadesi gerekmektedir. Doğrusu budur..

Yukarıda örneklendirdiğimiz açıklamalarda dikkat edilecek olursa insanlar için sürü tanımının akıl yoksunu, oturmasını kalkmasını ve konuşmasını bilmeyen, ayrıştırılan, insandan sayılmayan topluluklar için kullanıldığını görmekteyiz.

Dilimizde kullanılan ve sürü sözcüğünden türetilmiş başka sözcükler bakış açımızı genişletebilir. 
Sürü sepet, sürüyle… Bunlar kimliksiz, kişiliksiz varlıklar için söylenirler.
Sürmek, sürücülük, sürünmek, sürümek, sürütmek, sürüklemek, sürüklenmek, sürükletmek, sürüm, sürünceme, sürükleyici, sürüngen vb… bunların her birinde insan özgürlüğü dışında, insanın istek ve iradesi dışında eylemler söz konusudur. Hiçbir insan sürüden olmak, sürüden sayılmak istemez. Kendimize layık görmediğimiz bir nitelemeyi biz de başkaları için kullanmayalım.

Bunlardan başka bir de, sürü içgüdüsü, sürü/ kitle psikolojisi gibi kavramlar bulunmaktadır. Bu kavramlarda dikkati çeken nokta insanın kendi aklı ile değil içgüdüleriyle hareket etmesi veya içinde bulunduğu topluluğun hareketlerini taklit etmesidir. Özgür insanlar için “sürü” tanımlaması en azından yakışıksızdır.

İletişim organlarımızda, sosyal medyalarda ve hatta entelektüel olarak nitelendirdiğimiz birçoklarının insanlar için “sürü” ifadesi kullandığına tanık olmaktayız.

Bilerek veya bilmeyerek insanlar için sürü ifadesi kullanmak bir aşağılama, hor görme, ayrıştırma, ötekileştirme anlamını taşımaktadır. Bu ise en hafif deyimi ile günümüz uygarlığına, insan hakları ülküsüne aykırıdır.

Haddimi zorlayarak söylemek istediğim şey bu yanlışın düzeltilmesi, dilimizin bu yanlıştan bir an önce arındırılması gerektiğidir.

Batı dillerinde Fransızca ve İngilizcede nüfus sözcüğü karşılığı olarak population, Almancada bevölkerung sözcüklerinin kullanıldığını görüyoruz. Population humaine, tierpopulation gibi.
Sürü karşılığı Fransızcada troupeau, (un grand groupe d'animaux du même type qui vivent et se nourrissent ensemble)
İngilizcede ise herd sözcüğü kullanılmaktadır. (A large group of animals of the same type that live and feed together)  
Population: Belirli bir ülkede, bölgede veya yerde yaşayan tüm insanlar için kullanılmaktadır. Sözcüğün kökeni Latince populus, halk sözcüğüne dayanmaktadır. Ankara’da atların belli bir amaçla toplandığı “At Meydanı” var. İtalyanlarda, Roma’da ahalinin toplandığı “Piazza del Popolo” / halk meydanı bulunmaktadır. Yani atlarla insanların meydanları bile farklı!

İngilizce herd ve Fransızca troupeau sözcükleri insan toplulukları için kullanılmıyorsa biz neden sürü sözcüğünü kullanalım. Bu yanlışı düzeltmeliyiz.

Nüfus kavramına dönersek; daha eski uygarlıklarda toplumlar için kalabalıklar önemli olmuş ama kalabalığın sayısı pek önemsenmemiş, ahalinin sayısına göre uzun boylu bir plan yapılmamıştır. Yerleşim yerlerinin nüfusunun ne olduğuna yani nüfus sayımı yapıldığına ilişkin tarihçelerin elinde çok fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Evliya çelebi, Marco Polo gibi gezginlerin verdiği bilgilerle kesin bir sonuca varılamamaktadır. Şimdinin tarihçileri eldeki verilere dayanarak o dönem yerleşim yerleri için olsa olsa yöntemi ile bir sonuca ulaşmaktadırlar. Örneğin bu topraklarda 600 yılı aşkın hüküm süren Osmanlılarda ilk nüfus sayımının 1831 yılında II. Mahmut döneminde yapılmıştır. Çok daha eskilerde yapılmış “tahrir” ler var idiyse de bunlar genel bir sayım değillerdir. Fetihlerde ele geçirilen toprakların iskânı ile sınırlıdır. İlk nüfus sayımı yapılmasının gerekçesi de ekonomik değil askeri nedenlerdir. 1826 yılında Vaka-i Hayriye adıyla Yeniçeri ocağının kapatılmasından sonra Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla ve Nizam-ı Cedit yerine yeni bir ordu kurulurken ahaliden ne kadar delikanlının silahaltına alabileceğini öğrenmek için nüfus sayımı yapılmıştır. 10 eyalette yapılan sayıma göre Osmanlı tebaasında 3.570.907 Müslim, 1.493.988 Reaya, 47.002 Çingâne, 17.139 Yahudi 30.857 Ermeni olmak üzere toplam 5.159.871’dir. (Vikiwand)
Bu sayılar içinde erkeklerin çocuk ve yaşlılar dışında, eli silah tutabilen kısmının olduğu ve ayrıca bu sıralamada Helen kökenli tebaanın da reaya içinde gösterilmiş olabileceği tarafımdan düşünülmektedir.
Sayımın amaçları arasında kadın nüfusunun belirlenmesi bulunmadığı için kadınlar sayılmamıştır. Kadınların da sayıldığı ilk nüfus sayımı 1881 yılında yapılmıştır.
1831 yılında yapılan sayımlarda ülkedeki hayvan varlığı da belirlenmiştir.  Amaç yeni kurulan ordunun hayvan lojistiği için bilgi derlemektir. Büyük ve küçükbaş hayvanlardan ağnam vergisi adı altında alınan vergiye de bu sayımlardan sonra yeni düzenlemeler getirilmiştir.

Nüfus sayımı sonucunda ülkenin yurttaşlarına bir belge verilmesi esası vardır. Osmanlı'da ilk kimlik belgesi dağıtımı II. Abdülhamit döneminde, halk arasında adına kafa kâğıdı denen “Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tezkiresi” adlı belgeler verilmeye başlanmıştır. Ancak bu belgeler herhangi bir nüfus kaydına dayanmıyordu. 1905 yılında yeni bir sayım yapılmış ve kütükler tutulmaya başlanmıştır. 1914 yılından sonra da II. Meşrutiyet yönetimi tarafından çıkarılan Sicilli Nüfus Kanununa göre tüm Osmanlı Vatandaşlarına ay yıldızlı, mühürlü, padişah tuğralı hüviyet cüzdanları verilmesi kararlaştırılmıştır.

1927 yılında 896 sayılı Nüfus Sayımı Kanunu uyarınca ‘Umumi Nüfus Tahriri’ adıyla Cumhuriyet tarihinin ilk nüfus sayımı yapılmıştır. Bir yıl sonra 32 sayfalık defter biçimli, Arap harfleriyle yazılmış, hüviyet cüzdanlarının dağıtımına başlanmıştır. 1934 yılında Latin harflerinin kabulü ile bu belgeler yenilenmiştir.

1972 yılında çıkarılan Nüfus Kanunu'yla kimlik belgelerinin adındaki hüviyet sözcüğü çıkarılarak Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Cüzdanı adlı yeni kimlik belgeleri düzenlenmiştir. 1976 yılında kimlik belgeleri erkekler için mavi, kadınlar için pembe renkli, tek yapraklı olarak tekrar düzenlenmiştir. 2017 yılında ise tamamen dijital hâle getirilen üzerinde çip ve biyometrik veriler bulunan Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı kullanılmaya başlanmıştır. Yeni kimlik belgeleri ile tüm yurttaşlara bir TC kimlik numarası verilmiştir. Bu numara dijital ortamda kişinin nüfus kütüğü bilgilerinden sağlık bilgilerine adli sicil bilgilerine, tapu bilgilerine ve daha birçok bilgilere ulaşılmasını sağlamaktadır.  


Kısaca not edelim, hüviyet sözcüğü Arapça (ﻫﻮﻳّﺖ) huve sözcüğünden türetilmiş olan huviyyet şekliyle dilimize alınmıştır. Hüviyet cüzdanı bu günkü kimlik belgesi anlamındadır. Ait olduğu kişinin kimlik bilgilerini gösteren belgedir. Yakın zamana kadar kimlik belgesi için hüviyet cüzdanı tamlaması kullanılmıştır. Cüzdan kişiye özel bilgilerin, para ve değerli şeylerin konduğu, üstte taşınan küçük bir çantadır. Bu anlamda kişiye ait bilgilerin bulunduğu kimlik belgesi, devletçe kişilere verilen, resmî belgedir. Dilimizde kimlik, kafa kâğıdı, kafa koçanı, nüfus kâğıdı, kimlik kartı, nüfus tezkeresi olarak da söylenir.

Kafa kâğıdı Osmanlı döneminde ‘’Devlet-i Aliye-i Osmaniye Tezkiresi’’ adıyla düzenlenen kimlik belgesi 24x34 cm boyutlarında tek yaprak olarak hazırlanmış olup bu belgenin erkeklerin sokakta dolaşırken üstlerinde taşımaları, gösteremeyenler için ceza yaptırımı uygulanması öngörülmüştür. O zamanın erkekleri belgenin kaybolmaması ve kaybolduğunda cezaya uğramamak için giydikleri fesin içinde veya püskül kısmına bağlayarak taşırlarmış. Tezkire sorulduğunda, feslerinden çıkarıp gösterdiklerinden halk arasında bu belgeye “kafa kâğıdı” adı verilmiştir. Giderek görevli zabıta da “göster bakalım, kafa kâğıdını görelim” demeye başlamış.

Nüfus kütüğü nüfusa kayıtlı olunan defter anlamına kullanılmaktadır. Bir ülkedeki yurttaşların adı, soyadı, doğum yılı ve yerlerinin, yaşadıkları süre boyunca askerlik, evlilik gibi önemli bilgilerin yazıldığı ana defterdir. Anlamı bu olmasına karşın bu tamlamada geçen sözcük defter değil de niçin kütük olarak söylenmektedir? Bunun için önce kütük sözcüğünün yapısına bakmamız gerekmektedir.

TDK sözlüğüne göre: Kütük sözcüğü kalın ağaç gövdesi, kesilmiş ağaç gövdesi, kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü, üzüm teveğinin gövdesi, resmî kayıt defteri, nüfus kütüğü, bilişim dilinde birbirleriyle ilgili olan verilerin tümü, verilerin işlemci içinde yazıldığı yer, madencilikte kütük demir, görgüsüz, kaba kimse, eskiden kum, odun, kömür taşımakta kullanılan hafif tekne, Osmanlı'da kullanılan, tek kürekli yelkenli gemi gibi anlamlara gelmektedir.

Ayrıca çok sarhoş olan birini (körkütük) anlatmak veya bir organın yahut bir şeyin çok şişmiş olduğunu ifade etmek için de kütük gibi tamlaması kullanılmaktadır.
İçine mermi koymaya yarayan palaskaya bağlı kösele çanta, fişekliğe de kütüklük adı verilmektedir.
Kütük sözcüğüne yakın veya aynı anlamlara gelen bir sözcük de tomruk sözcüğüdür. Tomruk Eski Türkçe tomur-mak bir ağacı yuvarlak biçimde kesmekten tomur-uk olarak türetilmiştir. Bulgar ve Sırp dillerine de bu şekliyle geçmiştir.  

Kerestelik kütük veya işlenecek mermer taş kütlesi için de tomruk denmektedir.  

Tomruk ile kütük arasındaki fark; kütük, kalın ve kabaca kesilmiş ağaç gövdesine denir. Kütükler kesildikten sonra bütün dal, ur ve şişkinliklerden temizlenir, kabukları soyulur ve istenilen boylara bölünür. Bu şekilde temizlenmiş kütüklere tomruk denir.

Kütük sözcüğünün etimolojisi hakkında Sevan Nişanyan Sözlerin Soyağacı adlı eserinde (s.287) Dilbilimci ve Doğubilimci François de Mesgnien Meninski’ ye dayanarak sözcüğün aslının kötük olduğu ve kalın ağaç gövdesi, tomruk olduğu bilgisini vermektedir. Lehçe i Osmani’ ye göre de kütüğün büyük defter olduğunu söylüyor. Nişanyan Yunanca kodikos sözcüğünün kalın ağaç, büyük defter ve yasa külliyatı anlamına geldiğini ifade ediyor. Yine Latincede caudex , codex, codic sözcüklerinin bulunduğuna Latince codex sözcüğünden dekoder, kod, kodeks, kodifiye ve kütük sözcüklerinin türetilmiş olabileceğini işaret etmektedir.

Şemseddin Sami’nin Kâmûs-i Türkî’sinde (s. 919)  Türkçe kütük sözcüğünün anlamlarından birinin ana defter, büyük ve esaslı defter olduğu açıklanmıştır.
İsmet Zeki Eyüboğlu’nun Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’ nde (s. 461) Türkçe kütük sözcüğünün soy kütüğü, tapu kütüğü, nüfus kütüğü gibi önemli konuların yazıldığı yer açıklamasına yer verilmiştir. Sözcüğün kütülmek’ ten, küt’ e  “ük” eki ulanarak kütük sözcüğüne ulaşıldığı belirtilmektedir.  
Tuncer Gülensoy da Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü’ de (s.593) kütük sözcüğünün kökenini küt eylemi, kesmek, kütleşmek ile ilişkilendirmektedir.  Anlamlarından biri de aile büyüğüdür.

Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi kütük sözcüğünün kökeni tartışmalıdır. Türkçe kökenli olduğunu da Latince kökenli olduğunu söyleyenler vardır. Latince kökenli diyenler savlarını cōdex, cōdic- sözcüğünden alıntı olduğuna dayandırmaktadırlar. Türkçe diyenler küt+ ad kökünün bulunması sözcüğün kökeninin Türkçe olduğuna dayanmaktadırlar.  Sözcüğün bu günkü hali,  küt eyleminden zaman içinde adlaşmış olabileceğini düşündürmektedir.
Kütük bir ağaç ile ilgili olduğuna göre bir şeyin kütük olabilmesi için de o ağacın kesilmiş küt edilmiş olması gerekmektedir.
Buna göre codex, codic ve caudex ile kütük arasındaki ilişki fonetik bir çağrışımdan ibaret kalmaktadır.
Kaldı ki, soy kütüğü ile soy ağacı arasında bir ilişki kurulması ağacın bir noktasından kesik yapılarak yeni bir şey eklenmesi, aşı yapılması da ‘nüfus kütüğü’ birleşik adı için çok anlamlı gelmektedir.
Okul bitirmelerinde o yıl için bir temsilci tarafından okul kütüğüne anı plâketi çakılması ile nüfus siciline örneğin doğum nedeniyle yeni bir kişi adının eklenmesi arasında büyük bir anlam benzerliği bulunmaktadır. Okul kütüğü ile nüfus kütüğü arasındaki ortak olan şey de pekâlâ yaşam/soyağacı kavramları olabilir.

Herkül Milas’ın Türkçe-Yunanca Ortak Kelimeler, Deyimler ve Atasözleri adlı kitabında (s.398) kütük gibi uyuyor deyiminin Yunanca karşılığı kimate san kuçuro / κοιμαται σαν kuçuro olarak gösterilmektedir. Bu sözcüklerin içinde kuçuro’dan kütük türetmek daha zordur. Kaldı ki; kütük sözcüğünün günümüz Yunancasına kutüro olarak geçmiş olması da olasıdır.

Kütük sözcüğüne Google Translation’un Latincede önerdiği sözcük conata’dır.

Latince codex, codic sözcüklerinin bunlardan türeyen Fransızca codifié/ düzene koyma, codification/ yasal düzenleme, décodeur/ şifreyi çözme ve code/ şifre-parola sözcüklerinin Türkçedeki kütük sözcüğü ile bağı kanımca çok zayıf kalmaktadır. 

Nüfus sözcüğüne geri dönersek;  bu sözcüğün Yunancadaki karşılığı πληθυσμός /Plithysmós, Latincedeki karşılığı population’ dur. Yani bizim dilimizde de zaman zaman kullanılan popülasyon sözcüğüdür. Her iki dilde de sınırları belli bir bölgede yaşayanların sayısı anlamına gelmektedir. 

Toplum yöneticileri yaşayanların sayılarını bilmek ve gelecek için bu sayılara göre plan ve programlara yapmak istemişlerdir. 

Population sözcüğü bir bölgede yaşayan her türden, her cinsten canlı sayıları için kullanıldığı halde demografi, Fransızca démographie sözcüğü insan nüfusu için kullanılmaktadır, kısaca demografi nüfus bilimidir. Nüfus kayıtları, nüfus olgularını inceleyen uzmanlık dalıdır. Eski Yunanca aynı anlama gelen dēmographía δημογραφία sözcüğünden alıntıdır. Dêmos δῆμος “halk” ve Eski Yunanca graphḗ γραφή “yazı, kayıt” sözcüklerinden +ia ekiyle türetilmiştir. Demografinin konusu topluluğu oluşturan kümeler arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin zaman içindeki değişimlerini incelemektedir. 

Bir ülke sınırları içinde yaşayan halkın demografik özellikleri, o ülke yönetiminin en önemli dayanak noktasıdır. Örneğin dil birliği, etnik ve kültür özellikleri gibi. Bir ülkeyi yönetenler uygulayacakları politikalarını bu demografik özellikleri göz önünde tutarak belirlerler. 

13.04.2024

Ali Can Polat

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!