Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
TDK sözlüğüne göre “alavere dalavere” deyimi hile yapmak, düzen kurmak anlamında kullanılmaktadır. Sözlüğün bir eski basımında dalavere sözcüğü el altından görülen iş olarak tanımlanmaktadır.
Bir işin yapılması sırasında içine hile karıştırıldığı düşünülürse o iş alavere dalavere deyimiyle nitelendirilmektedir.
Alavere dalavere deyimi genellikle (dalavere) yapmak, (dalavere) çevirmek, döndürmek deyimlerinde olduğu gibi tamlamalarla kullanılmaktadır.
Yalan dolanla ve düzenbazlıkla bir işi kendi çıkarlarına uygun duruma getirme çabalarına dilimizde (dolap çevirme deyiminin bir benzeri olarak) alavere dalavere denilmektedir.
Dalaverecilik işini yapana da dalavereci sıfatı kullanılmaktadır.
Bir de bu sözcük kullanılarak türetilen deyimler vardır. Örneğin; alavere dalavere Kürt Memet nöbete, örneğinde olduğu gibi.
Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlüğünde 342. sayfada dalavere sözcüğünün karşılığında yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun, hile, düzen tanımlaması verilmekte ancak sözcük nedenini bilemediğim bir şekilde (dalave’re ) olarak yazılmaktadır
Diğer sözlüklerimizde de benzer tanımlamalar yapıldığını gözlemlemekteyiz.
Bu deyimi ilk duyduğumuzda bize Türkçe imiş gibi gelebilir ama öyle değil, dilimize İtalyanca’dan girmiştir. Deyimin özgün şekli : "il dare e l'avere" dir.
Nitekim Meydan Larousse 3/350. sayfasında bu başlığın hemen altında kavramın İtalyanca özgün şeklini yazmaktadır. Anlamını hile ve yalanla yapılan iş olarak açıklamaktadır.
Nişanyan Sözlerin Soyağacı’ nda bu deyimi (?) işaretiyle geçiştirmekte
Dilimizdeki dalavere sözcüğü İtalyanca dare (=vermek, borç) ve avere (=sahip olmak, alacak) sözlerine dayanmaktadır. Güncel İtalyancada bu iki söz bir muhasebe deyimi olarak halen yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hesap cetvellerinde ve bilançolarda alacak ve borç, aktif-pasif haneleri bu ifadelerle adlandırılmaktadır.
İtalyancada bu deyimin bizim dilimizde olduğu gibi bir anlamı yoktur. Yani İtalyanlar bir düzenbazlık için bu deyimi kullanmamaktadırlar. İncelemelerim sırasında Salvatore Quasimodo adlı bir yazar tarafından Davare e Avere adılı bir şiir kitabına rastladım ama bu kitapta da bizim dilimizdeki gibi bir anlam bulunmamaktadır. Şiir kitabı, sahip olduklarım ve vermek zorunda olduklarım gibi bir anlam taşımaktadır.
Deyimin ortaya çıkışına ilişkin tarihi arka plan bize bazı ipuçlarını vermektedir.
Doğu Akdeniz kıyılarıyla İtalya kıyıları arasında çok eski yıllardan beri deniz ticareti yapıldığını biliyoruz. O zamanlar şimdi olduğu gibi vinçler veya motorlu araçlar elbette yoktu. Örneğin Sicilya’da malların gemiye yüklenmesi veya bu malların gemiden boşaltılmasıyla görevli elemanlar yine örneğin zeytinyağı veya şarabı amforalarla elden ele verirler ve işlemi bu şekilde tamamlarlardı. Sonuçta da 500 amfora zeytinyağı veya 700 amfora şarap yüklendi yahut boşaltıldı şeklinde aralarında bir uzlaşma sağlarlardı. Başka bir anlatımla şu kadar amfora aldım veya şu kadar amfora teslim ettim anlamına “il dare l’avere” derlerdi.
Bu deyimin hangi tarihte Türkçemize girdiğine ilişkin bir veriye rastlamadım ama büyük olasılıkla İtalyan-Türk deniz ticaretinin başlamış olduğu tarihler olduğunu sanıyorum. Elden ele alıp vermeler Türkçede “ala vere” olarak nitelenmiş ve bu işler sırasında tarafların birbirlerini aldatmaları işine de dalavere denmiş olabileceğini düşünüyorum. Dilimize alındıktan sonra dalavere şekline dönüşen bu deyimin önüne zamanla bir de alavere sözcüğü eklenmiştir. Bu da kaya maya, şeker meker veya ala ala, vere vere söylemlerinde olduğu gibi bir pekiştirme sıfatıdır.
Ali Can Polat
27.01.2022