Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 

Kavramın telaffuzu ve yazımı konusunda dilbilimciler ve sözlük yazarları arasında tam bir birlik yoktur.
Örneğin TDK Güncel Sözlük’ te öz ve eleştiri sözcükleri ayrı ayrı yazılmaktadır. Öz eleştiri isim olarak belirtildikten sonra anlamı bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği yargı; otokritik açıklaması yapılmaktadır.
İnternet ortamında, Milliyet Gazetesi portalında yine TDK sözlüğüne yollama yapılarak “Bu sözcük birleşik kelime grubunda yer almaktadır. Kelime kökeni Türkçe olan özeleştiri,  kelime türlerinden isim grubuna aittir” açıklamalarına yer verilmiştir.

Ali Püsküllüoğlu bu sözcüğün birleşik ad olduğunu ve birleşik yazılması gerektiğini bildirmektedir. Püsküllüoğlu sözlüğünün otokritik maddesinin açıklamasında da özeleştiri yazımını kullanmaktadır. Aynı yazar Yazım Kılavuzu adlı kitabında da doğru yazımın özeleştiri olduğunu vurgulamaktadır. Yine bu sözcükten türetilmiş olan özeleştirel kavramına da kitabında yer vermektedir.
Ali Püsküllüoğlu, Türkçe sözlük (s.1036)’da özeleştiri sözcüğünün anlamını: (1) Kişinin kendi düşünce, davranış ve eylemlerini nesnel eleştiriden geçirmesi işi. (2) Bir militanın ya da bir siyasal partinin, bağlı olduğu amaç, ülkü açısından kendi eylemlerini yargılaması şeklinde açıklamaktadır.

İlhan Ayverdi, Misâlli Büyük Türkçe Sözlükte (s.2471)’de ve Dijital Kubbealtı Sözlük’ te sözcüğün yeni ve birleşik isim olduğunu belirtmektedir. Buna karşın yine ayrı yazmaktadır. Anlamı da kendi kendini eleştirme, otokritik olarak açıklanmaktadır.

Sevan Nişanyan’nın Sözlerin Soyağacı adlı eserinde özeleştiri maddesi bulunmamaktadır. Ancak eserinin 361. sayfasında autocritique/ otokritik açıklamasında özeleştiri sözcüğü kullanılmakta ve sözcük birleşik olarak yazılmaktadır

Oxford Languages Türkçe Sözlükte sözcük bileşik ad olarak tanımlanmaktadır. Bu sözlüğe göre özeleştirinin anlamı:
(1) Kişinin kendi düşünce, davranış ve eylemlerini nesnel eleştiriden geçirmesi işi.
(2) Bir militanın ya da bir siyasal partinin, bağlı olduğu amaç, ülkü açısından kendi eylemlerini yargılaması şeklindedir.

Meydan Larousse (s. 9/787) ‘de Özeleştirinin yeni bir sözcük ve birleşik bir ad olduğunu not ettikten sonra anlamını “bir militanın ya da bir siyasal partinin, bağlı olduğu amaç, ülkü açısından kendi eylemlerini yargılaması” şeklinde açıklamaktadır. Sözcüğün eşanlamlısının otokritik olduğu da eklenmiştir.

Özeleştiri sözcüğünün Fransızcadaki karşılığı l'autocritique ‘dir. Bazı yerlerde auto-critique şeklinde yazıldığına da rastlanılmaktadır.  İngilizce self-critique, Almanca selbstkritik şeklinde yazılmaktadır. İtalyanca ve İspanyolcada da autocrítica olarak yazılmaktadır.

Türkçe sözlük ve yazım kılavuzlarında olduğu gibi Avrupa dillerinde de bir birlik bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda özeleştiri sözcüğü her iki şekliyle de yazılabilecektir. Ancak bununla yalnızca özeleştiri sözcüğü değil buna benzer öngörü, önsezi, özsaygı ve özveri gibi sözcüklerin yazımları da tartışmaya açılmaktadır. Özveri sözcüğünü birleşik yazarken özeleştiri sözcüğünü öz eleştiri şeklinde ayırarak yazmanın bir mantığı bulunmamaktadır. Konuşma ve yazışmalarımızda birleşik haliyle benimsenmiş ve birleşik haliyle yazılması yerleşmiştir. Bu nedenlerle özeleştiriyi birleşik olarak yazmanın uygun olacağı kanısındayım.

Bu kavramın etimoloji incelemeleri, bileşenleri olan öz ve eleştiri sözcüklerinin ayrı ayrı incelenerek yapılabilir.
Öz, bu bağlamda özne durumunda olan yani yetki ve sorumluluk sahibi kişinin kendisi anlamına gelmektedir. Batı dillerindeki karşılığı “auto” ve anlamı da kendiliğindendir.
Eleştiriye gelince: Eleştiri sözcüğü Türkçemizin yeni sözcüklerimizden biridir. Elemek eyleminden türetilmiştir. Elemek elden geçirmek, gözden geçirmek, elekten geçirmek, aynı türden olanları bir yerde toplamaktır. Düşünce ve eylemlerin neden ve sonuçlarını inceleyerek daha önceden belirlenen bir kurala göre değerlendirip iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin veya yararlı yararsız gibi sonuçlara varmaktır. Eleştirinin batı dillerindeki karşılığı critique’dir.

Türkçemizde eleştiri yerine Arapça tenkid sözü de kullanılmaktadır. Arapça nḳd kökünden gelen  tanḳīd تنقيد sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük kökeni Arapça naḳada نَقَدَ “gagaladı, iğneledi, söz dokundurdu” eylemidir.

Birçokları eleştiriyi yalnızca yanlışları ve olumsuzlukları ortaya çıkarmak için yapıldığını sanmaktadır ama bu doğru değildir. Eleştiri olumsuz olabileceği gibi olumlu da olabilir. Örneğin bir futbol maçında çalıştırıcının yanlış taktikleri sonucu yenen bir golü anlatmak bir eleştiridir. Doğru taktiklerle oyuncuların başarısını ve kazanılan bir golü anlatmak da bir eleştiridir. Eleştiri pirinci ayıklarken taşı bulup atmak gibi bir şey değildir. Örneğin, bir maçta başarıya götüren eylemler kadar başarısızlığa götüren eylemler de önemlidir. Atılan gol kadar yenen golün de bir değeri vardır. Bu değer bize ileride yapmamız olası yanlışları bir daha yapmama şansı verecek olup altın kadar değerlidir. 

Eleştiri ile övgü ve yergi kavramlarını karıştırmamak gerekir. Başka bir anlatımla övgü ve yergi bir eleştiri değildir. Eleştiri nesnellik gerektirdiği halde övgü ve yergide daha çok duygular öne çıkmaktadır.

Eleştirinin yıkıcı veya yapıcı olması eleştiricinin, eleştirmenin kişisel seçimlerini ortaya döker. Eleştiri geride kalmış bir olay ya da düşünceye karşı daha ileri bir sonuç almak için yapılır. Bu amaç gözden kaçırılırsa veya bu amaca bilerek aykırı eleştiri yapılırsa bu karalama veya övme olur.

Eleştiri insanın göremediği yanlışlarını başkasının görüp kendisine söylemesidir. Eleştiri bu anlamda o kişiye verilmiş en güzel armağandır. Kişi bu eleştiri sonrasında aynı yanlışı bir kez daha yapmama şansını kazanmış olur.

Yanlışlarımız aslında bizim en iyi öğretmenimizdir ve bize doğruyu dolaysız olarak gösterir. Bize düşen ödev o doğruyu görmektir. Tarih tekerrürdür deseler de tekerrür eden şey aslında tarih değil, yapılan yanlışlarımızdır. Karl Marks Lui Bonaparte’ın 18 Brumaire’ i adlı eserinde yanlışın ilkinde bir trajedi tekrarı halinde komedi olacağını söylerken yanlıştan dersler çıkartılmasının altını çizmektedir. 

Eleştiri eylem veya düşünce sahibine başkası veya başkaları tarafından yapıldığı halde özeleştiri kişinin kendi eylem ve düşüncelerini kendisinin eleştirmesidir. Kabaca ben ne yaptım da bu sonuçla karşılaştım veya karşılaştık sorularına karşılık bulmaktır.

Özeleştiri kişinin aynaya bakması kendisini ve eylemlerini bir aynada, ekranda seyretmesi, dinlemesidir. Yine bir spor karşılaşmasını örnek alırsak; bir antrenörün oyuncularına eski maçlardan birinin görüntülerini seyrettirirken yapılan yanlışların altını bir bir çizerek yinelenmemesi için gerekli önlemleri almaya çalışır. İnsan aynaya bakıp, yani özeleştiri yapıp yanlışlarını görebilmeli ve hatta kendi düşünce ve eylemleri ile alay edebilmelidir. Kendi yaptıklarına gülebilmelidir. İnsan kendi karikatürüne bakarak gülümseyebilmeli, gülebilmelidir.

Toplumlarda yanlış bir anlayış vardır. Özeleştiri yapan bir kimsenin kendi zayıflığını, zafiyetini kabul ederek karizmasının, toplum içindeki yerinin, itibarının, statükosunun sarsılacağı inancıdır. Oysa özeleştiri deyim yerinde ise insanın geçmişini olabildiği kadar resetlemesi, fabrika ayarlarına döndürebilmesidir. İnsan böyle bir olanak varken kendisini bundan yoksun bırakmamalıdır. Toplumdaki bu yanlış inanışın, anlayışın değişmesi, değiştirilmesi zamanı çoktan gelmiştir. Bu değişiklik insanın toplumda gördüğü göreceği saygıyı azaltmaz tam aksine artırır.

Politik anlamda iktidar veya muhalefet partileri kendi programlarının başarısı kadar başarısızlıklarını da aynı şekilde önyargısız olarak tartışabilmelidir. Bu tartışma o partilere seçmen katında daha büyük saygı ve dolayısı ile oy desteği kazandıracaktır. Eğer konu bir hükümetin politikası ise başarısı kadar başarısızlıkları da parti fanatikliğinin ötesinde özgürce tartışılabilmelidir. Bu o hükümete de ileriki dönemde daha az yanlışlı başarılar sağlayacaktır.

Konunun biraz daha iyi anlaşılması için tarihten bir örnek vermek istiyorum. İsveç tarihinin önde gelen krallarından birisi II. Gustav Adolf (Gustavus Adolphus) 1594-1632 yılları arasında yaşamıştır. Bu kişi 1611-1632 yılları arasında İsveç kralıdır. Ülkesinin özellikle 30 yıl savaşları denen fırtınalı dönemde Protestan inancının savunuculuğunu yapmış ve Avrupa’da sözü dinlenir hale getirmiştir. Baltık Denizinden başka daha geniş sularda İsveç’in deniz gücünü geliştirmek için çok çalışmıştır. İsveç’in büyük gurur kaynağı olmuştur.

1627 tarihinde o güne kadar bilinen gemilerden daha büyük ve görkemli bir gemi yapılması için talimat verir. Felemenk’ten ustalar getirtilir. Stockholm tersanesinde yapımına başlanıyor. Geminin karinası ve diğer gövde bölümleri İsveç ormanlarından kesilen ağaçlardan yapılıyor. Yelkenleri Fransa, Hollanda ve Almanya’dan getirtiliyor. Gemi o güne kadar yapılmış benzerlerinden çok fazla sayıda asker taşıyabiliyor. Her biri 250 kilo ağırlığındaki mermiler atan ağır bronz toplarla donatılıyor. İçinde meşe, çam ve ıhlamur ağaçlarından yontulmuş çok sayıda heykel bulunuyor. Sayıları 500’ü bulan bu heykeller ağırlıkla Rönesans etkisiyle yapılmış göz alıcı güzelliktedir. Heykellerin bir kısmı Roma İmparatorluğundan İsveç krallarına kadar ünlü kral ve devlet büyüklerinin büst ve heykellerinden oluşuyor. Bütün bu ağır teçhizat ve süslemeler kralın talimatları doğrultusunda gemiye yerleştiriliyor.
Aradan 2 yıl geçmesine karşın bitirilememesine sinirlenen kral yurt dışında seferde bulunduğu bir anda gemi yapımcılarına çok ağır bir mektup yazıyor. Gemi yapımcıları ve kaptan bundan çok etkileniyorlar ve geminin 10.08.1628 tarihinde suya indirilmesine karar veriyorlar. Hazırlıklar yapılıyor. İsveçliler ve yurt dışından gelen yabancı ülke temsilcileri kıyıda töreni seyrediyorlar.

Denizcilerin âdeti olduğu üzere şampanya patlatılıp ardından muhteşem Wasa gemisi Stockholm tersanesinden, Älvsnabben deniz üssünden denize indiriliyor.  Gemi kenti selamlamaya hazırlanırken bir anda bir rüzgâr çıkıyor. Topların bulunduğu lumbar ağzı kapaklarını açıyor ve sular bir anda içeriye doluyor. Geminin teknesi de içeriye dolan sulardan, rüzgârdan ve ağırlık merkezinin doğru hesaplanamamasından dolayı gemi kıyıdan 120 metre açıkta 32 metre derine batıyor. 50 kadar denizci de yaşamını yitiriyor. Tören için gelenler geminin batışına tanıklık etmiş oluyorlar.

Kral yazdığı mektupta sorumluların araştırılarak cezalandırılması için emir vermiş olsa da bir sonuç alınamaz. Olay deyim yerinde ise kapatılır. Ancak İsveç halkı bunu hiç aklından çıkartamaz. Batışın nedenlerini bilmek ister. Çeşitli tarihlerde geminin yerinin tam olarak belirlenip çıkarılması ve yüzdürülmesi için çalışmalar yapılmıştır.
Bir V(W)asa Komitesi kurulur. Komitede gemi mühendislerinden, biyologlara, deniz arkeologlarına kadar birçok meslekten insan yer alır. 1959 yılında ve 1961 yılında yapılan çalışmalar sonuç verir ve WASA tam 333 yıl süren uykusundan uyandırılmış olur. Gemi önce geçici yerine çekilerek incelemeler yapılır ve sonra Gamla Stan karşısında Stockholm merkeze yürüme uzaklığında şimdiki yerine getirilir. Artık o bir müze gemidir. 1990 tarihinde seyircilerine kapılarını açmıştır. Bu müzeyi gezme ve öyküsünü dinleme şansımız oldu ve aradan geçen bunca zamana karşın ihtişamı bizleri hayran bıraktı. Gemide her türlü teçhizattan, gemi adamlarının günlük yaşamlarına ait yemek tencere, tas ve kupalarına kadar birçok araç gereci sanki bir gün önce batmış çıkmış bir gemi eşyası gibi görebildik. O heykellerin, oyma masa, sandalye ve diğer eşyaları (toplam 26 bin kalem) gerçekten görülmeye değer.

Denizcilik tarihinde, denize indirildikten yalnızca 20 dakika sonra bir geminin kıyıdan 120 metre ilerde sulara gömülmesi eşine çok ender rastlanılan şanssız bir olaydır. Kabullenilmesi çok zordur ve çok ağır bir yanlışı içinde barındırmaktadır. Wasa’ nın yapımından yaklaşık 1850 yıl önce Sirakuzalı Archimedes tarafından bulunan suyun kaldırma gücü ve hydrostatique yasalarının yanlış anlaşılıp yanlış uygulanması bağışlanamayacak bir kusurdur.

İsveçli için bu ağır yükün nedenlerinin bilinmesi ve yanlışın kabullenilerek ileride benzer yanlışların yapılmaması başlı başına bir amaç olmuştur. Yapılan araştırma ve incelemelerde mühendislik yanlışlıklarından aşırı yüklemelere kadar insan kusurları bir bir belirlenmiştir. Bu incelemelerden çıkan sonuçlardan gerekli dersler çıkartılmıştır. Olayı talih veya mukadderat olarak görmemişler, hamaset ile de olayı yok saymamışlar, üstünü örtüp unutmamışlardır. Gemi mühendisliğinde bu yanlış onlara ders olmuş o tarihten sonra aynı yanlışı bir kez daha yapmamışlar uzak denizlerin, zor yolculukların güvenli gemilerini inşa etmişlerdir.

Bu batığı çıkarma sırasında gemi ve gemide bulunan eşyaların görece daha az zarar görmesinin nedenleri geminin içinde gömüldüğü suların kirli, çamurlu olması ve bu suda oksijen bulunmaması yüzünden çürümeyi sağlayacak mikro organizmaların yaşayamaması gösterilmiştir. Böyle bir ortamda ancak anaerobik canlılar yaşayabilir ki bunlar da gemi ve içindekilere fazla zarar verememişlerdir. Gemi çıkarılıp oksijenli havayla karşılaştıktan sonra da gerekli iklimlendirme ve diğer önlemler alınmıştır.

İsveçliler yapılmış yanlışlıklarıyla, kusurlarıyla yüzleşmesini bilmiş ve bundan herhangi bir zarar görmediği gibi hem büyük bir saygınlık ve hem de ekonomik bir kazanç elde etmişlerdir. İsveç’e, Stockholm’ e gelen turistlerin hemen hepsi bu Wasa müzesini gezmekte, İsveç’in, İsveç tarihinin tanınırlığına katkıda bulunmaktadırlar. Her yıl bu müzeyi gezen turist sayısının 1,2 milyon olduğu ve şimdiye kadar gezen turist sayısının da 30 milyonu aştığı söylenmektedir.

Bütün bunlar özeleştiri kültürüne sahip olmanın paha biçilmez getirileridir.

Osmanlı tarihine baktığımızda ise buna yakın yıllarda, 1711’de Prut bataklığı çevresinde Türk ve Rus savaşı olmuştur. Bu savaşta hiçbir askeri başarı elde edemeyen ve savaş sonrasında başarısız bir barış antlaşmasına imza atmak durumunda olan Osmanlı bu başarısızlığın nedenlerini araştırıp soruşturmak, yanlış ve eksikleri belirleyip önlem almak yerine komutanları Baltacı Mehmet Paşayı cezalandırma yoluna gitmiştir. Bununla da yetinmemiş bütün dünyanın büyük Büyük Petro olarak tanıyıp bildiği I. Petro veya Pyotr Alekseyeviç’ in karısı I. Katerina’yı Baltacı Mehmet’in çadırına gönderdiği ve Baltacı Mehmet Paşa’nın da onun ricasını kırmayarak savaşı durdurduğu yalanını uydurmuştur. Ayrıca bir Moskof düşmanlığı yaratılmış karşılıklı komşuluk ilişkilerinden ulusal çıkarlar doğrultusunda yararlar sağlamak yerine savaşma yolu seçilmiştir. Sonuçta hamaset ve yalanlar bir işe yaramamış ve koca Osmanlı İmparatorluğu tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolup gitmiştir.

Ben bu noktada yanlış yaptım demek diyebilmek, gerektiğinde özür dilemek ne bir kimseye, ne de bir kurum ve kuruluşa bir şey kaybettirmez. Aksine çok şey kazandırır.

17.09.2023
Ali Can Polat 

Yorumlar

Necati Saygılı

21.09.2023 05:57:04

Ne yazıktır ki, böylesi kapsayıcı, derinlikli makaleler yayınlandığında, diğer birçok değerli değersiz bilgi, haber tomarı içerisinde fark edilemeyip gözden kaçabilmektedir. Ali Can beyefendi, bilgiyi elemenin ustası titizliği ile ve arı diliyle yazdığı nefis makaleler ve seçtiği odak kavramlar ile Beyaz Nokta Vakfının icadı Kavram Mutfağına değer katmaktadır. Şükranla karşılıyorum. İyi ki varsınız Sayın Ali Can Polat.

SON EKLENEN MAKALELER

Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)-2
Farklı Akıl(lar)!
Farklı Akıl(lar)!
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
CANCER, CARCINOME, SARCOME, / KANSER, KARSİNOM, SARKOM
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
OENOTHERA BIENSIS / EZAN ÇİÇEĞİ 
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
ANGRAECUM SESQUIPEDALE / DARWIN ORKİDESİ DARWIN BUTTERFLY /  DARWIN KELEBEĞİ
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
Felsefe Sorunları Görünür Kılmaktır
SAMİ SELÇUK
SAMİ SELÇUK
ÖRTMENİM
ÖRTMENİM
UYUTMA YASASI
UYUTMA YASASI
HAFIZA-İ BEŞER
HAFIZA-İ BEŞER
KAIROS - SENKRON
KAIROS - SENKRON
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
TESPİH, TESPİH AĞACI, ÇİÇEĞİ, TESPİH BÖCEĞİ VB…
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
KOBANİ VEYA KOBANE SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÜÇÜK DEĞİNMELER
MEB ve Maarif Modeli
MEB ve Maarif Modeli
SEVAN NİŞANYAN
SEVAN NİŞANYAN
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
Demokrasi Sadece Bir An mıydı?
PROKRUSTES’ in YATAĞI
PROKRUSTES’ in YATAĞI
KARNAVAL
KARNAVAL
DİSİPLİN
DİSİPLİN
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
NÜFUS KÜTÜĞÜ, NÜFUS KÂĞIDI, KAFA KÂĞIDI KAVRAMLARI
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
CADI-ENGİZİSYON / CADILAR GÜNÜ/AZİZLER GÜNÜ/ CADALOZ
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
İMPARATORLUK  – İMPARATOR – EMPERYAL- EMPERYALİZM
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
YAŞADIKLARIMIZ VE BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMEDİKLERİMİZ
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ANLAMI
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
ENERJİ
ENERJİ
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!