ÜMMET – MİLLET
Bu iki sözcük, kavram veya terim arasındaki fark veya benzerlik aralarındaki ses uyumundan ibaret değildir.
Anlatmak istediğimiz düşüncelerin başkalarınca doğru anlaşılabilmesi için önce bunların anlamlarını doğru bilmemiz ve yerinde kullanmamız gerekmektedir. Sözcüklerin anlamlarını bilmiyorsak veya anımsamıyorsak önce belleğimizi yoklar, bir yanıt bulamazsak birine, örneğin aile içinde birisine veya öğretmenimize, bir arkadaşımıza sorarız. Ben de sözlüklere soruyorum. Sözcüklerin, kavram ve terimlerin kök ve kökenlerini araştırıyorum.
Başlıkta yer alan sözcükleri ve bu sözcüklerden türetilen kavramları aynı yöntemle birlikte inceleyelim.
TDK Dijital Güncel Türkçe Sözlük Arapça olan ümmet kavramını bir peygamberin getirdiklerine inanıp ona tabi olanların oluşturduğu topluluk olarak tanımlamıştır.
Sözlük millet sözcüğünün Arapça olduğunu belirttikten sonra anlamını 1) Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu; ulus, budun. 2) Herkes, bir yerde bulunan kimselerin bütünü: 3) Benzer özellikleri olan topluluk açıklamaları yapılmaktadır.
Bu kurumun 1966 basımı sözlüğünde de (s.744) ümmet için benzer bir açıklama vardır.
İlhan Ayverdi’nin Dijital Kubbealtı Lugatı’nda Arapça ( ﺍﻣّﺖ) i. Ummet sözcüğü: 1. Bir peygambere îman edenlerin, onun getirdiklerine inanıp tâbi olanların meydana getirdiği topluluk: 2. Kavim, cemâat, tâife: “Ümmet-i kadîme (sâlife): Geçmiş topluluklar.”
(ﻣﻠّﺖ) Arapça millet “din, şerîat, mezhep; topluluk”) [Kelime XX. yüzyıl başlarından îtibâren Fr. nation karşılığı olarak kullanılmış ve ilk dört anlamı Türkçe’de ortaya çıkmıştır]
1. Genellikle aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı soydan gelen ve aralarında dil, din, târih, sanat, töre, dünya görüşü ve ülkü birliği bulunan insanlar topluluğu, ulus,
2. Demokrasiyle yönetilen bir ülkedeki insanların bütünü olarak kabul edilen ve hâkimiyetin gerçek sâhibi olan hukūkî varlık
3. (İsim tamlamasının ikinci öğesi olarak) Düşünce, sanat, menfaat, cins, meslek vb. yönlerden ortak vasıflara, benzer özelliklere sâhip topluluk [Küçümseme anlamı ifâde eder]: “Erkek milleti.” “Gazeteci milleti.” “Kadın milleti.” “Esnaf milleti.” Gibi
4. Bir yerde toplanan veya bir yerde bulunan kimselerin tamâmı, herkes, kalabalık, ahâli.
5. Din, akîde, inanç [Eskimiştir]:
6. Aynı dinden olan, aynı inançları paylaşan insanlar topluluğu, ümmet [Eskimiştir]:
ѻ Millet-i beyzâ: Müslümanların hepsi, müslümanlar.
Digital lugatt.com’a göre ümmet / امت a) Cemaat, kavim, taife. B) Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimaiye. c) Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir peygamberin Hakka davet ettiği cemaat olarak açıklanmıştır.
TDV İslam Ansiklopedisi ümmet الأمّة sözcüğünü bir peygamberin tebliğ ettiği dine inanan veya o dine muhatap olanların meydana getirdiği topluluk anlamında terim. Olarak özetlemektedir. Sözcüğün “yönelmek, kastetmek; öne geçmek, imam olmak” mânalarındaki emm kökünden türediğine de değinmektedir. Bazı âyetlerde ümmet “din, inanç sistemi, yol” mânalarında geçer denmektedir. Ancak çok belirgin bir tanım yapılmamaktadır.
Ferit Develioğlu’nun 1964 basımı Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü’ nde (s.447) ümmet ahâli, taife, güruh, cemaat örneğin ümmet-i Muhammet: İslâm dininde bulunanlar şeklinde açıklanmıştır.
Sözlükte (s.239)’da millet sözcüğünün karşılığı olarak ulus, sınıf, topluluk, kategori açıklamaları yapılmıştır.
Yine Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’ ında ümmet sözcüğü yer almamıştır ancak ümm kökünden ümmât, ümmehât anne, yol, kaynak ve çıkış noktası anlamlarına geldiği işaret olunmuştur.
Millet sözcüğü karşılığında da din, mezhep, bir din veya mezhepte bulunanların topu, sınıf, topluluk, makbule (beğenilen) ve kategori açıklamaları bulunmaktadır.
Ümmet (Arapça أمة), sözlük anlamına göre bir anneden doğan çocukları anlatır. Daha sonra İslam inancına sahip herkesi içine alan bir anlama kavuşmuştur. Kur'an'da birçok yerde ümmet sözcüğü geçmektedir. Müslümanların içindeki bir cemaate de zaman zaman ümmet denildiği görülmektedir. Ümmet bu bakımdan bazen bütün bir Müslüman toplumunu ifade ederken, bazen de Müslümanların içinde farklı özelliklere sahip daha küçük gruplardan her birini de ifade etmektedir.
Ümmet, "imam" ile aynı kökten gelmektedir. Her peygamber, birer imâm, rehber olarak kabul edilir ve ona tabi olanlara da onun ümmeti denir.
Hz. Muhammed tarafından 622'de düzenlenen Medine Sözleşmesi ile Medine'deki Müslüman, Yahudi ve Pagan toplulukları Ümmet adı altında tek bir topluluk olarak toplamak için hepsinin payına düşen haklar ve sorumluluklar oluşturuldu. Daha sonraki yıllarda bu topluluk İslam devletlerinden ilki olarak sınıflandırılan Medine Şehir Devleti olarak anıldı. https://www.wikiwand.com/tr/%C3%9Cmmet
Şemseddin Sami’nin Kâmûs-ı Türkî’ sinde (s. 133) ümmet, a) bir lisânla mütekellim insanların mecmu, ümem- islâmiye b) bir peygamberin din-i Hakka davet ettiği cemaat olarak açıklanmaktadır.
Fahri Kâinat efendimizin davet buyurdukları kavm-i necîb-i Arap ve badehu bunlara tabi Acem ve Berber ve Türk vesâire, millet-i İslamiyedir. Lisanımızda galat-ı fâhiş olarak bu kelime “millet” manasıyla millet lügati yerine kullanılıp, mesela “ümmet-i İslamiye” ve millet-i Osmâniye” denilir; halbuki aksine denilmek iktizâ eder. Böyle hataların lisân-ı edebiden olsun dûr tutulması elzemdir.
Bir önceki Vikiwand bilgisi ile bu açıklamaları yan yana koyunca Şemseddin Sami’nin duyarlığını daha iyi anlıyoruz.
Aynı sözlüğün 1082. sayfasında millet a) din, mezhep, kîş (din) b) bir din veya mezhepte bulunan cemaat anlamına geldiği belirtilmektedir. Şemseddin Sami ümmet, teki, bir tane olanı, ümem de çoğulun karşılığı olduğunu belirtmektedir.. Aynı şekilde milel sözcüğünün millet sözcüğünün çoğulu anlamına da geldiğini görebiliyoruz. Beynelmilel sözcüğünde olduğu gibi… Beyn-el-milel/ beynelmilel sözcüğü bayn/beyn ara, arası ve milel de milletler sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmişlerdir. Ne yazık ki; konuşurken ve yazarken sözcüğün beynelminel şeklinde kullanıldığına tanık oluyoruz.
Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı adlı kitabında (s. 500) ümmet karşılığında ulus, kavim, özellikle İslam toplumu açıklamasını yapmaktadır. Sözcüğün mastar halinin Arapça mm kökünden umma olduğunu, bunun da Aramca kavim anlamına gelen ümmeta, Akadça ummatu olduğunu yazmaktadır. Arapça ümmi, anadan doğduğu gibi saf, cahil anlamına geldiği gibi umm Arapça’da anne (Aramca ema, İbranice em, Akadça ummu) aynı zamanda bir anadan doğanlar, soy aşiret anlamına geldiğini belirtmektedir.
İsmet Zeki Eyüboğlu’nun Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’ nde (s. 485) ümmet sözcüğüne yer verilmemiş ancak millet sözcüğü karşılığında, yazılmış, düzenlenmiş olan bir dine, inanca bağlı topluluk, Kamûs-ı Osmâni’ye göre de ulus, budun açıklamaları yapılmıştır.
Nişanyan millet sözcüğünün anlamını da (s.324) din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup cemaat, bir tür siyasi topluluk olarak Fransızcadan alınan nation karşılığı olacak şekilde kullanım kazandığını, ifade etmektedir. Sözcüğün Arapça mll kökünden gelen milla olduğunu 20. Yüzyılda dinsel özelliğinden arındırıldığını da söylemektedir. Millet sözcüğü Arapçaya ümmetten farklı olarak Türkçeden aktarılmıştır.
Bu semantik değerlendirmelerden sonra bu köklerden türetilmiş olan sözcükleri de kısaca sıralayalım.
Milli: Milletle ilgili, millete özgü
Milel: Milletler
Beynelmilel: Milletler arası
Gayrı milli: Milli olmayan, millette özgü olmayan
Milliyet: Millîlik, bağlı bulunulan millet ile arasındaki ilişki
Milliyetçi: Milliyet ilkesini benimseyen, milliyetsever, milliyetperver, nasyonalist.
Milliye: Milli anlamına ad tamlamalarında kullanılıyor. Tekâlif-i milliye.
Ulus: Millet karşılığı giderek artan yaygınlıkta kullanılan bir sözcük.
Ulusal: Ulusa değgin, ulusa veya uluslara özgü
Ulusçuluk: Ulusun özelliklerini, yararlarını gözetme
Ulusalcı: Ulusun özelliklerini, yararlarını gözeten
Uluslararası: Ulusların arasında geçerli olan şeyler
Budun: Kavim, ırk
Nation: Ulus
Nationale: Ulusal
Nationalité: Ulusal olan, milliyet
Nationaliste: Ulusalcı
İnternational: Uluslararası
Tam bu noktada derin bir nefes alıp düşünelim. Sözcüklerin, kavram ve terimlerin zaman içinde anlamları ve kullanım alanları daralıp genişlemekte, değişmektedir. Yaşamın her alanındaki görelilik dile, dillere de yansımaktadır. Eskiden aşiret, soy ve kavimlerin hüküm sürdüğü bir çağda geçerli olan sözcükler daha sonra bu geçerliklerini yitirmektedir. Toplumda üretim araçları ve üretim biçimi değişmekte dolayısı ile soy, aşiret, kavim, cemaat, ümmet gibi kavramlar da kullanımdan düşmekte yerine ulus ve millet kavramları gelmektedir. Feodalite zamanında geçerli olan üretim tarzında kullanılan sözcükler kapitalist ve toplumcu üretim tarzlarına geçilmesiyle iletişim ve yeni şeyler yaratma ve üretmede yetersiz kalmaktadır.
Yukarıda anlatmaya, açıklamaya çalıştığımız gibi ümmet sözcüğü aynı anadan doğanları kapsamaktadır. Yani bir soyu, ırkı, kavmi kapsamaktadır. Peygamber Hz. Muhammed döneminin başında ümmet ile amaçlanan topluluk Medine Sözleşmesin yapılmasıyla birlikte anlamını yitirmeye başlamıştır. Bu tarihe kadar yalnızca Arap annelerden doğmuş olanlar için kararlar alınıp uygulanırken bu tarihten sonra yani İslam’ın yayılması ile Sami ırkından ve Arap soyundan olmayanların da Müslüman olmalarıyla ümmet kavramının gözden geçirilmesi gerekmiştir. Bu değişiklik bir ölçüde soy ölçütüne inanç birliği ölçütünün eklenmesiyle sağlanmak istenmiştir. Zaman içinde kapitalist üretim tarzı ise bu kavramı da eskitmiş. Sistem yani pazar için üretim tarzı insanların neye inandıkları ile değil ödeyecekleri para ile ilgilenir olmuştur. Bu anlayış çevresinde hukuk sistemi de insanlar arasında kullanılan dil de değişmek zorunda kalmıştır.
Ülkemiz özeline gelecek olursak; ırk, soy, millet ve milliyet gibi kavramlar temelden değişmiştir. 1923 yılında kurulan ve bugün 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyet yönetimi kurucu liderinin ağzından bu kavramı en yeni ve en sağlam bir anlayışla “Ne Mutlu Türk Olana” değil “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözleriyle kabul ve ilan etmiştir. Halkın, insanların etnik veya dinsel özellikleri değil onların tasada ve kıvançta birlik olmaları ilkesi esas alınmıştır. Soy esasına göre değil eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu anayasal bir yurttaşlık kabul edilmiştir. Çağdaş uygarlık için ümmet kavramı gereksinimi karşılamaktan uzak kaldığı için bırakılmış yerine “nation” sözcüğü ile uyumlu olan ulus, millet kavramı alınmıştır. Yarın bu kavram da yetersiz kalınca yerine yenisi gelecektir. Bundan kuşku duyulamaz.
Millet sözcüğü 1789 Fransız Devrimi ile şekillenmiş ve bugünkü anlamına kavuşmuştur. O tarihlere kadar Arap ve Osmanlı dünyasında ümmet sözcüğü kullanılıyordu. Osmanlıda Batı ile ilişkilerin gelişmesi üzerine bu kavram dilimize bizden de Arapçaya aktarılmıştır. Arapçada hala millet yerine çoğunlukla ümmet sözcüğü kullanılmaktadır. Ümmetin çoğulu umma olduğu için de örneğin Birleşmiş Milletler yerine Umam el Müttehide deniyor. Yukarıda açıklanan olguyu yineleyerek söyleyelim ümmet tekil umma çoğuldur. Eğer bir bütünü anlatmak istiyorsanız örneğin Ümmet ül Arab, Ümmet ül Türk, Ümmet ül Çerkes’in mecmuu demeniz, umma ile cümle kurmanız gerekmektedir. Bu durumda yine ısrar edilirse umam el İslam denebilir ama o zaman da Türk ile Arap’ı, Arap ile bir zenciyi ayırt edemeyiz. Bırakalım bu ayrı etnik özellikleri olan halkları örneğin Ümmet ül Arap dendiğinde Cezayirli ile Yemenliyi nasıl ayırt edeceğiz? Bunun için ısrarcı olunacak ise hele Ümmet kavramının içine Malezyalıyı, Türkistanlıyı nasıl sokacağız? Osmanlı ümmeti dediğimizde Osmanlı yönetimi altındaki, Ermeni, Yahudi ve Ortodoksların, Hırvat, Boşnak, Bulgar, Yunan veya Romen’in yeri ne olacaktır.
Sonuç ümmet kavramı eskimiş, toplumdaki gereksinimi karşılayamaz olmuştur. Gerekçesi olmadan, körü körüne eskiye bağlı kalmanın adı muhafazakârlık değil tutuculuktur, bağnazlıktır. Sözcük fanatizmi ile hiçbir şey korunamamakta, muhafaza edilememektedir. Ümmet kavramı içinde dinsel bir özellik var diye onu bir dogma, bir nas saymak bugünü ıskalamak, çağdaş uygarlıktan geri kalmaktadır.
Karşımda yeni hizmete giren bir cami var adı Ümmet Camii. Bugün 29 Ekim yani Cumhuriyet Bayramı ve bu yıl da Cumhuriyetin 100. Yıl kutlaması var. Nedenini bilemiyorum ama milletin, ulusun sembolü olan bayrak tam da bu ümmet yazısı ile altlı üstlü asıldı. Siz ne düşünürsünüz bilemiyorum ama caminin adı ile bayrağın milliliği bana çelişkili geldi. Ümmet Camii adı ne ifade etmektedir? Bu soruya bir yanıt bulunmalıdır. Örneğin Pakistan’dan gelen bir Müslüman bu ümmetten sayılacak mıdır? Bu soruya olumlu yanıt verildiğinde Türklük, Araplık vd. yok mu sayılacaktır?
Moda deyip hayatımızı dolduran her şeyi başımızın üzerine çıkartırken dildeki bu bağnazlık niye? Unutmayalım dünyada her şey değişiyor. Herakleitos’ un söylediği gibi bir akarsuda ikinci kez yıkanamayacağımız kadar hayat hızla değişiyor. Ya bu değişikliklere ayak uyduracağız veya suyun akışı içinde sürüklenip gideceğiz.
Seçim bize kalıyor.
29.10.2023
Ali Can Polat