Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE

Enerji sözcüğünün kökeni antik Yunanca energeia (ἐνέργεια) sözcüğüdür. Peygamber İsa’nın doğumundan 400 yıl kadar önce Aristoteles'in çalışmalarında etkinlik, faaliyet, eylem karşılığı olarak bu sözcüğün kullanıldığı görülmektedir.

Enerji denen şey ne yoktan var edilebilir ve ne de var iken yok edilebilir. O bir şekilden diğerine geçer,  şekil, biçim değiştirir. Buna kabaca enerjinin korunumu veya sakınımı diyorlar.
Fizik bilimi anlamında enerji elle tutulmaz gözle de görülmez ancak şekilden şekle girer ama bulunduğu konumlara bakarak şöyledir, böyledir diye varlığı hesap edilebilen bir şeydir. Enerji, fizik biliminin en temel konularından birisidir.  Zırt pırt biçim değiştirmesi yüzünden aklı başında bir tanımını yapmak da pek olası değildir. Ama yine de bir tanımlama yapmak gerekirse en yaygın kabul gören bir görüşe göre: Enerji, bir sistemin iş yapma kapasitesi, sığasıdır denebilir. Fizikte iş ise kuvvetin yer değişim yönündeki bileşeninin, etkisinin yer değiştirmeyle çarpımı olarak tanımlanır ve enerji, iş ile aynı birim kullanılarak ölçülür. Bunun için fizikçiler üç 3 temel formülde birleşebiliyorlar.

E = Fd: 1 Joule enerjisi olan bir madde, 1 metreyi 1 Newton ile gidebilir.

E = mc2: 1 kg kütlesi olan bir maddenin ışık hızının karesinin sayısal değeri kadar (Joule) enerjisi vardır.

E = Pt: 1 Joule enerjisi olan bir madde, 1 saniye boyunca, 1 Watt' lık güç uygulayabilir.

Bu kadar açıklama bize yeter de artar bile gerisini fizikçiler düşünsün. Eğer bir çam devirdiysek onu da yine fizikçiler kaldırsın.

Enerjinin birçok çeşidi var.

Kimyasal enerji: Yemek, pil vb. maddelerdeki depolanmış enerjidir.

Isı enerjisi: Atomların hareketinin enerjisidir.

Potansiyel enerji: Bir maddenin durumuna göre sahip olduğu enerjidir (yokuştaki tekerlek, esnetilmiş lastik veya havada tutulan top gibi).

Kinetik enerji: Bir maddenin bir yerden başka bir yere gitmek veya dönmek için ihtiyaç duyduğu enerji türüdür.

Mekanik enerji: Potansiyel enerji ile kinetik enerjinin toplamıdır.

Elektrik enerjisi: Elektronların hareketlerinden kaynaklanan enerjidir.

Manyetik enerji: Sadece metallerin sahip olabildiği, atomların dizilimine bağlı çekme veya itme hareketine dönüşebilen enerjidir.

Nükleer enerji: Atomların içlerinde sakladıkları enerjidir.

Işık enerjisi: Fotonların dalga halinde oluşturduğu enerjidir.

Ses enerjisi: Canlıların duyma organı tarafından algılanabilen enerji türüdür.

Bu yazının konusu fizik biliminin konusu olan enerji değildir. Sözünü ettiğimiz enerji sosyal kitleleri oluşturan bireylerin tek başlarına ve birlik halindeki enerjileridir. Kitlelerin enerjisi. Yukarıdaki tanımlamalara göre iş yapabilme, yaptırabilme sığası, kapasitesidir.

Bir kimsenin iş yapabilme kapasitesi hiç kuşkusuz biyolojik yapısına, sağlıklı oluşuna doğrudan bağlıdır. İkinci olarak kişiyi çevreleyen koşullar yapılacak işin nicelik ve niteliğini belirler. Son olarak kişinin o işi yapmak için duyduğu istek, azim ve kararlılığı da önemlidir. 

Örneğin; kulaklarının sesleri ayırt etme yeteneği zayıf olan bir kimseden mükemmel bir beste yapması beklenemez. Beethoven örnek gösterilemez çünkü o dahi kulak sorununu bu işin başında değil sonlarında yaşamıştır.  O yaşa kadar aldığı, duyduğu ses nüanslarını öyle bir içselleştirmiş, belleğine öyle bir yerleştirmiştir ki duymadan veya çok az duyarak bile o muazzam senfonileri yazabilmiştir.

Kişinin genetik özellikleri bir yana, başta aldığı eğitim, iş yapabilmek için gereksinim duyduğu alet edevat ve çalışma ortamı çok önemlidir. Birey kendinden önce bulunduğu coğrafyada veya daha uzaklarda yaşamış olan ve aynı şeyleri yapmış olanların bilgi ve becerilerini bıraktıkları eserlerden, öğreticilerden öğrenebilir. Bu eğitim için de o kişiye bu olanaklar sağlanmalıdır. Denir ki; dünya çapında bir soprano olan ve Diva Turca olarak adlandırılan Leyla Gencer kendisine önerilen bir rolün hakkını verebilmek için o operanın librettosunu bellemeden önce operanın yazıldığı tarihsel, sosyal ve kültürel ortamı öğrenmek için La Scala’nın kütüphanesine kapanıp günlerce, haftalarca birçok eseri okurmuş.
Leyle Gencer için bir operanın diyelim 99. gösterisinde sahneye ilk adımını atışı sanki ilk gösterisine çıktığı adım gibidir. Hep aynı heyecan, hep aynı yürek çarpıntısı… Öğrenmek, önceki örneklerden bilgi sahibi olmak çok önemlidir.  Mükemmelliğe giden yolun taşları işte böyle döşeniyor.

Kişinin o işi yapmak için duyduğu istek de diğerleri kadar önemlidir.  Bu noktada hemen şu soruyu sormak gerekiyor. Sözünü ettiğimiz bu kişi o işi niçin yapıyor? Koltuğunda oturup bir şarkıyı dinlemek varken onca zahmete katlanıp o şarkıyı öğrenmeye öğrendikten sonra da belli kurallar içinde seslendirmeye niçin uğraşıyor? Bu zahmetlere niçin katlanıyor?

Bana göre iki neden var. Bu nedenlerden birisi kişinin nafakasını sağlamak içindir denebilir. Diğeri ise kişinin yaşadığı dünyadaki meraklarını ve haz, zevk duygularını doyurabilmek içindir. Bunların ilkine profesyonellik diğerine amatörlük diyebiliriz. Toplumumuzda özellikle bizim ülkemizde profesyonel olanları işin ustası, kompetanı olarak görürler. Sanılır ki profesyonel olarak bir işi üstlenmiş olanlar o işi hiç sorunsuz yapacaklardır.

Profesyonel sözcüğü Latince profiteri eyleminden gelmektedir. Anlamı meslek sahibi kişi veya yapılan işle ilgili şeylerdir. İlk anlamı birisi lehine konuşmaktır. Profesyonel olanlar, yani işi bir meslek olarak yapanlar kuşkusuz bu iş için toplumun daha önceden belirlediği kurumlar aracılığı ile bir eğitim almışlardır. Ama bu insanlar o işi meslek olarak yaparlar, yaratıcılıkları çok azdır, öğrendiklerini uygularlar, işin niteliğinden çok niceliğine önem verirler. Onlar ne güzel yapmış diye bir takdir edilme beklentisi içinde de olmazlar. Takdir işi onlar için okulu bitirme belgesini ellerine aldıkları anda tamamlanmıştır. Bazen yaptıkları işi eleştirmeye kalksanız ben bunun mektebinde okudum, bu işi ben bilirim, sen bu işlerden anlamazsın diye kendilerini savunmaya kalkarlar.

Amatör sözcüğünün kökeninde ise Latince amare eylemi vardır. Anlamı sevgidir. Ben daha önce BNGV Kavram Mutfağı sitesinde ve kendime ait alicanpolat.com/Kavram Mutfağım adlı web sitemde amatör ve profesyonel kavramlarının etimolojik ve semantik özelliklerine ilişkin bir yazı yazmıştım. Konunun diğer ayrıntıları için bu sitelere bakılabilir. Bu yazıdan şu kısa bölümü buraya almak yararlı olabilir. Antik dünyada yapılmış olan bu sınıflandırma bana göre hala anlamını ve önemini korumaktadır.

Sevginin sekiz türü bulunmaktadır. Bunlar :

1-Eros: Erotik sevgi,
2-Philia:  Etkileyici sevgi, dostluk,
3-Storge:  Aile sevgisi,
4-Ludus:  Oyun sevgisi
5- Mania:  Takıntılı sevgi
6-Pragma:  Kalıcı sevgi
7-Philautia: Benlik sevgisi
8-Agape: Özverili sevgi

Bir işi amatörce yapan kimse bu üç sevginin biri veya birkaçı ile işe başlamaktadır. Başka bir anlatımla işi sevgi ile başlamakta sevgi ile tamamlanmaktadır. Onun için akşam eve ekmek götürme derdi bulunmamaktadır. Geçim derdi onun ayak bağı değildir, o geçimini başka yollarla sağlamaktadır.  Aç insan enerjisini karnını doyurmak için kullanırken tok insan işin felsefesini yapabilmekte işin sanatsal yönü ile ilgilenebilmektedir. Profesyonel için sayı önemlidir. Amatör ise tek bir eser için çalışır. Amatör ortaya koyduğu eserin beğenilmesini ister. Beğenilmemesini de birçok kez hiç umursamaz.  Ama yine de atalarımızın söylediği gibi marifet iltifata tabidir.

Yukarıda saydığımız bu sekiz neden ile kişinin arasındaki bağ ne kadar güçlü olur ise onun ortaya koyduğu enerji ve buna bağlı olarak ortaya çıkacak eser de o denli büyük, güzel ve yararlı olabilir. Kişinin de gelir geçer hevesli değil tutkulu olması önemlidir. Bazılarında bu tutku madde bağımlılığı gibi bir duyguya dönüşür. Kişi o işi yapmadan duramaz. Reddedilse bile, hakarete uğrasa bile, engellense, özgürlüğü elinden alınsa bile o işi yapmak, eserini yaratmak gereksinimini duyar. Onun için o işi yapmak tek başına veya topluluk halinde yaşamanın, yaşayabilmenin olmazsa olmaz bir koşuludur.

Kimisi de vardır, tembellik ruhuna işlemiştir. O işi yapmamak için kırk dereden kırk su getirir. Yerim dar der, yerini genişletirsiniz bu kez yenim dar der. Çıkıp ortaya bir türlü oynamaz, oynayamaz. 

Bazı insanlar rahatlarını bozmak istemezler. Rahat yaşamak onlar için bir yaşam gayesi olmuştur. Onlara konformist deniyor.
Bazıları ise vurdumduymazdır. Aman bana ne, ne olursa olsun düşüncesindedirler.
Bazıları ben karışmadıkça bana bir şey olmaz düşüncesindedirler. Onlar kaçma, karışma ve çalışma üçlüsünü kendilerine kılavuz edinmişlerdir.
Bazıları ben yapsam ne olur, benim yapmamla ne değişir derler.
Bazıları bana ne başkası yapsın, başkası yapınca sorun biter, ben yine keyfime bakarım diye bir kurnazlık peşindedirler.
Bazıları iyimserliği aşırı yerlere kadar götürürler. Bunlara “polyannacı” deniyor. Bu tipler gerçeği hastalık derecesinde görmezden gelirler.
Bazıları bir nikbinlik duygusu içindedir. Bunlar da iyimserdirler ama içlerindeki bu duyguyu eyleme dönüştüren enerjiden yana fakirdirler.
Bazıları sorunların çözümünü erteleyici, öteleyici bir uyuşukluk, atalet ve tembellik içindedirler.
Bunlar için Rus yazar İvan Aleksandroviç Gonçarov , Oblomov adlı o harika esirini kaleme almıştır. Yani toplumda İlya İlyiç Oblomov gibi olanlar da vardır. Bu oblomovluk insanın içine kanser gibi işleyen bir hastalıktır. Ondan uzak durmak gerekmektedir.

Toplumda bu tiplemelerin dışında başka insanlar da vardır. Yukarıda saydıklarımızın aksine onlar çalışkandırlar, her şeye olumlu gözle bakarlar, optimisttirler. Etrafındaki pesimistlere hiç aldırış etmezler. Yollarına devam ederler.

Pesimist olmak kolaydır. Olmaz deyince hiçbir zahmete katlanmak zorunda kalınmaz. Bir köşede rahatınızın saltanatını sürersiniz. Düzenden yana olursunuz, her türlü değişikliğe karşı çıkarsınız. Statükonun sürmesini istersiniz, gerektiğinde değişikliğin ne kadar kötü olduğunu savunursunuz, bunun için ya önceden yaratılmış dogmaları öne sürer veya yeni kuramlar, bahaneler yaratırsınız.

Optimist olmak ise bunun tersidir,  önce var olan şeyin veya olayın kötü, yararsız ve çirkin olduğunu iddia edeceksiniz, bunların neden böyle olduklarını bir bir kanıtlayacaksınız. Daha sonra bu öyle değil böyle olur diye yeni bir şey, yeni bir önerme getireceksiniz. Sonra bu önermenin gerçekleşmesi için koşulları hazırlayacaksınız. En önemlisi de çevrenizdekileri buna inandıracaksınız. İnandırabilmek için onları tek tek tanıyacak onlara ters düşmeyecek bileşenleri yan yana getireceksiniz. Burada iş çatallaşıyor bu kişilerin gündelik duygularına da seslenmek var, uzun erimli olarak gelecek duygularına seslenmek de. Popülist duyguları harekete geçirmek daha kolaydır. Bu duygular daha önce tanımlanmıştır. Toplumun üzerinde birleştiği duygular çok çabuk harekete geçirilebilir. Hedef kitlenin etnik özellikleri, inançları vb… Uzun vadede başarılı olabilmek için halktan yana halkçı olmak gerekir ama halk yardakçılığına, popülist tuzaklara düşmemek gerekmektedir. Hedef kitle bunun farkına vardığı anda her şey tersine dönebilir.

Veee bunların hepsinden önemlisi o kişileri, o kişilerin içindeki gizil gücü, potansiyel enerjiyi harekete geçireceksiniz. Bunu yaparken taktik ve stratejiyi iyi kullanacaksınız.

Bu işlemlere toparlayıcı bir tanımla sinerji diyorlar. Sinerji sözü bize Fransızcadan gelmiş. Sözcüğün aslı synergie şeklindedir. Sözcüğün kökeni antik Yunanca (syn+ érgon έργον  yani emek, çalışma. Önek olarak syn ve + erg ) birleşmiş şeklidir. İngilizcesi energy “birlikte çalışma, güçlerini birleştirme" anlamındadır. TDK sözlüklerine göre de anlamı, farklı özellikleri bulunan iki maddenin birleşmesi ancak bu birleşme sonucu maddelerin ayrı ayrı gizil güçlerinin toplamından daha fazla bir kuvvet, daha fazla bir iş yapma, yapabilme, yaptırabilme kapasitesidir.  Bir elin nesi var iki elin sesi var şeklindeki güzel atasözümüz sanırım anlatılmak isteneni çok güzel özetliyor. Aynı şekilde Anadolu’muzun çok güzel bir geleneği imece usulüdür. Köy işleri, sırayla, bir elden değil komşuların elbirliği ile daha kısa zamanda, daha az güç kullanarak yapıldığında daha iyi sonuç almaya yarar.

Sinerjinin oluşabilmesi için enerji merkezlerini birleştirici ve harekete geçirici bir kişi veya olaya gereksinim bulunmaktadır. Hiç kuşkusuz bu kişinin bazı yeteneklerinin olması gerekir. Bu yeteneklerin başında yer alanı, gerçekleşmesi istenen sonucu en yoğun duyan kişinin duygularıdır. Bu duygular agape,  philia ve pragma olarak adlandırılan sevgi türleridir. Bu özelliklerini iyi kullanan kişiler çevrelerinde positive bir aura oluştururlar. Aura, paranormal veya tinsel anlamda kullanılan bir terimdir. Canlıların bedenlerinden yayıldığı varsayılan ışınımla oluşan ve giderek dalgalar halinde yayılan elektromanyetik alana bu ad verilmektedir. Ancak ezoterik bir anlam yaratmaya gerek bulunmamaktadır. Sorunlar karşısında olmaz diye kestirip atmak yerine acaba olması için ne yapılmalı diye olumlu, pozitif düşünmek yeterlidir.

Politikada veya başka bir konuda iç ve dış dinamikler olarak adlandırılan durumların olgunlaşması ve bir kişi veya kurulun bunu doğru belirleyerek harekete geçirici soncul adımı atması, deyim yerinde ise o beklenen fiskeyi vurması sinerjinin doğuşunu sağlar. Bu fiske ile birlikte kitle kendi içinde gözle görünmeyen, elle tutulmayan bir işbölümü yapar ve yeteneği ve birikimlerini, bilgi ve becerilerini, o fiskenin sahibi olanın emrine verirler. Bu şekilde bireylerin tek tek enerjileri birleşerek daha büyük bir kuvvet yaratırlar, beklenenden daha büyük bir iş çıkarırlar. Bu şekilde bireylerin enerjileri, kitlenin gizilgücü yukarıda sayılan kinetik, mekanik veya ses vb. enerji türlerinden biri veya birkaçına dönüşür. Bu da gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen birçok şeyin yapılabilmesini, başarılabilmesini sağlayacaktır.

Elbette sonuç kitlenin her birinin yüzündeki gülümseme ve gönlündeki ferahlamadır.

2023 yılı Mayıs ayının 14. günü yapılacağı açıklanan genel seçimlerin Cumhuriyetimizin 100.yılında hepimizi çok yakından ilgilendiren bir anlamı ve önemi vardır. Bu seçim öncesinde tüm politikacılar seçmen kararlarını etkilemek için var güçleri ile propaganda çalışmalarını yapıyorlar. Her bir politik görüş kendi düşüncesini egemen kılmak için toplumda bir sinerji yaratarak durumu kendi lehine çevirmeye çalışmaktadırlar. Bu enerjinin birleşerek sinerjiye dönüşebilmesi politikacıların kitle eğilimlerini, geleceğe dönük isteklerini doğru belirlemeleri ve sabırla doğru bildikleri yolda çalışmaları ile gerçekleşebilir.

Saygılarımla…

15.03.2023
Ali Can Polat

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!