Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK

  Civilisation Avrupa kültüründe can alıcı önemde bir anahtar kavram. Türkçe  "medeniyet"i  etkilemiş, hattâ doğurmuş. "Uygarlık" da  varlığını "medeniyet"in olumsuzlanmasına borçlu.       

   Bu üç terimin de tarihçesi bir hayli karmaşık. Kavramlaşma Latince civis ile başlıyor.  Civis biriminden yalnızca civilisation değil, daha birçok modern kavram türemiş, bunlardan bir kısmı Türkçeye de girmiştir. Civis Romanus sum  "Ben bir Roma  yurttaşıyım" demek.  Bu cümledeki civis  kelimesinin başka bir dilbilgisel biçimi olan civitas yurttaşlık, yurttaşlar topluluğu; yine başka bir biçimi olan civilis de "yurttaşlara özgü"  anlamına geliyor. Bu terimleri Yunancada hem şehir, hem de devlet anlamına gelen polis kelimesi ile  türevlerine benzetebiliriz.

  İlginçtir, Latincede "şehir" anlamına gelen kelime urbs'dur,  ama  bu yerleşim birimlerinde  oturanlara  civis (şehirde yaşayan) deniyordu. Fransızca cité (eski Fransızcada cite) kelimesinin kaynağı bu Latince kelime. Ama cité Fransızcada türüyor, sonra city yazımıyla İngilizceye geçiyor. Yeni bir oluşum olan cité İtalyancayı da etkiliyor, bu dilde  cittá kelimesini türetiyor. Latince kelimedeki /v/ sesinin Fransızcada kaybolması bazı durumlarda olağan bir gelişme sayılıyor; hattâ Latince civitas bile daha sonra, geç dönem Latincesinde citatem'e dönüşüyor.

  Fransızca citoyen, İngilizce citizen (Eski Fransızca citezein kelimesinden), İtalyanca cittadino kelimeleri içinde doğdukları tarihî şartlar gereği iki anlamlıdır bugün: birincisi, şehirli, bir şehirde yerleşmiş olan insan;  ikincisi, bir devletin üyesi, yurttaşı, yabancılardan farklı olarak özgür bir insanın haklarını, ayrıcalıklarını elde etmiş insan. İngilizcede birinci anlamı onikinci yüzyılda; ikinci anlamı da ondördüncü yüzyılda ortaya çıkıyor. Bu iki anlamlı batı Avrupa kavramları ortaçağ Avrupa'sındaki feodal düzenin ürünleri. Feodal düzenler şehirlere bölünmüş, parçalı yapılardır. Her şehir özerktir.  Bu özerk yapılar "devlet"e doğru evrilip şehir-devletlerine dönüşür. Şehir ile devleti iç içe geçiren bu tarihî gelişme yine Avrupalı bir kavram olan "belediye"nin, yani bir şehri temsil eden örgütlenmenin  merkezî devletten,  hükûmetten ayrı bir örgüt oluşuna da ışık tutar.  Bu yüzden citoyen ile citizen'ı hep aynı kelimeyle Türkçeye çeviremiyoruz.  Bağlamına göre ya şehirli ya da yurttaş diyeceksiniz.

    Fransızca cité yirminci yüzyılda Türkçeye girmiş. Şu iki anlamda: ilk çağ şehirleri (şehir-devletleri), "Eski Yunan siteleri" gibi; belirli bir amaçla inşa edilmiş olan ya da belirli bir meslekte çalışan insanlar için inşa edilen binalar topluluğu; "gazeteciler sitesi", "sanayi sitesi" gibi.

   Bilgisayar dilindeki "web sitesi"nin kaynağı İngilizce web site. Bu terimin ikinci kelimesinin "şehir"le hiçbir yakınlığı yok;  yer, mevki, konum demek. Latince situs ( bulunulan yer, mevki, konum) Anglo-Norman Fransızcasına geçmiş, oradan da İngilizceye. Türkçede "doğal sit alanı", "arkeolojik sit" terimlerindeki sit de aynı kelime, ama yazımı değişik! Aynı kelime olduğunu fark edememişiz!  "Ziraat Bankası"ndaki "banka" ile "Akbank"taki "bank"ın aynı kurum, aynı kelime  olduğunu fark edemememiz gibi...        

   Latince civitas'tan türeyen en önemli terim civilisation, bizim medeniyet ya da uygarlık diye adlandırdığımız kavram. Bu terim de Latince civis, civitas, civilis birimlerinden çıkıyor. Eski Romalılar elbette gelişmiş bir civilisation yaratmışlardı. Gelgelelim, Eski Romalılarda  ne böyle bir kelime, ne de Latincede  böyle bir kavram  vardı. Fransızcada yaratılan bir kavram civilisation.  

    1760'larda Fransızcada kullanıma girmiş. Bu dilde ilkin 1756'da  görünmüş. Bu yepyeni terimin ilk anlamı pek de  açık değil. Hiç şüphesiz,  ilk anlamı "kültürde, teknolojide yüksek bir seviyeye erişmiş olma durumu"  değildi.  Civilité, "civil olma durumu" demek  civilisation. Peki bu ne demek? Yapısında iki birim var:  Fransızca cité  ile Latince civis. Bir şehirde yerleşip oralıların  hemşehrisi olmak ile bir ülkenin, devletin  (şehir devletinin) yurttaşı —herhalde iyi bir yurttaşı, dolayısıyla iyi ahlaklı insanı— olma durumu birleşiyor. Şehirde yerleşmiş olmak da, hem göçebelikten  kurtulmuş olmayı,  hem de   modern anlamıyla "şehirli, büyük şehirli, taşralı olmayan" (urban) kavramının dile getirdiği daha gelişkin bir insanı çağrıştırıyor. Bir de, bir yüzyıl öncesinden beri nezaket, görgü anlamında kullanılıyor. Buralardan  filizleniyor olmalı. Terimin anlamının gitgide genişlemiş olduğu besbelli. Bizim bugün bu terimden anladığımız şey,  insanlığın bilimde, kültürde, teknolojide iki yüz elli yılı aşkın bir zaman  boyunca gösterdiği ilerlemelerin birikimiyle ortaya çıkan bir kavram.  

   Civilisation karşılığında bulduğumuz iki kelimeden biri medeniyet.  Cemil Meriç bu Fransızca terimin Türkçeye medeniyet'ten  daha önce girdiğine dikkati çekiyor: "Civilisation, lugat hazinemize [Mustafa]  Reşit Paşa'nın armağanı, Batı'nın birçok mefhum ve müesseseleri gibi. Paşa Paris'ten yolladığı resmî yazılarda (1834) Türkçe karşılığını bulamadığı bu kelimeyi 'terbiye-i nâs ve icra-yı nizâmat' olarak tarif eder. Civilisation —az sonra— Osmanlıca'ya 'kalke' edilir."[1] Cemil Meriç daha sonra, Namık Kemal'in, Cevdet Paşa'nın  "medeniyet" kavramından ne anladıklarını da belirtir.[2]

    Medeniyet, Osmanlı Türkçesine özgü bir kelime; Arapçada yok. Terimin Arapçası al hadâra (hadâre). Bu kelime Osmanlı Türkçesinde hazariyye  yazımıyla kullanılmış. Şemsettin Sami Arapça hazarî sıfatını şöyle tanımlamış: "Köyde, kasabada  sâkin ve mukîm olarak yaşayanların usûl-i maîşetine mensûb ve müteallik, bedevî aksi, medenî." 

   Medeniyet, "Medinelilik"; Medine ise "şehir", özellikle büyük, gelişmiş şehir demek.  Ziya Gökalp "medine" kelimesini "site" anlamında da kullanmış. "Eski Yunan medineleri"nden bahsediyor Türkçülüğün Esasları'nda; tutmamış olsa da özgün bir uyarlama.  Muhammed peygamber zamanında Medine gerçekten gelişmiş, bayındır bir beldeydi.  Hicret'ten sonra bu beldeye bu ad verilmiş. Beldenin daha önceki adı Yesrib.  James W. Redhouse Müntahabât-ı Lügat-i Osmâniyye  (1852-1853)  adlı sözlüğünde "medenî"yi "şehrî, şehirli, şehirde doğmuş olan"; "medeniyet"i de "şehrîlik, şehrî olmak" diye tanımlamış,  terimin yeni anlamını vermemiş. Demek ki, terimin yeni anlamının yerleşmesi için biraz daha beklemek gerekiyordu. Sözlüklerin tanımlarından da anlaşıldığı gibi,  medeniyet terimi ondokuzuncu yüzyıl ortalarında Fransızca civilisation karşılığında türetilmiş, hazariyye bir kenara bırakılmış.   

   Cemil  Meriç bu konu üzerinde epeyce kafa yormuş. Çok tatsız bir türetim olan "uygarlık" şöyle dursun, "medeniyet" terimini de beğenmiyor. Bu terimin eski kültürümüzde İbni Haldun'dan kaynaklanan, bugünkü okumuşlarımızın habersiz oldukları  çok güzel bir karşılığı bulunduğunu hatırlatıyor:  umran.  Şöyle yazmış: "Kaynaklarından kopan bir entelijansiyanın kaderi, bir mefhumun hercümerci içinde boğulmak. Umrandan habersizdik, medeniyete de ısınamadık."[3]      

   Medeni, Osmanlı Türkçesinde Medineli anlamında. Medeni hem bir özel ad, hem de bir lakap olarak kullanılmıştır.[4] Ama medeni hukuk,  medeni kanun terimlerindeki "medeni", bir çeviridir, Fransızca civil terimini karşılamak üzere dile sokulmuş. İsviçre Medeni  Kanunu benimsenirken Fransızca droit civil  medeni hukuk, code civil de medeni kanun  diye çevrilmiş Türkçeye. İlgili kelime İsviçre Almancasında da  değişmiyor: Zivil recht (medeni hukuk), Zivil gesetzbuch (medeni kanun). 

   Bu çeviri,  terimi yanlış anlamaya açık hale getirmiş. Bu haliyle, "kanun"un, "hukuk"un medeni olduğu, yani  "medeniyet"e yakıştığı anlamını veriyor. Bu yanlış anlamaya meydan verilmemesi için terimin "yurttaşlar kanunu", "yurttaşlık  kanunu"  ya da "vatandaşlar kanunu" olarak düzeltilmesi gerekiyor. "Medeni nikâh" da medeni insanların tercih ettiği nikâh değil, yurttaşlar kanununun öngördüğü nikâh demektir.  Medeni hal  (Fr. état civil; İng. civil state),  bir yurttaşın evli mi, bekâr mı, dul mu olduğunu bildirir. Bu çeviri terim de anlamı bulanık hale getiriyor. Doğrusu,  eski Türkçesi olan "ahvâl-i  şahsiyye" daha açıkmış. "Hukuki durumu" denmiş olsaydı kolaylıkla anlaşılabilirdi.

   Civil  kelimesini şu terimlerde olduğu gibi almışız: sivil itaatsizlik,  sivil savunma,  sivil toplum, sivil yönetim; daha başkaları da var.  Bu terimlerde de  sivil, askerî olmayan anlamını akla getiriyor. Fransızcada "askerî olmayan" ile "yurttaşlara / şehre özgü" anlamına gelen kelime aynı imlayla yazıldığı için  terimin ne anlama geldiği açıkça anlaşılmıyor. Oysa İngilizcede "civil" ile "civilian" iki ayrı kelime; ikincisi "asker olmayan" anlamında.     

   Sivil savunma: yurttaşlarca uygulanan  savunma tedbirleri. Bir savaş sırasında, kanunda gösterilen tedbirleri uygulayacak olanlar elbette asker olmayan, savaşmayan kişilerdir.  

   Sivil itaatsizlik diye Türkçeye çevrilen "civil disobedience"   H. D. Thoreau'nun tanımladığı bir muhalefet biçimi. Sivil, burada Amerikalı düşünürün yurttaşlara salık verdiği yepyeni  bir eylem biçimini dile getiriyor.    

   Sivil mimari:  resmî amaçla kullanılmamak üzere inşa edilmemiş olan konak, ev, han, hamam, dükkân,  çeşme  gibi, yurttaşların  yaptırıp kullandığı binalar.

   Sivil toplum (İng. civil society): 1980 sonrasında Türkçede yaygınlaşan bir  fikir. Kelime anlamıyla "yurttaşlardan kurulu toplum".  Devlet yönetiminin dışında kalan, yurttaşların çıkarlarını, iradelerini temsil eden kuruluşlar, yönetimden bağımsız bireyler, örgütler.  

   Sivil Toplum Kuruluşu (STK): Yukarda verilen tanıma uygun kuruluşlar. Bu terimin aslı İngilizce "non-governmental organisation (NGO)".  

   Sivil yönetim: seçimle iş başına gelmiş olan, yurttaşların denetimine açık yönetim.

   Sivil hükûmet:  İngilizcedeki "civilian government" karşılığı, askerî olmayan ya da askerlerin kurdurmadığı  hükûmet.  

  Sivil polis (Fr. police civile, birinci kelime dişil olduğu için ikinci kelimenin yazımı farklı ama okunuşu aynı; İng,  civilian police;): görevini resmî elbise giymeden yerine getiren, öteki yurttaşlar gibi giyinen polis.

  Sivil darbe: Türkçeye giren en son "sivil"li söz. Askerlerin katılmadığı, sivil kişilerce   yönetilen hükûmet darbesi. Bunun da İngilizcesi civilian coup, ama Fransızcası  coup d'état civil.     

    "Medeniyet"e  yeni Türkçede bulunan karşılık "uygarlık". TDK'nin 1935'te çıkan "Osmanlıcadan Türkçeye", "Türkçeden Osmanlıcaya"  cep kılavuzlarında bu kelime yok. Medeni, medeniyet kelimeleri için  "soysal", "soysallık" teklif edilmiş. "Uygarlık"ın ilk biçimi "uygurluk". Bir süre hem uygurluk,  hem de soysallık kullanıma sokulmuş. Yunus Nadi'nin  Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir baş yazısındaki şu cümleye bakalım: "Etren (fransızcası  étrenne) kitabları adile Avrupa'da  çoktan  var olan bu âdet bizce belki ulusal soysallığın ve uygurluğun  (medeniyetin) en açık,  en duru, en yüksek ve en ileri belgelerinden (alametlerinden) biridir."[5]  Aynı anlama gelen bu iki kelimenin aynı cümlede ayrı şeylermiş gibi kullanılması  özensizliğe  ya da neyin ne olduğunu ayırt edememesine bağlanabilir. "Soysal-lık" bir terim olamamış, hiçbir iz bırakamadan kaybolmuş. Bugünkü TDK  sözlüğünde şu iki kelimeyle tanımlanıyor: "soyla ilgili", o kadar. Ama bir soyadı olarak varlığını sürdürüyor. Bu soyadını taşıyan pek çok yurttaşımız var.  

    Uygurların yerleşik bir toplum düzeni kurmuş olmalarından esenlenilmiş herhalde. Fakat bir süre sonra uygurluk kaba, çiğ bir terim olarak görülmüş, kulak tırmalamış olsa gerek ki,  halk etimolojisiyle kelimeye "uymak, ayak uydurmak, uyum sağlamak" anlamı yüklenip terimin kökeni böyle açıklanmıştır. Oysa Uygur kelimesinin böyle bir anlamı yok Uygurcada. Kelimenin ne anlama geldiği de belli değil.  Uygur kelimesindeki gar- hecesi bir sonek  olarak görülmüş, "açgar", "toygar",  "Bulgar" gibi kelimelerdeki "- gar" hecesi  örnekseme yoluyla bir sonek işleviyle alınarak "uygurluk", "uygarlık"a çevrilmiştir. Son derece dolambaçlı bir yol...

   "Medeniyet'"in  "uygarlık"a  çevrilmesi üzerinde durulması gereken bir konu. 1932'te Türk Dil Kurumu kurulmuştu. Türkçe sadeleşecekti. Arapça, Farsça  kelimeler atılacak,  yerine Türkçe,  hattâ  "öztürkçe" kelimeler  konacaktı.  Arapça kökenli  medeniyet kelimesinden neden vazgeçildiği ilkin bu açıdan açıklanabilir.    

    İkinci etmen... 1930'ların tarih tezine göre, Türklerin tarihi   Osmanlı tarihiyle sınırlı değildi. Türklüğün kökeni Orta Asya'daydı.  Osmanlının "civilisation" karşılığında türettiği "medeniyet" yerine, Osmanlıyı, Şark'ı  hatırlatmayacak yeni bir terime ihtiyaç duyulmuştu o zaman. Türkiye doğu medeniyetinden çıkıp batı medeniyeti çevresine girmişti.  

    Üçüncü etmen...İnsanlık tarihinde "ulus" yeni bir kavram olduğu halde, toplumlar ulus-devleti kurma aşamasına geldikleri zaman uluslarının tarihini yazmak, tarihlerini çok eski çağlara kadar geriye götürerek dünyanın köklü  uluslarından biri olduklarını göstermek isterler. Yerleşik bir düzen kurdukları  için Uygurlar bu arayışta en uygun toplum olarak görülmüş olmalı.  

   Gelgelelim, "uygurluk" çok ayrıksı, yabansı  bir kelime.  Anadolu Türklüğü üzerinde hiçbir canlı etkisi olmayan,  unutulmuş,  silik bir geçmişte gömülüydü Uygurlar. Uygurluk —hele o yıllardanasıl anlamlı bir geçmişi hatırlatmayan bir  kültür ise, uygarlık da zihinlerde hiçbir çağrışım uyandırmayan  donuk bir kelimeydi. Batıda civilisation, Osmanlıda  medeniyet kelimeleri türetildiğinde  bu derecede içi boş kelimeler değildi; hiç olmazsa, şehir, şehirlilik fikirleri birtakım ipuçları veriyordu. Bugünün Uygurları toplumlarının adından Türkçede böyle bir terim türetildiğinden haberli midirler acaba, merak ediyorum.  

    Hiçbir kişiliği olmayan uygarlık kelimesi "medeniyet"i  unutturamadıysa  da,  zamanla bayağı geniş bir kullanım alanı kazandı.  Bunun nedeni, "uygarlık"ın çok beğenilmesi değil, Arapça kelimelerden sakınarak yazmaya özen gösteren titiz yazarların yeni Türkçe söz dağarcığı içinde Arapça kelimelerin  bu arada "medeniyet"inkelime seçimindeki,  cümle dizilişlerindeki iç tutarlığı bozmasıdır.  Dokuz Türkçe kelime kullandıktan sonra, onuncu  kelimede Arapçaya dönmek kulak tırmalıyor. Köklü bir kelime olan "medeniyet"i konuşma dilinde tercih etsem bile,  yazı dilinde  uygarlık kelimesini ben de bu yüzden birçok kez kullanmışımdır; bundan sonra da istemeye istemeye kullanacağım. Eski bir kelimenin her türlü kullanımı, yan anlamları, mecazları, çağrışımları o kelimenin yerini alması istenen yeni bir kelimenin  içine bir anda boca edilemiyor. "Medeni"nin de ikincil anlamları var Türkçede.  Söz gelimi, "medeni insan" yerine, dili zorlayıp  "uygar insan" diyebilenler  çıkıyor, ama daha çok yazı dilinde. "Medeni cesaret" yerine "uygar cesaret"  diyene rastlamadım henüz.  Kaba, görgüsüz anlamına da gelen "medeniyetsiz" yerine "uygarlıksız" diyemiyoruz,  "uygarlıktan yoksun" desek de aynı  anlamı vermez. Bu gibi kullanışsızlıkları çoğaltabiliriz. Uygarlık kelimesi dile gireli doksan yıla yakın zaman geçmiş, geldiği yer burası...

   Türkçe kökenli olmayan bir kelime için Türkçe ya da Türkçe görünümlü kelimeler türetilir ya da teklif edilirken göz önüne alınmayan bir nokta var. Birçok örnekte görmüşüzdür ki, yeni kelime icat edilirken eski kelimenin sadece birincil, en yaygın anlamı göz önünde tutuluyor.   Eski kelimenin bütün bağlamları, yan anlamları, mecazları, kalıplaşmış deyimlerde geçip geçmediği dikkate alınmıyor. Bu gibi kelimeleri  ortaya sürenler  şu soruya cevap vermek zorundadırlar: teklif ettiğiniz, türettiğiniz  yeni kelimenin tutması uğruna eski kelimenin bütün bir "çevre"sini gözden çıkarmaya gönlünüz razı mıdır?

Bülent Aksoy

8 Ağustos 2021                

 

[1]  Cemil Meriç, Umrandan Uygarlığa, 28. baskı, İletişim Yayınları, Istanbul,  2020,  s. 83. 

[2]  Meriç, aynı yerde,  s. 83-86.

[3] Meriç, aynı yerde, s. 86. 

[4] Örneğin, geleneksel musıkimizin tanınmış bestekârlarından  Medeni Aziz Efendi (? - 1895) Medine doğumlu  olduğu için bu lakapla anılmıştır.  Medeni Mehmed Nuri Efendi de 1920 - 1922 yılları arasında şeyhülislamlık etmiş.

[5] Yunus Nadi,  "Küçük bir kitab büyük bir adam yaratabilir!",  Cumhuriyet, 30 Kânunuevvel, 1934, yazarın ayraçları.  

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!