FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
a) Fenomen:
Fenomen kavramı dilimize Fransızca phénomene sözcüğünden alınmıştır. Fransızcaya da Eski Yunanca phainómenon φαινόμενον sözcüğünden girmiştir. Sözcük, görünen şey, görüntü anlamına gelmektedir. Eski yunanca bu sözcüğün kökeni de phaínō φαίνω 1. aydınlanmak, görünmek, 2. aydınlatmak, ışımak, görünür kılmak eylemidir. Buradaki görüntü, görünür kılmak hayal kurmayı, düşsel bir anlamı da çağrıştırmaktadır. Düş gücü bize bir yandan uykuyu öte yandan da fantezileri akla getirmektedir. Uyku tanrısı bilindiği gibi Hypnos, onun eşi Pasithea da rahatlama, dinlenme, hareketsizlik tanrıçasıdır. Bu ikisinin çocuklarından birinin adı da Phantasus’ dur. Bu sevimli tanrı bizim fantezilerimizden sorumludur. Fenomen kavramının içinde Phantasus’un hayal gücünü de eklemek gerekmektedir. Konu bu yöne dönmüş iken Apollon tanrının takma adı Phoibos’u anımsıyoruz. Bu sözcük ışık saçan, aydınlık anlamına gelmektedir ve tanrının büyük annesi titan Phoibe ile ilintilidir. Phoibos asıl güneşi simgeleyen Helios tanrı gibi dünyayı aydınlatmasa da Apollon Phoibos olarak Anadolu’da Dionysos karşısında aydın, durgun, ölçülü bir gücü simgeler, ışıktır doğayı görme, varlığı algılama gücüdür. Eski Yunanca φαίνω phaino ile φοίβος phoibos arasındaki fonetik yakınlık da dikkat çekicidir.
Fenomen felsefede somut, algılanabilir ve sınanabilir tekrarı yaşanabilir olay ve nesnelerdir. Bir nesnenin, olayın ya da bir sürecin görünürlüğünü, elle tutulur halini vurgulayıcı bir ifadedir. Fenomen kavramı, bazılarınca şaşırtıcı şeylerden ibaretmiş gibi algılanmış olsa da genelde böyle bir anlamı bulunmamaktadır.
Feomenoloji terimi de ilk kez 1764'de J.H.Lambert tarafından, Yeni Organon (Neues Organon) adlı eserinde kullanılmış.
Kant, fenomen kavramını 1786’ da, duyularla algılanamayan mutlak gerçek anlamında kullandığı numen terimine karşıt olarak, duyularla algılanabilen şeyler için kullanmış.
Günlük yaşamda özellikle son yıllarda hayranlık uyandıracak kadar dikkat çekici olan şey veya kişiler için fenomen sözcüğünün kullanıldığını görüyoruz. Eğer bunlara bir örnek vermek gerekir ise ‘internet veya sosyal medya fenomeni olarak söylenen bir kavramı gösterebiliriz. Çok sayıda kişinin beğenisini kazanmış, ünlenmiş kişileri anlatmak için bu sözcük kullanılmaktadır. Popüler olmak ile fenomen kavramlarının eşitlendiğine şaşırarak tanık oluyoruz. Kişilerden başka bazı firmalar yaptıkları indirimi anlatmak izin bile ‘fenomen fırsatlar’ ifadelerini kullanmaktadırlar. Bu da ipin ucunun kaçmakta olduğunu göstermektedir.
Tanınmak, yaptığı işin daha geniş topluluklarda görünür olması elbette güzel bir şeydir ama bunu abartmak, yapılan işten çok işin popülaritesini öne çıkarmak tehlikelidir. Başta Google olmak üzere dijital ortamın birçok platformunda o nesneyi veya olayı görünür kılmak için farklı yazılımlar ve bu yazılımlar için ödenen çeşitli bedeller veya kucak dolusu paralar göz önüne getirildiğinde sanırım söylenmek istenen şeyin boyutları daha iyi anlaşılabilecektir. Bir kişinin veya şeyin içeriğinden çok adı veya görüntüsü önem kazanmaktadır. O ürünün işe yarayıp yaramadığı ya da o kişinin canlandırdığı karakterin topluma anlatmak istediği düşünce çok geri planda kalmakta ve bazen de hiç anlaşılamamaktadır. Herhangi bir ürünün tanıtımı için kullanılan ünlü kişi o üründen daha çok tanınmaktadır. Bir başka benzeri de; bir politikacının iktidara geldiğinde yapmak istediği şeylerin plan ve programından çok retoriği daha çok alkış topluyorsa ortada bir sorun var demektir.
b) İdol
idol, bir kült (tapınç) nesnesi olarak kullanılmak için ahşap, taş, pişmiş toprak, kemik ve benzeri şeylerden yapılmış, küçük heykelciklerdir. Arapça mabud ve sanem sözcükleri de bu anlamlara gelmektedir.
Sanat tarihi açısından idol, tarihte ve tarih öncesi çağlarda, tanrılara adak olarak sunulan taş, toprak, fildişi ve kemikten yapılmış stilize tanrı ve tanrıça heykelcikleridir.
İdol sözcüğü, Eski Yunanca eídolon είδολον sözcüğünden alınmış ve zaman içinde eîdos εῖδος sözcüğüne evrilmiştir. Şekil, küçük şekil, görüntü anlamına gelmektedir. Buradan Latinceye idolum olarak, Latinceden de Fransızcaya idole şekline bürünerek girmiştir. Dilimize Fransızcadan okunduğu şekliyle idol olarak alınmıştır. İde, idea Sözcüğü ile ilintilidir.
Idéa, göze görünür yapma, kavram, biçim karşılığı olarak Eski Yunanca eidéa ειδέα veya idéa ιδέα, türetilmiş, Latinceye Idea, oradan da Fransızcaya idée olarak girmiştir. Sözcüğün Fransızcadaki ve dilimizdeki anlamı fikir, kavram, düşüncedir.
Günümüzde bu anlamlarının dışında örnek alınan, onun gibi olmak ve onun gibi yaşanılmak istenen kişileri anlatmak için kullanılmaktadır. Bu kavramın içinde bir idealleştirme, ülküselleştirme duygusu da bulunmaktadır. Dilimize Batı dillerinden girmiş olan mentor kavramının da yukarda anlatmak istediğimiz şeye yakın bir anlamı vardır ama idol ile mentor arasında en önemli fark mentor akıl hocası gibi yol gösterici olduğu halde idolün böyle bir özelliği bulunmamaktadır.
c) İkon
İkon sözcüğünün kökeni Eski Yunanca eikōn εικών sözcüğü olup resim, görüntü, tasvir anlamına gelmektedir. Bu dilden Latinceye geçmiş ve icona olmuştur. Fransızlar da dillerine bu sözcüğü icone olarak devşirmişlerdir.
İlerleyen yıllarda İkon sözcüğü dinsel bir anlam da kazanmıştır. Bazı dinlerde, özellikle Ortodoks Hristiyanlarda kutsal sayılan kişilerin resimlerinin tahta üzerine çeşitli boyalar kullanılarak yapılmasına ikon veya ikona adı verilmiştir.
Bilgisayarlarda kullanılacak bir programı simgeleyen resimlere de ikon denmektedir. Günümüzde ikon sözcüğünü birçok farklı alanda kullanıyoruz. Dijital anlatımlarda ekranda gösterilen ve tıklandığında belirli yazılım uygulamalarını çalıştıran grafik simgeler ikon olarak da tanımlanıyor.
İkonik: İkon sözcüğü simge, sembol ise ikonik sözcüğü de simgesel demektir.
Müzikte de bir müzik türünün ikonik olması onun simgeselliğini, aynı zamanda simgelediği müzik türünün özelliğini vurgular.
İkonik yaklaşımlar, değeri ve önemi olan bir nesnenin veya olgunun göze batan görünümlerinin tanıtımını yapma ve görsel benzerlikler kurarak gerçekleştirilen tasarım ilkeleridir. İkonik tasarımlar da dünden bu güne dönem dönem uygarlıkların, simgesi olmuş, bulundukları coğrafyaların ve sanat anlayışlarının tanınmasını sağlayan ve her biri birer ikon haline gelmiş yapılar, tasarımlardır.
Günümüzde ‘ikon olmak’ sözcüğünün kullanımı bozulmalara uğramış, basitleştirilerek anlamını yitirmiş olsa da ikon denildiğinde benzerlerinden ayrılan sanatçılar, yapılar, ürünler yine de vardır.
İkonografi de ikon sözcüğünden türeyen bir başka sözcüktür. İkonografinin temelini dinsel resimler ve bu resimlere ait sembollerdir. Sanat tarihi bir tabloda kullanılan ikonları, sembolleri çözümleyerek o tablonun yapıldığı döneme ilişkin bilgileri öğrenmemizi sağlar. Eserin yapıldığı tarihteki kültür ve sanatsal biçemlere ilişkin bilgiler verir. Aynı sanatçının başka eserlerinde kullandığı sembolleri karşılaştırarak bize çok değerli bilgiler sunar.
Resim ve heykel yapımının yasak olduğu toplumlarda ve yasaklı dönemlerde geometrik çizgiler ve bazı semboller ikonlar gibi bizim o dönem sanatına ait bilgiler edinmemizi sağlar.
Ülkemizin magazin dünyasını süsleyen sözcüklerden bir tanesi de “ikoncan” sözcüğüdür. Bu sözcüğün 2000’li yılların başlarında kullanılmaya başlandığı bilinse bile kim tarafından ilk kez kullanıma sürüldüğü saptanamamaktadır.
Kişinin belli başlı moda merkezleri dışında kendi başına yarattığı herkesçe beğenilen giyim tarzı ve bu şekilde giyinen anlamına gelmektedir. Daha çok sosyetik ve medyatik hanımlar için bu sıfat kullanılmaktadır. Yalnızca giyim değil, konuşma ve davranış şekilleri de bu kavram içine sokulmaktadır.
d) Rol Model:
Giyim kuşamı, tutum ve davranışı, bir işi yapma beceri ve başarısı başkalarınca, özellikle de gençlerce örnek alınan, taklit edilen, taklit edilebilen kişilere toplumda rol model denir.
Bu isim tamlaması görüldüğü gibi iki sözcükten oluşmaktadır, rol ve model.
Rolün iki anlamı vardır. İlk anlamına göre rol, bir oyunda ya da filmde bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi gereken sözlerin ve yapması gereken hareketlerin tamamıdır. İkinci anlamına göre de yapılması daha önce tasarlanmış bir işte bir kimsenin ya da şeyin üstüne düşen görevdir.
Model TDK sözlüğüne göre a) Resim veya heykel yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan konu, b) Kendisine baka baka resim veya heykel yapılan ve bunun için para ile tutulan kimse, c) Biçim, örnek, şekil, d) Bir ürünün tip, e)Benzer, örnek anlamlarına gelmektedir.
Konu model sözcüğüne gelince zihnimizdeki moda kavramı da bir anda ete kemiğe bürünüp gözümüzün önünde canlanıvermektedir. Ancak o çok daha geniş bir konu olduğu için incelenmesini bu yazının sınırları dışında tutmak gerekiyor.
Toplumla düzenli ve etkin iletişim içinde bulunan politikacılar, sinema ve tiyatro oyuncuları, bir meslek ve sanatı icra eden doyen (duayen) kişiler çoğu kez farkında olmadan iletişim içinde bulundukları çevrelerine örnek olur veya olabilirler. Bu kişiler o örnek alınacak kişiler için birer rol model olurlar.
Bilindiği gibi herhangi bir iş yapılırken daha önce biz veya başkaları bu işi nasıl yapmış diye düşünürüz. Daha önce başkaları tarafından kullanılmış bir patika yolculuğun güvenle ve başarıyla yapılacağının bir işareti olabilir. Aynı şekilde bir elbiseyi biçerken ve dikerken de önceki bir örneğe uygun biçmek ve dikmek emek ve zaman israfını önler. İnsanın öğrenmesi ve bir işi yapmasının en kolay, en pratik yolu başka birisini taklit etme (mimesis) ile başlar. Bütün çocuklar önce anne ve babasını, okulda öğretmenini ve sokakta kendisinden yaşça büyük olan arkadaşlarını taklit ederler.
Örnek olma ve örnek alma işleri her zaman sorunsuz olmamaktadır. Bazen insanlar kendileri için yanlış kişileri örnek, rol model alabilmektedirler. Toplumda yanlış bilgilendirmeler, hiç de örnek alınmaması gereken kişileri de “fenomen” leştirmekte, yanlış kişi ve davranışları ikonlaştırmakta ve yanlış kişileri kendilerine idolleştirmektedirler. Bu yanlışların önüne geçilmesi bu kavramların içeriklerinin, anlamlarının iyi bilinmesiyle mümkün olabilir. Aileden ve okuldan başlayarak bu rol modellerin, idollerin, ikonlaşmış, popüler kişi ve davranışların gençlere ne kadarının uyacağı veya uymayacağı anlatılmalıdır. Gerektiğinde örnek alınacak kişiler de uyarılmalıdır. Bu durumda olan kişi ve davranış biçimleri karşısında suskun, edilgin kalınmamalıdır.
Ali Can Polat
13.02.2022